GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamına, toplanan delillere, yerel mahkeme gerekçesine, devre mülk hakkının 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olup, taşınmazın aynına ilişkin olduğundan satışının resmi şekilde yapılmasının zorunlu olmasına, devre mülk satışına ilişkin olarak adi yazılı şekilde düzenlenen sözleşmeler ise resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olup; bu durumda da tarafların, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre (TBK m.77- 82) karşılıklı olarak verdiklerini geri alma hakkına sahip olduklarına göre, somut olayda devre mülk hakkına ilişkin gayrimenkul satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde düzenlenmesi nedeniyle resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda, bu nedenle, davacının ödediği bedeli talep edebileceğinde kuşku yoktur....
Asliye Hukuk Mahkemesince ise davacı ile davalı şirket arasında devre mülk sözleşmesinin imzalandığı ihtilafsızdır. Hemen belirtmek gerekirki, davacının eldeki davadaki talebi yargılama esnasında taşınmazın aynına ilişkin araştırmayı ve tartışmayı gerektiricek bir husus içermemektedir. Bu itibarla, eldeki davanın taşınmazın aynına ilişkin dava gibi değerlendirilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Kocaeli 1. Tüketici ve Yalova 4....
Asliye Ticaret Mahkemesince de, davalının tacir olmadığı, bonoların düzenlenmesi aşamasında yapılan devre mülk satış sözleşmesinin tüketici işlemi olarak tartışılmasının gerektiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda; Dava, davalı ... A.Ş. İle devre mülk satım sözleşmesi kapsamında borçlu olmadığının tespiti, bu işlem kapsamında verilen senetlerin iptali ve iadesi istemidir. Davacı ve davalı ... arasında devre mülk satım işleminin yapılması için davacı tarafça 17.800 ve 2000 TL bedelli 08.08.2020 düzenleme tarihli 2 ayrı senedin imzalanarak davalı ... A.Ş.'ye verildiği ancak devre mülk satım işleminin yapılmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında davacının tacir olduğuna dair bilgi ve belge bulunmamaktadır. Söz konusu senetler devre mülk satım işlemi için verilmiştir. Bu kapsamda davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, Dikili 1....
Yasanın 60. madde hükmüne göre de ana taşınmaz mal ile bağımsız bölümlerin ve müstakil yapıların tapu kütüklerinin beyanlar hanesine bağımsız bölüm veya yapı üzerine devre mülk hakkı kurulduğu işaret edilir ve düzenlenecek tapu senedinde de bu husus belirtilir. Ancak bir irtifak hakkı özelliği göstermesinden dolayı devre mülk hakkının kurulması için Türk Medeni Kanununun 780. maddesince tapu kütüğüne tescil şarttır. Anılan Yasanın 781. maddesi gereğince de irtifak hakkının kurulması için yapılan sözleşmenin geçerli olması resmi şekilde düzenlenmesine bağlıdır. Somut olayda, davacının dayandığı 20.06.1992 günlü devre mülk sözleşmesi adi yazılıdır. Geçersiz olan bu sözleşmeye dayanılarak devre mülk hakkının tapu siciline tescili istenemeyeceğinden, davacının tescil talebinin reddinde usul ve yasaya aykırılık yoktur....
KARAR Davacı, davalı ile 10/10/2015 tarihli 24.480,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, ödemeye ilişkin senetler düzenlendiğini, sözleşmeden caymak istediğini ileri sürerek; sözleşmenin ve senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 10/10/2015 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 24.480,00 TL bedelli senetler yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 10.10.2015 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin ve senetlerin iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....
KARAR Davacı, 1996 yılında ulusal televizyonlardan davalıların ...’nın ... ilçesinde devre mülk inşa ederek satışa sunduklarını öğrendiğini, 30/11/1996 tarihinde 7 adet A grubu devre mülk 5 adet B grubu devre mülk 5 adet C grubu devre mülk satın aldığını ve satış bedelini ödediğini, davalıların sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediklerini ileri sürerek, şimdilik 125.000,00TL rayiç değerin yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Davalılar, öncelikle zamanaşımından, aksi halde esastan davanın reddini dilemişlerdir....
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacı tarafın müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu tesis tanıtım turlarına katıldığını, tur esnasında yapılan tanıtımdan sonra beğenmiş olduğunu, devre mülkü satın almak amacıyla devre mülk sözleşmesi imzaladığını, müvekkili şirketin davacı üyeye sözleşme kapsamında devir ve teslim etmeyi taahhüd ettiği devre mülkün bulunduğu blok inşaatı tamamladığını ve devre mülkü kullanıma hazır hale getirdiğini, davacı üyeye tapusunun teslim edildiğini, konaklamaya davet işleminin de yapıldığını, davacı tarafın beyanlarının aksine müvekkili şirketin devre tatil sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin edimlerini ifa ettiğini ve sözleşmenin geçerli olarak uygulamaya geçtiğini, davacı tarafından açılan hukuki dayanaktan yoksun ve iyi niyet kurallarından yoksun davasının reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adî yazılı şekilde günlü devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “Konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı Kanunda tanımlanan şekilde bir ilişkinin devre mülk satım sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Kanunun 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık devre mülk satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/07/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....