Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2020/220 E., 2021/139 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; uyuşmazlık, dava konusu 1678 ada 23 parseldeki 1 nolu ve 6649 ada 13 parseldeki 64 nolu bağımsız bölümler yönünden mülkiyet hakkına dayalı, diğer dava konusu 6649 ada 13 parseldeki 104, 105, 106, 107, 108, 110 ve 111 nolu bağımsız bölümler yönünden ise davacının öncesinde mülkiyeti bulunmayıp şahsi hakka dayalı inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mülkiyet hakkına dayalı olan 1678 ada 23 parseldeki 1 nolu ve 6649 ada 13 parseldeki 64 nolu bağımsız bölümler yönünden verilen kararın davalı tarafından temyize getirilmediği; taraflar arasındaki ihtilafın ve temyiz kapsamının şahsi hakka dayalı olarak açılan 6649 ada 13 parseldeki 104, 105, 106, 107, 108, 110 ve 111 nolu bağımsız bölümlere ilişkin olduğu anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddi ve tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise; kadının kabul edilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın ve vekili 19.04.2018 tarihli dilekçeleri ile Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı olarak açmış oldukları boşanma davasından feragat etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın, davalı-davacı erkek aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış, davalı-davacı erkekte zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı olarak karşı boşanma davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda her iki davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca çeke dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu çekte müvekkilinin keşideci, davalı bankanın son hamil olduğunu, takipten sonra borcun tamamının ödendiğini, çek aslının müvekkili şirkete iade edildiğini, davalı bankaya borcun tamamının ödenip çekin teslim alınmış olmasına rağmen davalı tarafından icra takibine devam edilerek müvekkiline ait banka hesabı üzerine haksız yere haciz konulduğunu belirterek çeke dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeke dayalı olarak başlatılan takipten sonra müvekkiline ödeme yapıldığını, takibe konu çekin teslim edildiğini, kötüniyet tazminat talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          KARŞI OY Davacı vekili, 554 sayılı KHK hükümlerinin yanı sıra TTK'nın haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak tecavüzün ve haksız rekabetin tesbiti, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 12/02/2015 tarihli karar ile davacının 554 sayılı KHK hükümlerine göre korumadan faydalanmasının mümkün olmadığı, haksız rekabete dayalı davanın ise zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ceza zamanaşımının uygulanmamış olması nedeniyle kararı temyiz etmiş, Dairemizin 25/01/2016 tarih 2015/6439 E. 2019/688 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin 554 sayılı KHK hükümlerine dayalı tüm temyiz itirazlarının reddine, TTK'nın haksız rekabet hükümlerine dayalı davada ise ceza zamanaşımı konusunda bir değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş ve bu bozma ilamına mahkemece uyulmuştur....

            Mahkemece, her üç boşanma davasında, bu davaların esasını oluşturan "boşanma" talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması yerinde olmakla birlikte, evlilik birliğinin sarsılması sebebine(TMK m. 166/1) dayalı boşanma davaları için ayrı , zina sebebine dayalı(TMK m.161)boşanma davası için ayrı kusur belirlenerek, sonucunda boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat talepleri konusunda her bir dava türü(özel/genel boşanma sebebine dayalı davalar) için ayrı ayrı hüküm kurulması doğru olmamıştır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı-davalı kadının TMK 161'e dayalı olan davası ile davalı-davacı erkeğin TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile davacı-davalı kadın lehine tazminatlara hükmedilmiş, davalı-davacı erkeğin istinaf yoluna başvurması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 05.06.2018 tarih 2018/1071 esas 2018/821 karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararının, kadının davasının kabulü ve ferilerine yönelik kısmı kaldırılarak davacı- davalı kadının TMK 161 maddesine dayalı açtığı davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiş, davacı-davalı kadın süresinde temyiz yoluna başvurmuştur. Dosyanın yapılan incelemesinde; taraflarca davalı-davacı erkeğin TMK 166/1 maddesine dayalı kabul edilen boşanma davasındaki boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden kadının davası konusuz hale gelmiştir....

                kusurunun yoğunluğu yerine kasta dayalı kusurunun yoğunluğu gerekçe gösterilerek TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1-3. bendindeki “belgesi ile 25/12/2006 tarih D sınıfı sürücü belgelerinin 5237 sayılı TCK'nın 53/6 maddesi gereğince suçun işleniş şekli ve kasta dayalı kusurun yoğunluğu” ibareleri çıkarılarak yerine “belgesinin 5237 sayılı TCK’nın 53/6 maddesi gereğince suçun işleniş şekli ve taksire dayalı kusurun yoğunluğu” ve hükmün 1-6. bendindeki “kasta dayalı kusurunun yoğunluğu” ibaresi çıkarılarak yerine “taksire dayalı kusurunun yoğunluğu” yazılması suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme...

                  Davacı-karşı davalı erkeğin genel boşanma sebebine (TMK m.166/1) dayalı bir talebi bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m.166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m.26/1). Mahkemece deliller (bu nedene dayalı boşanma talebi bulunmadığı halde) Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde değerlendirilmiş, Türk Medeni Kanununun 161. maddede yer alan sebep yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Erkeğin boşanma davası öncelikle zina nedenine dayalı olduğundan toplanan delillerin özel boşanma sebebi olan zina çerçevesinde değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır....

                    Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 540 Volvo marka araç ile kaza yapılması anında ... yastıklarından çıkan kimyasal gaz nedeniyle yaralanma iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında satım ilişkisi bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın tüketici istemine dayalı olmadığı, kaza yapılan aracın şirket adına kayıtlı olduğu ve aracı kullanan kişinin davacı olmadığı, davanın yalnızca haksız fiile dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; haksız fiile dayalı tazminat istemi olduğuna göre, davanın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Şişli 5....

                      UYAP Entegrasyonu