Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacıya ait konut için davalı bankadan 15.04.2010 tarihinde konut kredisi kullanıldığı, 15.04.2010-15.04.2011 tarihleri arasında davacı ile Işık Sigorta A.Ş. arasında zorunlu deprem sigorta poliçesi düzenlendiği, bu tarihten sonrası için herhangi bir zorunlu deprem sigorta poliçesinin mevcut olmadığı anlaşılmış, ... ilinde 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür. Davacı ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin Sigorta başlıklı 20. maddesinde " Müşteri, iş bu sözleşme hükümleri gereği teminat olarak rehin verdiği kendisine veya 3. şahıslara ait olan menkul ve gayrimenkul niteliğindeki malların sigortasını yaptırma yükümlüğünün bulunduğunu, kendisini ayrıca bir talebine ihtiyaç olmaksızın söz konusu menkul ve gayrimenkul malların sigortasının ......

    Ancak davacı dilekçesinde sadece bina içindeki daireler için değil bina dışında oluşan zarar için de tazminat talep etmiş olup, somut olayda binanın dış cephesinin de deprem nedeniyle zarar gördüğü sabit olup, hükme esas alınan 28.10.2013 tarihli raporda, binanın dış cephesinde (bina duvarları, sıvaları vs) de meydana gelen zarar için bir hesaplama yapılmaması ve mahkemece bu eksik rapora göre karar verlmiş olması doğru görülmemiştir. 3- Somut olayda hasar gören 6 adet (zemin + 5 normal kat) daireye ilikin ayrı ayrı düzenlenen poliçelerde, deprem nedeniyle meydana gelen hasarlarda sigorta bedelinin %2'si oranında muafiyet uygulanacağı öngörülmüştür. Mahkemece; hükme esas alınan 28.10.2013 tarihli heyet raporunda; her bir dairde oluşan hasardan, sigorta bedelinin %2'si oranında ayrı yarı muafiyet tenzili yapılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... şirketi vekili ve davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin Simav ...ndan 04/03/2008 tarihli konut finansmanı sistemi sözleşmesine dayalı kredi ile satın aldığı konutun davalı ... şirketine 14718451 poliçe numarası ile zorunlu deprem sigortalı iken 19/05/2011 tarihinde meydana gelen depremde az hasar gördüğünü, davalı Bankaya yapılan başvuru üzerine müvekkiline ait konuta 04/03/2008 tarihi ile 04/03/2009 tarihi arasında zorunlu deprem sigortası yapıldığını, 05/03/2009 ile 27/05/2011 tarihi arasında Banka tarafından zorunlu deprem sigortası yapılmadığının tespit edildiğini, hatasını anlayan Bankanın müvekkilini çağırıp 27/05/2011 tarihinde...

        Tüm dosya kapsamı, İzmir ....Noterliği'nin davacıya ait defter onay belgeleri, davacı şirketin Ticaret Sicil kayıtları, davacı şirketin Bornova Vergi Dairesi mükellef kayıtları, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü cevap yazısı, Bayraklı Kaymakamlığı cevap yazısı ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, Davanın kabulü ile, Davacının 2020 yılına ait , yevmiye defteri, defter-i kebir, envanter defteri, alış belgeleri, gelir belgeleri, tahsilat ve tediye belgeleri ile 2020 yılına ait SGK dosyalarına ilişkin 30/10/2020 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle zayi olduklarının tespitine, Davacının 2020 yılına ait, yevmiye defteri, defter-i kebir, envanter defteri, alış belgeleri, gelir belgeleri, tahsilat ve tediye belgeleri ile 2020 yılına ait SGK dosyalarına ilişkin olarak zayi belgesi verilmesine, Dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, adı geçen davalının kendi kusuru oranında sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalı Haşim'in diğer temyiz itirazlarına gelince; a) davacı Metin, deprem nedeniyle yıkılan bağımsız bölüm bedelinin de ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, hem bağımsız bölüm, hem de arsa bedelinin davacının payı oranında ödetilmesine karar verilmiştir. Depremde zarar gören arsa üzerindeki bağımsız bölümdür. Arsa tapusu payı oranında davacıda kaldığına göre arsa bedelinin de ödetilmesine karar verilmez. Bu durumda, sadece bağımsız bölümün inşaat maliyeti hesaplanarak, buna göre karar verilmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru olmadığından, karar bu nedenle de bozulmalıdır. b)Dava konusu maddi zarar 17 Ağustos 1999 günü meydana gelen deprem sonucu oluşmuştur....

            Mahkemece inşaat yapılan bölgede 17.08.1999 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle inşaatlardaki durmanın, mevzuat ve plan değişikliklerinin tarafların iradelerini aşan zorunlu fiili ve hukuki mücbir sebep olduğu, mücbir sebep nedeniyle sözleşmedeki cezai şart niteliğindeki kira taleplerinin ve daire bedeli taleplerinin yerinde olmadığı, davalının inşaatı mücbir sebep nedeniyle ikinci iş programında uygun sürede ve ruhsatına uygun vasıfta tamamlamış olmakla ortada eksik ve geç teslimden söz edilemeyeceği gerekçesi ile her iki davanın da reddine karar verilmiştir....

              deprem etkisi altında riskli olduğu, bölgedeki oldukça dar olan ara sokaklar nedeniyle olası bir deprem sırasında bu bölgelerde ulaşımı engelleyen durumlar ortaya çıkabileceği, bölgedeki yapılaşmanın can ve mal kaybına yol açma riski bulunduğu anlaşıldığından, riskli alan ilanına ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                Birleşen 2006/140 E. sayılı davada davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, davalı yüklenicinin bu sözleşmeye dayalı olarak inşaat ettiği binanın 17.08.1999 tarihli depremde yıkıldığını ve 18 kişinin hayatını kaybettiğini, davalının kusurlu imalat yaptığının kesinleşen ceza yargılaması sonucunda tespit edildiğini, daha önceki davaların fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak kısmi dava olarak açıldığını, güncel Yargıtay kararlarında deprem nedeniyle yıkılan ağır kusurlu binalarda, depremden önceki sürüm değerinin de belirlenmesinin gerektiğinin ifade edildiğini, yıkılan binanın caddenin işlek ve ticaretin yaygın olduğu bir yerde bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin deprem nedeniyle yıkılan on adet bürosu, yedi adet dükkanı ve beş adet deposu için toplam 398.250,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve...

                  Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, deprem sonrası orta derecede hasar gören binada yapılan güçlendirme işlemlerine ilişkin harcamalara anayapıda kat irtifakı hakkı sahibi davalının payı oranında katılmaması nedeniyle (fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak) 10.000.000.000 TL.’nin faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davalı ile eski maliki ... arasında düzenlenen taahhütnamede "daireye ait tüm onarım giderlerinden satıcının sorumlu olacağı" belirtildiği gerekçesi ile davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki tapu kaydından kat irtifakı kurulu anataşınmazda tarafların kat irtifakı hakkı sahibi oldukları anlaşılmaktır. Kat Mülkiyeti Yasasının 19.maddesinin l.fıkrası hükmüne göre kat malikleri (kat irtifak hakkı sahipleri) anayapının mimari durumu ile sağlamlığını koruma yükümlülüğü altındadır....

                    ibraz edemediğini belirterek yasal süresi içerisinde defter, kayıt ve belgelerini ibraz etmediği, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 23.11.1999 tarih ve 1999/11- 273/288 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere defter ve belgelerin çalındığı-kaybolduğu-bulunmadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması halinde VUK'nin 139. maddesinde yazılı hususlarda usulüne uygun tebligat aranmayacağından ve sanığın savunmasının şahsi olarak 213 sayılı VUK'nin 13. maddesinde belirtilen mücbir sebeplere veya kastı kaldıran diğer nedenlerden birine dayanmadığının, genel olarak ilan edilen mücbir sebep halinin de bu haliyle tek başına defter ve belgeleri saklama ve ibraz etme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağının anlaşılması karşısında, yüklenen suçun unsurları itibarıyla oluştuğu gözetilmeden, Van ilinde yaşanan deprem nedeniyle vergisel yükümlülükler açısından 23.10.2011 tarihinde başlayan mücbir sebep halinin devam ettiği şeklindeki, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi...

                      UYAP Entegrasyonu