Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine Anayasa'nın 33. maddesinde;herkesin önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma hürriyetine sahip olduğu, dernek kurma hürriyetinin, ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabileceği dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usullerin kanunda gösterileceği hükmü bulunmaktadır. Anayasa ile güvence altına alınan dernek kurma hürriyeti ve mülkiyet hakkına kanunlarla getirilen sınırlamaların, belirtilen hak ve özgürlüklerin özünü zedelemeyecek biçimde uygulanması gerektiğ açıktır. Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2809 sayılı Dernekler Kanunu'nun 64. maddesinde yer alan "Dernekler ikametgahları ile amaç ve faaliyetleri için gerekli olanlardan başka taşınmaz mal edinemezler" kuralı ile, derneklerin taşınmaz mal edinme hakkına getirilen sınırlama, mutlak bir sınırlama değildir....

    Derneğin fesih veya kendiliğinden sona erdiğinin tespitine ilişkin davaların aleyhine hüküm verilecek olan dernek tüzel kişiliğinin hasım gösterilerek açılması, dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün derneği temsil yetkisi bulunan yönetim kurulu başkan ve üyelerine tebliği, dernek temsilcilerinin huzuru ile davanın yürütülmesi, hükmün de dernek hakkında verilmesi, kararın dernek adına temsilcilerine tebliğe çıkartılması gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki dava, dernek davalı gösterilerek açılmamış, eski kurucu ortaklardan ve yönetim kurulu üyelerinden bir tanesi davalı gösterilmiş ise de, açılan davada ilgili derneğin yönetim kurulunun başkan ve tüm üyelerinin tamamının davalı olarak gösterilmediği de nazara alındığında açılan davanın dernek aleyhine açıldığının kabulüne imkan ve olanak bulunmadığının kabulü gerekmektedir. Öte yandan Usul Hukukunda davaya dahil şeklinde bir müessese yer almayıp, bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı verilemeyeceği açıktır....

    Dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörmektedir....

    Yargılama sırasında mahkemece bilirkişiden rapor alınmış ise de, raporda dernek haricindeki davalıların sorumluluğu mahkemenin takdirine bırakılmış olup, mahkemece de dernek tarafından imzalanan sözleşme nedeniyle davalıların sorumluluğu yeterince irdelenmemiş soyut gerekçe ile davalıların sorumluluğuna gidilmiştir....

      Yargılama sırasında mahkemece bilirkişiden rapor alınmış ise de, raporda dernek haricindeki davalıların sorumluluğu mahkemenin takdirine bırakılmış olup, mahkemece de dernek tarafından imzalanan sözleşme nedeniyle davalıların sorumluluğu yeterince irdelenmemiş soyut gerekçe ile davalıların sorumluluğuna gidilmiştir....

        Dernekler Kanunu'nun 2/h maddesine göre dernek şubesinin tüzel kişiliğinin bulunmaması sebebiyle dernek şubesi aleyhine dava açılması veya icra takibi yapılması mümkün değildir. Taraf ehliyeti dava şartlarından olup re'sen gözetilmesi gerekir. Her ne kadar dava dilekçesinde, T5 Merkezini Temsilen TÜED Yüreğir Şube Başkanlığı davalı olarak gösterilmişse de, icra takibinde dernek genel merkezi borçlu olarak gösterilmemiştir. Dolayısıyla dernek genel merkezi hakkında yapılmış bir icra takibi yoktur. Hakkında geçerli bir icra takibi bulunmayan dernek genel merkezi hakkında açılan itirazın iptali davasında da davalı dernek genel merkezi yönünden husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş olması yerindedir. Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        nun dernek faaliyetleri çerçevesinde, dernek iktisadi işletmesi tarafından çıkartılan "Engelsiz" adlı dergiyi, dernek adına yurt genelinde 5 TL makbuz kesmek suretiyle satıp gelirinin % 60'nı dernek iktisadi işletmesinin hesaplarına aktarmaları gerektiği halde, dergi satışından para ve ürün olarak elde ettikleri gelirlerin büyük bir kısmını makbuz kesmeden, belge düzenlemeden zimmetlerine geçirdikleri, dergi satışı yapmadan, makbuz kesmeden adı geçen dernek adına yardım toplayıp elde ettikleri gelirleri dernek veya dernek iktisadi işletmesi hesabına aktarmadan mal edindikleri iddia edilen olayda: Mahkeme kararı ile yapılan iletişim tespitlerinde, temyiz kapsamı dışında olan sanık ...'nün sanık ...'e "... başkan dergi satacağız ancak makbuz kesmeyeceğiz" demesi üzerine sanık ...'in "bilmiyorum abi ama bir şey yapacağız, açık çok fazla" şeklindeki beyanı, ...'nün "tanıdıklara KDV'sini verir, fatura kestiririz" biçimindeki sözleri üzerine sanık ...'...

          Davalılar ..., ... ve ... vekili husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, borcun yasal sorumlusunun dernek olduğunu, dernek borçlarından temsile yetkili yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olacağını, dernek işlemleri ile tek yetkili kişinin ... olduğunu, bunun haricindeki üyelerin sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalılar ..., ..., ... de kendilerine husumet yöneltilemeyeceğine dair aynı gerekçelerle davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar cevap vermemiştir....

            geldiği anlaşıldığından, sanık hakkında 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 32/F maddesinde belirtilen adli yaptırımın uygulanması için suç duyurusunda bulunulduğu, denetim sırasında; dernek hakkında, dernek üye kayıt defterinin usulsüz tutulması, gelen evrak kayıt defterine hiç bir kaydın yapılmaması, giden evrak defterinin 2005 yılından itibaren kayıtsız olması, demirbaş defterinin usulüne uygun tutulmaması, dernek işletme defterinde kayıt tarihi sırasına dikkat edilmemesi, yıl sonu hesap kayıtlarının kapatılmaması, dernek alındı belgesi kayıt defterine 185 cilt makbuzun hiçbirinin işlenmemesi, dernek karar defterinin usulüne uygun tutulmaması, dernek alındı belgesi işlemlerinde gelir toplama yetkisi olmadığı halde makbuz düzenlenerek gelir toplandığı ve huzur hakkı ödemelerinin usulüne uygun olmayıp gider makbuzları ile yapıldığı konularında sanık hakkında idari yaptırımlar uygulandığı ve ayrıca alındı belgelerinin dernek saymanları arasında tutanakla devir amir hükmüne uyulmadığından,...

              Somut olayda, davalının, dernek üyelik aidatlarını ödememesi sebebi ile aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali için ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığı, davalı derneğin tüzüğünde merkezinin ... (... Adliyesi yargı çevresinde) olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekir. Bu durumda mahkemece kesin yetki kuralı gereği derneğin merkezinin bulunduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu