Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haftası için kazanılmış olan devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere 2010/10674 2011/6377 Kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin ve belirtilen dönemlerde mezkur daireye davalıların ve üçüncü şahısların her türlü müdahalesinin önlenmesi, davalılarca 2004 yılında kullandırılmayan devre tatil hakları için şimdilik 7.135 TL. Maddi tazminat ve 15.000 TL manevi tazminat alacağının ağustos 2004 tarihinden itibaren kısa vadeli reoskont kredi faizi ile ödetilmesini istemişlerdir....

    şirketin bu ihtarnameye dahi cevap vermediğini, davalının tapu devri için vekil edileni çağırdığının iddiasının soyut ve yersiz olduğunu, bu hususun hakkında herhangi bir delil öne sürülmediği gibi taraflarınca dava aşamasından önce çekilen ihtarnameye cevap dahi verilmediğini, -Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin Beşinci Bölüm’ü ön ödemeli devre tatil sözleşmesi’nin esaslarını düzenlemiş olup;‘‘Ön ödemeli devre tatil sözleşmelerinde, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkının olduğunu, sözleşmeden dönme bildiriminin; şahsi hakka konu ön ödemeli devre tatil sözleşmeleri için yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile ayni hakka konu ön ödemeli devre tatil sözleşmeleri için ise noterlikler aracılığıyla satıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir.’’ vekil edilen tarafından noter kanalı ile cayma hakkının kullanıldığını, -Edimlerini yerine getirmeyen davalı firmaya; 10.06.2021 tarihinde sözleşme...

    KARAR Davacı, davalı ile 13/12/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 200 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 13.12.2015 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini, ödediği 200 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden ötürü borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

      Mahkemece, taraflar arasında 27/04/2013 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme içeriğinden söz konusu sözleşmenin devre tatil satış sözleşmesi olduğu, cayma hakkına ilişkin sürenin tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak ve bu süre içerisinde sözleşmenin askıda olduğu, davacının sözleşme tanzim edildikten sonra hizmetin ifasından önce her zaman cayma hakkını kullanabileceği, cayma hakkının kullanımına ilişkin sözleşmede düzenlemenin yer almadığı ve süresinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ; : Davalı T6. vekili 15/02/2022 tarihli istinaf dilekçesinde; sözleşme tarihinin 17/05/2009 tarihi olduğunu, davada 13/06/2003 tarih ve 25137 sayılı resmi gazetede yayınlanan devre tatil sözleşmeleri uygulama usul ve esasları hakkındaki yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı resmi gazetede yayınlanan devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağını, mahkeme kararının kanunların geriye yürüyemezliği ilkesine aykırı olduğunu, davacının müvekkiline ait tesislerde konakladığını, cayma hakkı bulunmadığını, sözleşmeyi fesih ve iptal hakkı da bulunmadığını, davacının iddialarını hukuki bir nedene dayanmayan soyut iddialardan ibaret olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür....

        Mahkemece, taraflar arasında 20/04/2014 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme içeriğinden söz konusu sözleşmenin devre tatil satış sözleşmesi olduğu, cayma hakkına ilişkin sürenin tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak ve bu süre içerisinde sözleşmenin askıda olduğu, davacının sözleşme tanzim edildikten sonra hizmetin ifasından önce her zaman cayma hakkını kullanabileceği ve süresinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu; satıcı mülkiyetindeki ... İli, ... İlçesi, .... Mevkii, ... Parselde kayıtlı arsa üzerinde inşa edilmekte olan “.......

          geçerli bir sözleşme bulunmadığından dolayı müvekkili söz konusu bu durumu sonlandırmak ve bu durumdan kurtulmak istediğini gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı 28/12/2018 tarihli devre mülk veya devre tatil sözleşmesinin aslında bir Gayrimenkul Satış Sözleşmesi olduğunu M.K.nun 706 ve BK.nun 213....

          yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

            Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 4.6.2011 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak sözleşme gereğince tatil hakkını hiç kullanmadığını, süresinde cayma hakkını kullandığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece davacının davalıya ait tesisleri görüp konaklayarak sözleşmeyi imzaladığı, tecrübe ve muayene koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu otelde, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine...

              Diğer yandan devre mülk sözleşmeleri tecrübe ve muayene koşuluna bağlı sözleşmeler olduğundan cayma hakkı mal ve hizmetin tecrübe ve muayene edilmesinden sonra başlayacaktır, yine istikrar kazanmış Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere; resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olan harici gayrimenkul satış sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra sözleşme konusu taşınmazın alıcıya tapuda devredilmesi halinde tarafların sözleşmeye geçerlilik tanıdıklarının kabulü gerekir. Devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir. Taraflar arasında devremülk satışına ilişkin sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu