Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde mutfak şefi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir....

    Maddesinde de belirtildiği üzere sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olmadığını, sözleşme kapsamında verilen hakların münhasır olmadığını, sözleşmenin dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle haklı sebeple feshedildiğini, davacının dava dilekçesindeki iddialarının doğru olmadığını, kendilerinin davacı ile çalışmadan önce de alanında bilinen bir marka ve kendi müşteri portföyünü oluşturmuş bir marka olduğunu, müşteri çevresinin davacı tarafından gerçekleştirildiği iddialarının doğru olmadığını, kendilerinin bir çok markaya sahip olduğunu, davacının tescilini yaptığı markalardan önce kendi markalarının tescilli olduğunu, taraflar arasında kendilerinin sözleşmeyi feshettiğinin ihtilaf konusu olmadığını, TTK'nun 18/3. maddesinde belirtilen usullerin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartı olduğunu, davacının mahrum kaldığı iddia edilen iş hacminin denkleştirme tazminatı hesabında dikkate alınamayacağını, Yargıtay kararlarına göre de denkleştirme tazminatı hesabının davacının son 5 yılda elde...

      tazminatı talep hakkının, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmediğinden reddinin gerektiğini, davacıya sözleşme ile tekel hakkı tanınmadığından denkleştirme tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrası için bir rekabet yasağı anlaşması bulunmadığından, TTK 123üncü maddesi kapsamında rekabet sınırlaması dolayısıyla tazminat talep edilemeyeceğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin "Rekabet Yasağı" başlıklı 14üncü maddesi hükümlerinin, Sözleşme'nin devam ettiği sürece geçerli olduğu, Sözleşme'nin sonlandırılmasından sonrası için rekabet yasağına ilişkin bir hükmün Sözleşmede yer almadığını, Bayilik Sözleşmesi uyarında olağan olan bu hükümlerin açık ve net bir şekilde iş bu sözleşme süresince devam edeceği madde metninde yer almaktadır....

        tazminatı talep hakkının, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmediğinden reddinin gerektiğini, davacıya sözleşme ile tekel hakkı tanınmadığından denkleştirme tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrası için bir rekabet yasağı anlaşması bulunmadığından, TTK 123üncü maddesi kapsamında rekabet sınırlaması dolayısıyla tazminat talep edilemeyeceğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin "Rekabet Yasağı" başlıklı 14üncü maddesi hükümlerinin, Sözleşme'nin devam ettiği sürece geçerli olduğu, Sözleşme'nin sonlandırılmasından sonrası için rekabet yasağına ilişkin bir hükmün Sözleşmede yer almadığını, Bayilik Sözleşmesi uyarında olağan olan bu hükümlerin açık ve net bir şekilde iş bu sözleşme süresince devam edeceği madde metninde yer almaktadır....

          kapsayan ispat aracını sunamadığını, şöyle ki; davalı işverenlikte yapılan çalışmalar vardiya usulüne tabidir ve çalışma saatleri denkleştirme esasına uygun olarak belirlendiği, sayın bilirkişice, iş bu hususun hesaplanmasında da hiç dikkate alınmaması ve yerel mahkemece bu yönde değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, davalı nezdinde uygulanan vardiya sistemi, denkleştirme esası tanık beyanları ile de sübuta ermediğini, şöyle ki; davacının kıdem - ihbar tazminatı taleplerinin reddinin gerektiğini, davacının imzasını içerir puantajlardan anlaşılacağı üzere davacının fazla mesaiye hak kazanmadığını, iş yerinde fazla mesai var ise denkleştirme yapıldığını, davacının iş sözleşmesinde ücretine fazla mesai ücretinin de dahil olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacıya ödenen primlerin fazla mesaiden mahsup edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, her ne kadar müvekkil işverenlikte denkleştirme usulü uygulansa da denkleştirilmeyen kısımlar...

          Davalı taraf ise iş akdini kendisi fesheden davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının çalışmalarının karşılığı olan tüm ücretlerin ödendiğini savunmuştur. 4857 sayılı İK'nun 24/II-e maddesi işveren tarafından işçinin ücreti (geniş anlamda ücret) kanun hükümleri veya iş sözleşmesi şartları gereğince hesap edilmez veya ödenmezse, işçiye iş akdini haklı nedenlerle fesih imkanı vermektedir ki; tüm dosya kapsamı ile davalı taraf her ne kadar işyerinde denkleştirme sistemi uygulandığını iddia etmişse de denkleştirme sisteminin uygulanması ile ilgili hiçbir bilgi ve kayıt bulunmaması, tanık beyanları, işin niteliği hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının ücret neviinden olan fazla mesai ücretleri ile ubgt ücretlerinin de kendisine ödenmediği anlaşıldığından davacı tarafça iş akdinin haklı sebeplerle feshedildiği bu surette kıdem tazminatı taleplerinin yerinde olduğu vicdani sonucuna varılmıştır....

          Portföy tazminatı ancak tek satıcıya tanınan bir haktır. Tek satıcılık sözleşmesi ise yazılı olarak ortaya konulmak zorundadır, dosya kapsamına göre davacı 2000 yılından sonraki dönem için davalının tek satıcısı olduğunu ispat edememiştir. TTK'nın 122. maddesi uyarınca denkleştirme (portföy) tazminatı talep edebilmek için davacıya sözleşmede tekel hakkı verilmiş olmasının şart olduğu, taraflar arasında 2000 yılından sonraki dönemi kapsayan geçerli yazılı bir sözleşme bulunmadığı davacının davalı ürünlerini satan satıcılardan bir tanesi olduğu dolayısı ile tekel hakkına sahip tek satıcı olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı Ege Bölgesinde iddia ettiği gibi davalının ürünlerini satan tek satıcı olduğunu yazılı delille veya sair belgelerle ispat edememiştir. Tek satıcılık sözleşmesi ancak yazılı olarak ispat edilmek zorundadır. Portföy tazminatı ancak tek satıcıya tanınan bir haktır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS - DENKLEŞTİRME Yargıtaya Geliş Tarihi: 09/05/2022 -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, tenkis ve denkleştirme istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 11/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/10/2011 gününde verilen dilekçe ile mirasta denkleştirme, ikinci kademede tenkis talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tenkis talebinin reddine, denkleştirme talebinin davalı ... yönünden kabulüne dair verilen 15/01/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tenkise ilişkin dava ıslah suretiyle mirasta denkleştirmeye dönüştürülmüş, mahkemece denkleştirme ve tenkis konusunda ayrı ayrı ret hükmü kurulmuş ise de, ıslahtan sonra tenkis isteği konusunda da hüküm kurulmasının sonuca etkili bulunmamasına ve mirasta denkleştirme koşullarının da oluşmaması sebebiyle ret hükmü sonucu itibariyle doğru bulunduğundan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi...

                  UYAP Entegrasyonu