Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Şirket yetkilisinin, davacı şirketin fesih ve tasfiyesi için gerekli işlemleri başlatmak istediğinde genel kurul karar defterinin gerektiğinin söylendiğini, şirketin tasfiyesi için defterin zorunlu olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK'nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1486 KARAR NO : 2020/1261 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 02/07/2020 NUMARASI : 2020/313 ESAS - 2020/258 KARAR DAVA KONUSU : Zayi Belgesi VerilmesiKARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 24/01/2020 tarihinde şube açılışı kararı almak üzere Yönetim Kurulu Karar defterine karar almak istediğini, ancak bütün aramalara rağmen bulunamadığını, şirketin yeni bir karar defteri çıkartabilmesi ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için noterliklerce zayi belgesinin istendiğini, şu halde müvekkil şirketin yönetim organı olan Yönetim Kurulunun Karar defteri zayi olduğu için toplanamadığını, bu nedenlerle müvekkili şirket yönetim kurulu karar defterinin zayi olduğunun tespitine ve zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Dosya içeriğine göre; davanın 19/03/2019 tarihli celsede davacı vekili tarafından ilk kez takip edilmemesi üzerine işlemden kaldırılmasından sonra, 18/02/2020 tarihli celsede de davacı vekili tarafından ikinci kere takipsiz bırakılması nedeni ile re'sen gözetilmesi gereken 6100 sayılı HMK. 320/4. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken işin esas hakkında karar verilmesi hatalıdır. Tüm bu sebeplerle , taraf vekillerinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen husus yönünden yerinde görülmekle, yukarıda belirtilen husus yönünden yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığından HMK 353/1- b.2 hükmü gereğince kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği tespit edilmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Davacı vekili, davalı işverenin kurduğu dernek vasıtası ile çalışanların ücretlerinden düzenli olarak kesinti yaptığını, sözleşme sona ermesine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek yapılan kesintilerin iadesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının onayı alınmadan aidat kesintisi yapıldığından bilirkişi tarafından hesaplanan miktar hüküm altına alınmıştır. Ancak davacının dernek üyeliği bulunup bulunmadığı ve bu yöntemle kesinti yapılmasına onay verip vermediği araştırılmadan karar verilmesi isabetli olmamıştır. Ayrıca, ıslahla artırılan ve taktiri indirim yapılarak hesaplanan fazla mesai ve haftta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasından sonra anılan alacak kalemleri yönünden fazlaya dair talebin reddine karar verilmesi gerekirken bu alacaklar yönünden fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Anılan ihbarnamede; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2013/14-102 esas, 2014/128 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığı halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği ve bozma kararının aleyhe sonuç doğuracağı nazara alınarak yapılan incelemede, Dosya kapsamına göre, 5253 sayılı Dernekler Kanun'un 32/k maddesinde ''9 ve 19' uncu maddelerin üçüncü fıkralarındaki zorunluluğa uymayanlar ile tutulması zorunlu olan defter ve belgelerin, gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olması şartıyla elde olmayan bir nedenle okunamayacak hâle gelmesi veya kaybolması hâlinde, öğrenme tarihinden itibaren onbeş gün içinde dernek merkezinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesine zayi belgesi almak için başvurmayan veya bu belgeyi denetim sırasında ibraz edemeyenler üç aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.21 inci maddedeki yükümlülüklere aykırılık...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 2021/105533 Soruşturma sayılı dosyası kapsamında ve davacı tarafından bildirilen delillerden hırsızlığın gerçekleştiği hususunda somut bir delilin bulunmadığı, savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararının içeriğine göre de söz konusu şikayet (kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf eylemi) hakkında somut delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, dikkate alınarak şirkete ait tutulması zorunlu olan defterlerin klasör içerisinde sabit olmayan surette bulundurulması nedeniyle tacirin belgelerinin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği, Kanun da tarif edildiği şekilde tacirin iradesi dışında bir zayii halinin mevcut olduğu iddia ve ispat edilmediği gerekçesiyle TTK'nın 82/(7) maddesindeki koşulların oluşmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 2021/105533 Soruşturma sayılı dosyası kapsamında ve davacı tarafından bildirilen delillerden hırsızlığın gerçekleştiği hususunda somut bir delilin bulunmadığı, savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararının içeriğine göre de söz konusu şikayet (kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf eylemi) hakkında somut delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, dikkate alınarak şirkete ait tutulması zorunlu olan defterlerin klasör içerisinde sabit olmayan surette bulundurulması nedeniyle tacirin belgelerinin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği, Kanun da tarif edildiği şekilde tacirin iradesi dışında bir zayii halinin mevcut olduğu iddia ve ispat edilmediği gerekçesiyle TTK'nın 82/(7) maddesindeki koşulların oluşmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir....

            Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan alınacak raporla davacının 18.08.1999 tarihli sözleşmenin 4. maddesi uyarınca ne miktar alacağa hak kazandığının belirlenmesi ve dava tarihinden itibaren uygulanacak faiziyle birlikte davalı dernekten tahsiline karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1. bendde yazılı nedenlerle hükmün davalı üniversite, 2. bent uyarınca davalı dernek yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerini Geliştirme ve Güçlendirme Derneği’ne geri verilmesine, 30.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1048 KARAR NO : 2023/494 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 26/12/2022 KARAR TARİHİ : 13/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı...şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; Ortağı bulunduğu şirkete ait karar defterinin 2006 yılı sonuna doğru -----dışında başka bir şehre taşınma esnasında kaybolduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun “Belgelerin saklanması, saklama süresi” başlıklı 82....

                UYAP Entegrasyonu