Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, uluslararası devre tatil sözleşmesinin iptali ile davalıya ödenen miktarın istirdadı istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 6/B maddesinde devre tatil sözleşmelerinin düzenlendiği, anılan maddede de, devre tatil sözleşmesinin "... taşınmazın kullanım hakkının devri yada devri taahhüdünü içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu yazılı sözleşme yada sözleşme grubu" olarak tanımlandığı, sözleşmenin resmi olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gözetilerek aynı yasanın 23. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde özel mahkeme olan tüketici mahkemesi görevlidir. O halde, davaya bakmaya görevli mahkeme İstanbul 5. Tüketici Mahkemesidir....
KARAR Davacı, davalı ile 04.07.2009 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 31.07.2009 tarihinde 7.500,00 TL ödeme yaptığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını, ... 10. Noterliği'nin 15.07.2014 tarihli ihtarnamesi ile cayma hakkını kullandığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini ve ödeme yaptığı 7.500,00 TL nin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle iadesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile sözleşme nedeniyle yaptığı ödemelerin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirket ise davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının ileriye yönelik kullanamayacağı yıllar için uzman bilirkişi tarafından devre tatil hakkının tanındığı tatil köyü ile aynı düzeyde başka bir tatil yerinde sözleşmede tanınan haklar çerçevesinde tatil yapmanın getireceği masraflar hesap edilerek bulunan miktarın ödetilmesine karar verilmişse de, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine ve menfaatler dengesine daha uygun bir...
Temyize konu ... bu dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın tahsili isteğine ilişkin olup, devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Taşınmazın aynına taalluk etmekte olup, bu kabil satışlar resmi şekilde yapılması gerekir. Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Sözleşme resmi şekilde yapılmadığından hukuken geçersizdir. Bu nedenle 4077 sayılı yasadan kaynaklanan bir uyuşmazlık yoktur. Dava daha çok borçlar kanununun genel hükümlerine göre açılmış sözleşmenin iptali nedeniyle bedel iadesi isteğine ilişkindir. Öyle ise mahkemece işin esası incelenerek ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Taraflar arasındaki sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) 6/B maddeye göre, Devre tatil sözleşmeleri, en az üç yıl süre için yapılan ve bu süre zarfında yıl içinde, belirli veya belirlenebilecek ve bir haftadan az olmayacak bir dönem için bir veya daha fazla sayıdaki taşınmazın kullanım hakkının devri ya da devri taahhüdünü içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu, yazılı sözleşme ya da sözleşmeler grubu olup, devre tatil sözleşmelerine ilişkin usul ve esasları Bakanlık belirler. TKHK’da devre tatil sözleşmelerinde tüketicinin sözleşmeden cayma hakkı ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir....
KARAR Davacı, davalılar ile arasında devre tatil sözleşmesi bulunduğunu ancak tatil hakkını kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile ödediği 200 TL'nin ve diğer senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı Şirketler arasında 06.08.2011 tarihli devre tatil sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı, sözleşmede belirtilen dairede ve dönemde tatil hakkını kullanmamış olup, 26.12.2011 tarihli ihtarnameyi göndererek cayma hakkını kullandığını bildirmiştir. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 6/B maddesinde devre tatil sözleşmeleri düzenlenmiş olup, cayma hakkını kullanma süresi hizmetin verildiği tarihte başlar. Bu tarihe kadar sözleşme askıdadır. Davacı devre tatil hakkını kullanmadığına göre, sözleşmeden cayabilir....
KARAR Davacı, davalı ile arasında devre tatil sözleşmesi bulunduğunu ancak tatil hakkını kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile ödediği 1600 TL'nin ve diğer senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı Şirket arasında 06.10.2012 tarihli devre tatil sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı, sözleşmede belirtilen dairede ve dönemde tatil hakkını kullanmamış olup, 04.10.2013 tarihli ihtarnameyi göndererek cayma hakkını kullandığını bildirmiştir. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 6/B maddesinde devre tatil sözleşmeleri düzenlenmiş olup, cayma hakkını kullanma süresi hizmetin verildiği tarihte başlar. Bu tarihe kadar sözleşme askıdadır. Davacı devre tatil hakkını kullanmadığına göre, sözleşmeden cayabilir. Mahkemece davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
İlçesinde kain 1 adet devre-mülkün devri hususunda davalı ile imzalanan sözleşme kapsamında müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen davalı şirket tarafından tapuda devir yapılmadığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini, tapu kaydının iptali ve tesciline karar verilememesi durumunda 9262,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının talebi satın aldığını iddia ettiği devre mülkün adına tapuya tesciline, bu olmadığı takdirde bedelinin kendisine verilmesine ilişkin olduğundan, mahkemece, öncelikle davacının tapu iptal ve tescil davasının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Tapu iptal ve tescil davası ise kayıt kabul davası niteliğinde değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptal ve tescil talepleri yönünden, İİK'da özel bir düzenleme yer almadığından taraflar arasındaki işin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi zorunludur....
K A R A R Davacı, 21.02.2010 tarihli sözleşme ile Değirmendere Mahallesi 16 nolu parselde bulunan 6 nolu dairede 4 kişilik devre tatil ile aynı tarihli sözleşme ile aynı parselde bulunan 9 nolu dairede devre tatil haklarını içeren sözleşme imzaladıklarını, devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış niteliğinde olup, bu tür satışlarda tüketiciye 7 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetme hakkı tanındığını, ilgili taşınmazda kendisine verilen devremülkü hiç kullanmadığı için cayma hakkı süresinin devam ettiğini, 25.02.2013 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, davaya konu AOT9883 ve AOT9884 nolu sözleşmelerin iptali ile davalıya ödediği meblağların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 2.8.2005 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....