yahut kusurundan kaynaklanmadığını, davalı taraf müvekkilini söz konusu vekalet ilişkisinden kaynaklanan iş ve işlemler sebebiyle değil; müvekkilim ile davalı şirket yetkilisinin yeğeninin boşanma aşamasında olması sebebiyle azlettiğini, davalı tarafından müvekkile gönderilen Kayseri 10....
Somut olaya bakıldığında, davacının yüzündeki kırışıkları gidermek için davalı klinik ve doktora başvurduğu, davalı doktorun davacının yüzüne fill-new adlı dolgu malzemesi enjekte ettiği, sonuçta davacının yüzünde giderilmesi mümkün olmayan hasar oluştuğu, taraflar arasında ihtilaflı değildir. Çözümlenmesi gereken husus, davalının üstlendiği tedaviyi yaparken Özen borcunu yerine getirip getirmediğidir....
Bilirkişi; doktorun uygulanacak tedavi yöntemi ve aşamalarda gerekli titizliği gösterip göstermediğini, uygulanması gereken tedavinin ne olması gerektiğini, doktor tarafından uygulanan tedavinin ne olduğunu, ayrıntılı ve gerekçeli açıklamalı ve sonuca ulaşmalıdır. Bu bağlamda salt yapılan işlemin ne olduğunu açıklamak yeterli kabul edilemez. Kaldı ki, bilirkişi raporu da tarafların itirazlarını mutlaka karşılamalı ve aydınlatıcı olmalıdır. Hakim’in de bilirkişinin somut olayda görüşünün dosya kapsamına uygun olup olmadığını da denetlemesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan olgulara göre eldeki davada, davalı hastanede yapılan teşhis ve tedavinin tıbbın gereklerine uygun yapılıp yapılmadığı ile, olayda doktor hatası olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Eş deyişle davadaki iddia ve istek, davalı hastane ve onun personelinin, vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranışına dayandırılmıştır....
Dava, davacının tedavisini üstlenen davalı hastane ve istihtam ettiği doktorunun yanlış teshis ve tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. (BK 386-390) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil isede, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı ... ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranma zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. (BK 321/1 md) O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif te olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....
Davanın çözümü esasen davalı hastane doktorunun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusu etrafında düğümlenmektedir. (BK.Md.386, 390- TBK 502- 506 md) Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor, tıbbi çalışmalarda bulunurken, bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; davalı ... hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle hükme esas alınan Adli Tıp raporlarının denetime elverişli, yeterli ve olduğu, aynı tarihte ameliyat edilen iki hastada da sterilizasyon ve dezenfeksiyon aşamalarında oluşan hatada idarenin sorumluluğunun bulunduğu, ilgili hekimin komplikasyon yönetiminin uygun olmadığı, davalıların kusurlu eylemi sonucu davacının zarar gördüğünün anlaşılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davalı ... ve davalı ......
K A R A R Davacılar, davacı ...’nin davalı şirkete ait özel hastanede davalı doktor tarafından guatr ameliyatı yapıldığını, hatalı operasyon nedeniyle ses tellerinin kullanılamaz hale geldiğini, ameliyattan sonra oyalandığını, sonuçları hakkında bilgi verilmediğini, ameliyat yerine defalarca tıbbi müdahale yapılması gerektiğini, en son ses tellerinin bulunduğu bölgeye mikrofon taktırmak zorunda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000-TL maddi ve 20.000-TL manevi tazminatın davalılardan alınmasını istemişlerdir. Davalılar, doktor hatası olmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacı ...’nin tedavisini üstlenen davalı hastane ve istihdam ettiği doktorun ameliyat ve tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesi isteğine ilişkindir....
Şu halde vaki bu gecikmeler vekalet sözleşmesinin özen ve sadakatle yerine getirileceği ile hesap verme yükümü hükmüne aykırılık teşkil eder. Yine davalı mahsup ettiği alacaklarına ilişkin davacıya bir açıklama yaptığına ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Şu halde davalı da hem özen ve sadakat ile hesap verme yükümüne aykırı davranarak davacıya geç ödemede bulunmuş ve ona vekalet ücretleri ile ilgili bilgilendirme ve hesap verme yükümünü yerine getirmemiştir..'' şeklinde açıklamara yer verilerek azlin haklı olup olmadığı hususunda çelişki yaratılmıştır....
Somut olayda; her ne kadar bölge adliye mahkemesince, usul ekonomisi gereğince birlikte açabilecek davaların ayrı ayrı davalar şeklinde açılmasının özen borcuna aykırılık teşkil ettiği ve davalı müvekkilin güvenini sarsıcı nitelikte olduğu, bu nedenle davalı müvekkilin davacı avukatı azlinin haklı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak vekalet ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de; farklı zarar kalemlerine ilişkin tazminat davalarının ayrı ayrı açılmasının usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğu yönündeki kanaatle, vekilin sadakat ve özenle ifa borcuna aykırılık oluşturduğu yahut müvekkilinin haklı menfaatlerini ihlal eder nitelikte olduğu için azlin haklı olduğu söylenemeyecektir. Buna göre azlin haklı olduğunu ispat yükü davalı tarafta olup, davalı bu savunmasını ispat edememiştir....
----- Esas sayılı (yeni esas: -------dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı tarafça takibe, borca ve faize haksız surette itiraz edilmiş ve takibin durduğunu, davalının sözleşmede yer alan özel şartlarda düzenlenen hususlara ve özen borcuna aykırı davrandığı sabit olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle yatırımın iadesi talep edilmiş, davalı ile yapılan tüm şifahi görüşmelere rağmen işbu bedelin ödenmemesi üzerene------- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı tarafça takibe, borca ve faize haksız surette itiraz edilmiş ve takip durduğunu, bu sebeple davalı/borçlu tarafça haksız olarak------ sayılı icra dosyalarına yapılan itirazın iptali ile takiplerin devamına davalı/borçlu tarafın, dava konusu alacağın (her bir icra dosyası için ayrı ayrı) %20’sinden aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili...