Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek, derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Dernek (Dernek Genel Kurulu Kararlarının İptali İstemli) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davalı derneğin 03.01.2015 tarihli seçimli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkin olarak davacı tarafından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı dernek tarafından süresinde temyiz edilmiş ise de; davalı dernek temsilcileri başkan Ömer Güler ile muhasip üye Refik Yenigün müşterek imzalı 30.05.2015 tarihli dilekçeyle temyizden feragat etmişlerdir....

      Anayasanın 33. maddesi uyarınca temel haklardan olma dernek kurma hakkı ile ilgili hükme göre “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. Dernek hakkı Anayasanın 33. maddesinde sayılanlar dışında bir derneğin etkinliklerine katılma ve dernek üyelerinin menfaatlerini korumak üzere faaliyette bulunma haklarını da içermektedir". Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesine göre de “Her şahıs asayişi ihlâl etmeyen toplantılara katılmak ve başkalarıyla birlikte sendikalar tesis etmek ve kendi menfaatlerini korumak üzere sendikalara girmek hakkı dâhil olmak üzere dernek kurmak hakkını haizdir”. Görüldüğü gibi derneğe üye olma hakkının temel yansıması dernek faaliyetlerine ve toplantılarına katılma hakkıdır....

        Aynı Kanunun 73. maddesinde, derneğin nihai kararlarının en yetkili organ olan genel kurul tarafından verileceği, 83. maddesinin 2. fıkrasında ise derneğin diğer organ kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı hükme bağlanmış olup, genel kurulun onayı olmayan yönetim veya disiplin kurulu kararlarının derneğin denetim yolları tüketilmiş kararları olarak kabul edilemez. Somut olayda dava, dernek yönetim kurulunun 11.11.2009 tarihli kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup davacı dernek adına vekili tarafından 11.11.2009 tarihindeki yönetim kurulu üyeleri davalı gösterilerek açılmıştır. Davacı dernek yönetim kurulunun 11.11.2009 tarihli kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitini istemiş ise de, kendi kararlarının değiştirilmesi yönünde yönetim kurulunda her zaman yeni bir karar alabileceği gibi, bu konunun dernek genel kurulunda görüşülmesini de sağlayabilir....

          tarafından kurulan iktisadi işletmenin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, buna göre T4nin, tıpkı dernek şubesi, dernek lokali ve dernek sandığı gibi dernek tüzel kişiliğinden ayrı mütalaa edilemeyecek derecede dernekle bütün ve kişiliği dernek tüzel kişiliğinden mündemiç bir yan işletme olduğunu, kural olarak derneklerin kazanç paylaşımı amacıyla kurulmalarına yahut ticari faaliyette bulunmalarına yasal olanak bulunmadığını, zaten derneğin iktisadi işletmelerinin kuruluş gayesinin de, bu hukuki engeli bir şekilde aştığını, ancak belirtildiği gibi bir derneğin, kurduğu bir iktisadi işetme aracılığıyla ticari faaliyette bulunması durumunda, iktisadi işletmenin dernek tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olduğundan bahsedilemeyeceğini, bu durumda iktisadi işletmenin her türlü işlemlerinin dernek tüzel kişiliğini bağlayacağı ve dernek tüzel kişiliğinin sorumluluğuna gidilebileceği gibi, derneğin borçları nedeniyle iktisadi işletmenin...

          Her ne kadar davacı, dernek tüzüğü, Medeni Kanun ve Dernekler Kanununda düzenlenen üyelik koşullarını taşımakta ise de; Türk Medeni Kanunun 63. maddesine göre davalı dernek üye kabulüne zorlanamayacağından ve davacının başvurusu davalı dernek tüzüğüne uygun olarak yetkili organlarca reddedildiğinden" gerekçeleri ile; 1- Davanın REDDİNE, dair karar verilmiştir....

          Somut olayda, davacı dernek temsilcisi ve yönetim kurulu üyeleri, derneğe ait evrakın dernek merkezinin bulunduğu yurt binasında muhafaza edildiğini, dernek içi yapılan denetimde derneğe ait diğer defterler mevcut olmakla birlikte sözkonusu karar defterinin kaybolduğunun tespit edildiğini, beyan etmişlerdir. Kaybolmaya dair 23.06.2014 tarihli tutanak dernek yöneticileri tarafından imzalanmıştır. Bu açıklamalar ve karar defterindeki tutanak adı ile imzalanan belge dikkate alınarak, davacı tarafa delillerini bildirmek üzere süre verilip, ibraz edilen kanıtlar birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

            Bu itibarla, 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 2/h maddesi hükmünde de dernek şubeleri, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır. Bu olgu gözetildiğinde, kanun ile derneklere şube açma imkanının tanınması ve dernek şubelerinin organlarının bulunması, şubelerin tüzel kişiliği bulunduğu sonucunu doğurmamaktadır. Somut olaya gelince; davalı dernek şubesince yapılan genel kurul toplantısının kanun ve tüzük hükümlerine aykırı yapıldığı ileri sürülmüş, dava dilekçesinde davalı olarak dernek şubesi gösterilmiş ve dava dilekçesi davalı dernek şubesine tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve hüküm verilmiştir. Az yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm verildiği anlaşılmaktadır....

              'e yetki verildiğini, olayda hizmet kusuru bulunmadığını, başvuru formunda adı geçen davacı dernek çalışanı ... tarafından ilgili hesaplarda 2003 yılından bu yana çeşitli işlemler yapıldığını savunarak davanın reddi savunulmuştur. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı dernek çalışanı ... hakkında hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan ceza davasının derdest olduğu, yapılan incelemede 03/06/2003 tarihli başvuru formunda davacı dernek adına atılan imzaların dernek yöneticisi ...’in eli ürünü olduğu, başvuru formunda yetkili olarak belirlenen ... 'in yaptığı işlemlerden dolayı davalı bankanın kusurunun bulunmadığı, davacı dernek zararı ile davacı çalışanının davranışı arasında illiyet bağı kurulamadığı, davacı yetkilisinin yetkilendirdiği kişi tarafından çekildiği, davacının hesabındaki paranın usulsüz olarak çekilmediği, derneğin varsa zararının zarara sebebiyet veren ...'...

                Şubesinin 23.10.2013 tarihli genel kurulunda davacıların dernek üyeliğinden ihracına dair alınan kararların kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülmüş, yazı dernek şubesine tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve hüküm verilmiştir. Yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dava dilekçesi ve duruşma gününün tüzel kişiliği bulunan dernek adına ve genel merkez adresine tebliğe çıkarılması, dernek yetkilileri veya vekilleri duruşmaya geldikleri takdirde davaya karşı diyeceklerinin ve delillerinin ibraz etme olanağı tanındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu