Mahkemece, taraflar arasında imzalanan devre tatil sözleşmesi gereği davacının kendi beyanlarında da belirttiği üzere tesisten yararlandığı, sonraki yıllarda ailesinin tesisten yararlanıp tatilinin yaptığı, kendisinin Fethiye'ye taşındığından ve şu anda çalışmadığından bahisle devre tatil sözleşmesine konu hakkını satmak istediğini, kendisini bir danışmanlık bürosuna yönlendirdikleri halde satışın gerçekleşmediğini beyan etmişse de tarafları arasında sözleşme özgürlüğü kapsamında bahse konu devre tatil sözleşmesinin imzalandığı, davacı yanın kendisinin de kabulünde olduğu gibi, karşı yanın kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği halde öznel sebeplerinden ötürü sözleşmenin feshi ile ödediği bir kısım paranın iadesini talep ettiği görülmekle davacının cayma hakkını süresinden çok sonra ve koşulları oluşmadan talep ettiği, davacının talebinin iyi niyet kuralları ile de bağdaşmadığı, subjektif sebeplerle ve süresinden sonra yapılan talebin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın...
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; devre mülk sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve devre mülklerin tapusunun iadesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesi ve davacı tarafından verilen 22.02.2021 tarihli dilekçe içeriklerini incelenmesinde; davcının, davalıdan birden fazla sözleşme ile birden fazla devre mülk satın alındığı anlaşılmakta ise de, hangi sözleşmeler ile hangi devre mülklerin alındığı, devre mülklerin edinim amacının ne olduğu açık değildir. Ayrıca dava dilekçesinde 45.000,00 TL'nin iadesini isteyen davacının hangi devremülkler yönünden cayma hakkını kullandığı da anlaşılamamıştır....
Mahkemece, davanın kabulü ile, 08/12/2013 tarih 13.500,00 TL bedelli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptali ile sözleşme kapsamında davacının ödemiş olduğu 5.800,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 08.12.2013 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
KARAR Davacı, davalı şirket ile arasında 13.04.2013 tarihinde 10 yıl süreli devre tatil sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre 31.12.2014 tarihinde tesise ilave olarak yapılması gereken 5 yıldızlı otel, spor sahaları, çocuk kulübü, fizik tedavi merkezi ve sağlık ünitesinin taahhüt edilen tarihte ve sonrasında yapılmadığını, bu nedenle sözleşmeden caydığını, 5.540,00 TL sözleşme bedelinin 21.07.2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve bu sözleşme gereği verilmiş olan davalı yedindeki senetlerin tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve tapu iptal istemine ilişkin olarak açılan davada...sıfatıyla) ile.......
Mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının ileriye yönelik kullanamayacağı yıllar için uzman bilirkişi tarafından devre tatil hakkının tanındığı tatil köyü ile aynı düzeyde başka bir tatil yerinde sözleşmede tanınan haklar çerçevesinde tatil yapmanın getireceği masraflar hesap edilerek bulunan miktarın ödetilmesine karar verilmişse de, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, her bir sözleşme yönünden ayrı ayrı olmak üzere, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine...
Mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının ileriye yönelik kullanamayacağı yıllar için uzman bilirkişi tarafından devre tatil hakkının tanındığı tatil köyü ile aynı düzeyde başka bir tatil yerinde sözleşmede tanınan haklar çerçevesinde tatil yapmanın getireceği masraflar hesap edilerek bulunan miktarın ödetilmesine karar verilmişse de, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine ve menfaatler dengesine daha uygun bir...
Tur.İnş.Tar.San.Tic.Aş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir 2-Davacı, davalı şirket ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi ve sözleşme kapsamında imzalanan senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme, devre mülk sözleşmesi olarak nitelendirilip, resmi şekilde yapılmadığı gerekçesi ile sözleşmenin geçersiz olduğu değerlendirilerek sonuca gidilmiştir. Oysa ki taraflar arasındaki sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır....
Dava,4077 sayılı yasanın 4.maddesi uyarınca açılmış ayıplı mal iddiası ile sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi istemiyle ilgilidir. Taraflar arasında yapılan 15.9.2012 tarihli devre tatil sözleşmesi, 4077 sayılı yasanın 8. ve 9.maddelerinde belirlenen kapıdan satış niteliğindedir. Bu tür satışlarda tüketicinin 10 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbesttir. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında sürecinde sözleşme henüz hüküm doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup,tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hüküm doğurur, cayması halinde ise başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz....
KARAR Davacı, davalı ile imzalanan devre tatil sözleşmesi gereğince,.... mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ..... Tatil Sitesinde I bölgesinde bulunan 392 kapı nolu evin 12 nolu döneminin devre tatil hakkına sahip olduğunu, davalının sözleşmenin 12....