İşçiye terettüp eden ihtimamın derecesi, akde göre tayin olunur…”Dava, davalı doktorun sözleşmeden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. Anılan hüküm gereğince doktor hafif kusurundan bile sorumlu olup hem mesleki hem de genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorunda olduğu gibi çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın ve hastalığın özelliği gözönünde tutulmalıdır. İşi yapan doktor (davalı) onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı ve en emin yolu tercih etmelidir (Tandoğan Borçlar Özel Hukuk sf.236). Somut olayda, davacı tedavinin yanlış uygulandığını ileri sürmekte ve bu nedenle manevi tazminat talep olunmaktadır.Taraflar arasında davacının diş ağrısı ile davalı şirkete müracaat ettiği kanal tedavisi yapılması konusunda sözleşmenin varlığı uyuşmazlık konusu değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı hastane ve davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen maddi-manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. TBK 502.506. maddeleri uyarınca vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur.(TBK 400) O nedenle doktorun ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....
"İçtihat Metni" -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, vekalet akdinden kaynaklanan özen borcuna aykırılığa dayalı olarak davacı kurum tarafından ödenen tazminatın davalı doktordan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 12.02.2016 gün ve 1 sayılı kararı uyarınca Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21/2.maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanunun 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02/09/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
KARAR Davacı, 17.11.2011 tarihinde yapılan tetkikler sonucu rahminde çok sayıda myomlar olduğunun tespit edildiğini, davalı doktor tarafından derhal emaliyat olması gerektiğine karar verildiğini, oysaki bu myomların iyi huylu tümörler olduğu ve ameliyat konusunda acele edildiğini başka hekimlerden öğrendiğini, ancak o tarihte davalı hekime duyduğu güvenden dolayı başka doktorların görüşünü almadığını daha da önemlisi ameliyat sırasında yalnızca myomlar alınması gerekirken rahminin alındığı, menopoza girdiğini, bu konuda aydınlatılmadığını, yalnızca doktor tarafından standart düzenlenen onam formlarının imzalatıldığını, ayrıca ameliyat sırasında rectumda delinme olduğunu, doktorun özensiz davranışları nedeniyle bu durumu fark etmediğini, ameliyat sonrasında yoğun ağrılar yaşadığını ve şikayetlerini bildirmesine rağmen davalı doktorun ağrı kesici antibiyotiklerle olayı geçiştirdiğini, taburcu olduktan birkaç gün sonra ağrıların devam etmesi üzerine gittiği başka bir hastanede rectumunun...
Mahkemece, davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile taktiren 20.000,00-TL manevi tazminatın 22.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...'nin tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, davalı doktorların vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır (B.K. 386, 390 md). Mahkemece, davalılar ... ve ...'...
Tıp Merkezine gittiğini ve Kadın Doğum Uzmanı Op.Dr.... tarafından muayene edildiğini, davalı doktorun şişliğin iltihap olduğunu, enjektör ile şişliğin bir kısmını çektiğini, geri kalanını da yarım anestezi altında ameliyatla alacağını, ancak bu ameliyattan önce bazı ilaçların kullanılmasının gerektiğini söyleyerek kendisini evine gönderdiğini, yeniden rahatsızlanması üzerine acile geldiğinde, rahatsızlığının iltihabın bir kısmının enjektörle çekilmesi sonrası kalan iltihabın tüm vücuda yayılmasından kaynaklandığının tarafına söylendiğini,iltihabın tamamen kurutulmadığından diz kapağında şiddetli ... başladığını ve dizlerini bükemez hale geldiğini, durumu doktoruna bildirmesine rağmen yeterince ilgilenmediğini,davalı doktorun ilgisizliği ve yanlış tedavisi sonucu büyük acılar çektiğini, ızdırap duyduğunu, manevi açıdan büyük üzüntü ve mağduriyet yaşadığını ileri sürerek 25.000 TL.manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK’nın 506. maddesi kapsamında, davalı özel hastane ve çalıştırdığı hemşirenin vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık iddiasına dayalı tazminat istemidir. Davacının 09.02.2013 tarihinde davalı hastanede ameliyat edildiği, ameliyat sonrasında ağrılarının fazlalığı nedeniyle davacıya davalı hemşire tarafından ağrı kesici iğne yapıldığı, iğne sonrasında davacı tarafın sol ayağını hissetmediği ve ayağı üzerinde duramadığı, davalı hemşire tarafından ağrı kesici iğnenin hatalı şekilde ve yanlış bölgeye yapılmış olması, dolayısıyla hemşirenin yükümlülüklerini tıbbın gereklerine uygun olarak yerine getirmemiş olduğu iddiasıyla, ilgili hemşire ve onu çalıştıran hastanenin kusurları nedeniyle Türk Borçlar Kanunu TBK’nun 49 ve 54. maddeleri kapsamında sözügeçen davalılardan maddi tazminat talebine ilişkindir. Dava tarihine göre mahkeme görevlidir....
şeklindeki gerekçenin hukuken izaha muhtaç olduğunu, bu sebeple ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve buna bağlı verilen kısmen kabul kararının hatalı olduğunu, davalı hekim yönünden hekim hatası, davalı hastane yönünden de hizmet kusuru tespit edilmediği halde ilk derece mahkemesince tazminata hükmedilmesinin yasal bir dayanağının bulunmadığını, ilk derece mahkemesince tüm bu hususları karşılar nitelikte ATK ve Marmara Üniversitesinden açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli raporların alındığını, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı hastane ve doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiası nedeniyle manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır....
KARAR Davacılar, davalı doktorun doğum sırasında sorun olmasına rağmen sezeryan yapmayıp normal doğumda ısrarcı olmasıyla bebeğin beynine oksijen gitmemesi sonucu bebeğin özürlü olduğunu, buna davalı doktorun sebebiyet verdiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalı doktorun ihmali ve yanlış kararı ile doğum sırasında bebeklerinin beynine oksijen gitmemesi sonucu özürlü olmasına sebebiyet verildiği iddiasıyla istenilen maddi-manevi tazminata ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur....
Bu rapora itiraz üzerine aynı heyetten alınan ek raporda; davalı hastane tarafından özen yükümlülüğüne uygun davranılmadığı, tedavi ve teşhiste herhangi bir hatalı davranışın olmadığı, kusurları bulunmadığı yönünde kök rapordaki görüşe ve tespitlere uygun görüş bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamından, yapılan yargılama sırasında dava konusu olayın niteliğine uygun olarak konusunda uzman adli tıp kurumundan ve ayrı bir bilirkişi heyetinden alınan, denetimine ve hüküm kurmaya elverişli raporlara göre; davacı ile davalı arasında mevcut vekalet ilişkisinden ve özen borcuna aykırılık iddiasından kaynaklanan davada: davalı hastane tarafından özen yükümlülüğüne uygun davranıldığı, tedavi ve teşhiste herhangi bir hatalı davranışın olmadığı ve kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır....