Davalının istinaf taleplerinin incelenmesinde, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, TMK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşmenin, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale geldiği, devre mülk sözleşmelerinin tecrübe - muayene koşulu ile yapılan satış sözleşmelerinden (TBK m.249) olup, davacı tüketicinin kullanımdan / teslimden imtina ettiğinin usulüne uygun ispat vasıtaları ile ispat edilememiş olması, davacı tüketici yönünden tecrübe ve muayene şartının gerçekleşmediği ve davacının devre mülk sözleşmesinden cayma hakkını yasal usule uygun kullandığı, davacının yargılama sırasında sunduğu dilekçeyle hükme konu edilen...
KARAR Davacı, davalı ile imzalan devre mülk sözleşmesinden caydığını ileri sürerek sözleşmenin iptaline, ödediği 1.100.00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline ve ödenmeyen 54 adet senedin iptalini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 1.100,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sözleşme nedeni ile davacı tüketicinin davalı tarafa vermiş olduğu 54 adet bono vasıflı senedin iptaline karar verilmiş;hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, devre mülk pay satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeni ile verilen bonoların iptali için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir....
Noterliği'nin 7700 Yevmiye numaralı ihtarı ile ödenen miktarların iadesi talep edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir dönüş yapılmadığını, davalı tarafın tüm istinaf taleplerinin reddi ile davanın kabulünü talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, devremülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK, 6502 sayılı TKHK 3. Değerlendirme Dava, devremülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur....
T2 yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, taraflar arasında imzalanan Devre Mülk Satış Sözleşmesinin iptaline, sözleşme kapsamında ödendiği ispat edilen 9.415,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye talebin reddine, T1 yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, Taraflar arasında imzalanan Devre Mülk Satış Sözleşmesinin iptaline, ödenen bedelin iadesi talebinin ispat gerçekleştirilemediğinden reddine..." dair karar verilmiştir....
K A R A R Davacı, davalı şirketle imzaladığı 10/11/2012 tarihli devre tatil sözleşmesi ile devre mülk satın alarak 8500,00-TL peşin ödeme yaptığını, aldatıcı vaat ve taahhütlerde bulunduklarını, 17/09/2013 tarih 26151 yevmiye nolu ihtarı ile cayma hakkını kullanmasına rağmen sözleşme bedelinin iade edilmediğini ileri sürerek 8.500 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasında imzalanan 10/11/2012 tarih 114016 sayılı devre mülk sözleşmesinin feshine, sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya ödenen 8500-TL sözleşme bedeli ve ihtarname ücreti 175-TL olmak üzere toplam 8675-TLnin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, devre tatil sözleşmesinden dönmesi sebebi ile ödediği bedelin iadesi için eldeki davayı açmıştır....
Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir....
kullanmasa da rezervasyon kayıtları yapıldığı, davacı tarafın kötü niyetle bu davayı açtığını, reddedilmesi gerektiğini, Devre mülk sözleşmesinin şekli ve şekle aykırılığın sonuçları hakkında Kat Mülkiyeti Kanununda, devre mülk sözleşmesinin şekli hakkında açık bir düzenleme olmadığı, ancak KMK madde 61 uyarınca, devre mülk sözleşmesinin resmi senede eklenmesi zorunluluğu olduğu, bu zorunluluk dikkate alındığında, devre mülk sözleşmesinin en azından adi yazılı şekilde yapılması ortaya çıkmakta ise de bu yeterli olmadığı, zira adi yazılı şekilde yapılan devre mülk sözleşmesinin aynı zamanda resmi senede eklenerek tapuda beyanlar hanesine kaydedilmesi gerektiği, yani ayni bir hak olan devre mülk hakkı tapuda resmi şekilde kurulduğu, Madde metninde, devre mülk hakkının resmi şekilde kurulacaktır denilmekteyse de bu hak proje bittikten sonra tapu senetlerinin tazim edilmesinden sonra olacağını, Proje döneminde, proje henüz tamamlanmadığı için söz konusu devre mülklerde tapu senetleri tanzim...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; devremülk sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dosyası incelendiğinde; davacı ile Sefa T4 San. ve Tic. Ltd....
DAVA Davacı; davalı şirketin genel müdürü ile telefonla görüşerek devre mülk sahiplerinin iade ettiği eski sözleşmelerden 15 günlük yaz dönemi (2+1) havuz cepheli yıldatı 150 dolar olan 2 adet, devre mülklerin her biri 12.500,00 TL olmak üzere toplamda 25.000,00 TL'yi kredi kartıyla ödemek üzere anlaşarak satın aldığını, ancak bedelini ödeyerek satın aldığı devre mülklerin satış sözleşmelerinin kendisine gönderilmediğini ileri sürerek, 11.12.2016 ile 25.12.2016 tarihlerinde satın aldığı ve kredi kartı ile bedelini ödediği 15 günlük 2 adet devre mülklerin 11.12.2016-25.12.2016 tarihleri itibariyle davalı şirkete iade edilen eski sözleşmelerden Park 5-6-7 Bloklarında 1., 2., 3.katlarda 15 günlük yaz dönemi (2+1) havuz cepheli yıldatı 150 dolar olan 2 adet devre mülk satış sözleşmelerinin düzenlenerek tarafına verilmesini talep etmiştir. II....
Bu konuda aynı nedenden dolayı , davalılar aleyhine açılan muhtelif davalarda davalıların sorumluluğu ve husumet ehliyeti yönünden farklı kararlar verilmiş olmakla, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2018/5980 E- 2018/12509 K.sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemeleri Daireleri arasındaki görüş ayrılığı giderilmiş olup, verilen kararla devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi konusunda T3 A.Ş 'ye husumet düşüp düşmediği hususunda, Daireler arasındaki görüş ve uygulama aykırılığına ilişkin uyuşmazlığın, davalılar arasında organik bağın bulunması, T3 A.Ş'nin malik olması nedeniyle T3 A.Ş'ye husumet düştüğünün kabulü ile farklı yer Bölge Adliye Mahkemeleri Daireleri arasında farklı görüş ve uygulama aykırılığının bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Bu nedenle davalının uyuşmazlıkta husumetinin ve sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....