bağlayacağı, bu bakımdan vesayet makamının vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararların temyizi kabil kararlardan olmadığı anlaşıldığından, istem konusunda denetim makamınca bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, Karar vermek gerekmiştir....
Dairemizin 22.05.2017 tarih, 2015/18423 Esas, 2017/4103 Karar sayılı mahalline iade kararında, Türk Medeni Kanunu'nun 463/5. maddesi uyarınca, vasinin kısıtlıyı temsilen mirası reddebilmesi için vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin gerekli olduğu, davacılardan....Mahkemesinin 2011/511 Esas, 2011/851 Karar sayılı ilamı ile TMK 408. maddesi gereğince kısıtlandığı, 06.11.2014 tarihli ek kararı ile vasiye mirasın hükmen reddi davasında ....adına davayı takip edebilmesi için izin ve yetki verilmesine karar verildiği, denetim makamının izninin bulunmadığı anlaşıldığından davacı Sema Yurdakul için denetim makamının izninin temin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. .... için denetim makamının izni temin edilmeden dosyanın tekrar Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, dosya içerisindeki ve UYAP üzerinden alınan nüfus kaydına göre davacı ... 05.01.2015'te vefat etmiştir. Mahkemece karar tarihinden önce vefat eden davacı ... açısından da hüküm verilmiştir....
Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı; asliye hukuk mahkemesidir (5133 S.K. m. 2-3, TMK m. 397/2). Öyleyse miras ortaklığı temsilcisinin (TMK m. 640/3) şahsına yönelik itiraz sonucunda denetim makamınca verilen karar, kesin olup bu kararlara karşı temyiz yolu açık değildir. Somut olayda ise, itiraz edenler denetim makamının "itirazın reddine" ilişkin kesin nitelikteki kararını temyiz etmişlerdir. Bu kararlara karşı temyiz yolu açık olmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz edenlerin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 01.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bu bakımdan vesayet makamının vesayetin yönetimiyle ilgili olarak aldığı idari nitelikteki kararlar, temyizi kabil olan kararlardan olmadığından denetim makamı tarafından incelenir. Açıklanan yasa hükmü uyarınca denetim makamı kararının ise temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin REDDİNE, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlgililer (=temyiz davasının davacısı olan kısıtlının mirasçısı da bir ilgilidir) vesayet makamının kararına (=vesayet makamının vasilik ücretine ilişkin kararına) , tebliğ gününden başlayarak on gün içinde “denetim makamına” itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar. Bu sebeplerle vesayet makamının vasilik ücretine ilişkin kararı “itirazı olanaklı” bir karar olmakla temyiz isteminin bu sebeple reddine karar vermek gerekirken işin esasının incelenmesine yönelik değerli çoğunluğun görüşüne katılmadım. (Bakınız: Y2HD, 21.2.2006, 15488/2035 sayılı kararda yer alan karşı oy yazısı) Kabul şekli bakımından; Vesayet makamı vasiye ödenecek ücreti yönetimin gerektirdiği emek ve yönetilen malvarlığının gelirini dikkate alarak her hesap dönemi “belirler”. Bu sebeple vasinin ücretinin belirlenmesinin “duruşma yapılarak” karara bağlaması zorunluluğundan söz edilemez....
Kısıtlı adayı tarafından temyiz dilekçesi verilmiş ise de, bu dilekçe Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince yasal danışmanın şahsına-sıfatına karşı yapılan itiraz niteliğinde olup, denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesince incelenerek karar verildiğinden ve denetim makamının kararı da kesin olduğundan temyiz isteminin REDDİNE, 23.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu bakımdan vesayet makamının vesayetin yönetimiyle ilgili olarak aldığı kararlar, temyizi kabil olan kararlardan olmadığından, denetim makamınca kesin bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesinde vasinin şahsına-sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevinin öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamına ait bulunduğu; 488. maddesinde ise, vesayet makamının kararlarına ilişkin itiraz üzerine verilen denetim makamı kararlarının kesin olduğu hükme bağlandığından; vasi adayı tarafından temyiz dilekçesi verilmiş ise de, bu dilekçe Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasilik görevinden kaçınma niteliğinde olup, denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesince incelenerek karar verildiğinden ve denetim makamının kararı da kesin olduğundan temyiz isteminin REDDİNE, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 18.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili tarafından temyiz dilekçesi verilmiş ise de, bu dilekçe Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin şahsına itiraz niteliğinde olup, denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesince incelenerek karar verildiğinden ve denetim makamının kararı da kesin olduğundan temyiz isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesinde vasinin şahsına-sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevinin öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamına ait bulunduğu; 488. maddesinde ise, vesayet makamının kararlarına ilişkin itiraz üzerine verilen denetim makamı kararlarının kesin olduğu hükme bağlandığından; vasi adayı tafından temyiz dilekçesi verilmiş ise de, bu dilekçe Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasilikten kaçınma niteliğinde olup, denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesince incelenerek karar verildiğinden ve denetim makamının kararı da kesin olduğundan temyiz isteminin REDDİNE, 27.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....