üzerine davalı hastanenin acil servisine götürüldüklerinde davalı doktorun yeteri kadar özen ve dikkat göstermeyerek, gerekli teşhis ve tedavileri yapmadıklarını da somut olarak öğrendiklerini, ekte sunulan davalı hastane Medicana'ya ve Avcılar Hospital isimli hastanede çekilen film ve raporlar incelendiğinde: Emir Özbey'in davalı Medicana'da çekilen filminde bacaktaki kırığının açıkça göründüğünü ve raporda da açıkça belirtildiği halde, davalı doktorun herhangi bir müdahale yapmayıp, bacağını alçıya almayıp, davacılardan Emirin bacağı kırık halde zorla taburcu edildiğini, kırık bacağındaki ağrı ve sızının dayanılmaz boyuta gelmesiyle günler sonra gittikleri Avcılar Hospital tarafından bacaktaki kırık tespit edilerek alçıya alındığının anlaşıldığını T1 omzundaki çatlağın ise davalı doktor tarafından görmezden gelinerek, hatta müvekkilin ısrarla omzunun çok ağrıyıp sızladığını, kolunu hareket ettiremediğini ısrarla söylemesine rağmen davalı doktor tarafından dikkate alınmayarak zorla taburcu...
A.Ş. yönünden açılan davanın reddine, diğer davalı ...yönünden davanın kısmen kabulüne davacı ... için 5.000,00 TL destekden yoksun kalma tazminatı ile 15.000,00 TL manevi tazminat ile diğer davacılar için ayrı ayrı 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı ...den olay tarihinden faizi ile tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, davalı doktor ve hastanenin özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390) (TBK 502.506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400)....
Somut olayda, davacı ile davalı doktor arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümleri uygulanmalı ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Tüketici yasası ile güdülen amaç tüketicinin tüketime yönelik satışlarda mal ve hizmetlerdeki ayıplara karşı korunması olduğundan, uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozmayı gerektirir....
davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 10- Davalı Muhsin Özen mirasçıları yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, B)1- Davalı Murat Özen hakkında adli yardım kararı bulunup, istinaf harcı yatırılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 2- Davalılar Murat Özen ve şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3- Davalı Muhsin Özen mirasçıları Murat Özen, Berat Özen, Bora Özen, Burak Özen, Riyad İsmail Özen ve Sibel Özen tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4- İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık...
İlk derece mahkemesince,’--- davalı doktorun hastasına gereken ilgi, özen ve dikkatte bulunmuş olduğu, hastanın yoğun bakıma alınması ve sonrası takiplerin tıp kurallarına uygun olarak yürütüldüğü, karın içinde yapılan her ameliyattan sonra bağırsaklar arasında yapışıklık komplikasyonlarının gelişebileceği, bu komplikasyonun doktorun her türlü özen ve dikkati gösterse dahi oluşabileceği, davalı doktorun herhangi bir tıbbi uygulama hatası bulunmadığı sonucuna varılmıştır. O halde; davacıya uygulanan ameliyat ve tedavi sürecinde davalı hekim ve yardımcı sağlık personeline atfedilecek bir kusur bulunmadığı sabittir ---’gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; ‘--- hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olmasına ve göre mahkemece davanın reddi kararında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır....
Dava, davalı hastane ve davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen maddi - manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. (BK 386-390)(TBK 502.506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....
in dünyaya geldiğini, müvekkilinin doğmunu aynı hastaneye bağlı olarak çalışan...nın yaptırdığını, doğum esnasında doktorun tedbirsizliği ve özensiz davranışı neticesinde küçük Nehir'in oksijensiz kaldığını ve %99 ağır engelli olarak dünyaya geldiğini, doğum esnasında tabipin ihmalkar davranışının müvekkili Nehir ve annesinin omuzlarına ömür boyu taşıyacakları bir yük yüklediğini, özen ve çaba sarf etme yükümlülüğünün ihlali nedeniyle hastanın yaşamı, sağlığı ve bedensel bütünlüğüne zarar vermesi hallerinde bu zararın tazmini yükümlüğünün ortaya çıktığını beyan ederek, doktorun mesleki faliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak müvekkili ... için 100.000,00-TL, Nurgül ORHAN için 100.000,00-TL olmak üzere toplamda 200.000,00-TL manevi tazminatın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın fiilin gerçekleşmesinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine...
K A R A R Davacı, gözlerindeki katarak rahatsızlığı nedeni ile davalı doktora başvurduğunu, 27.11.2004 tarihinde davalının muayenehanesinde katarak ameliyatı olduğunu, davalı doktorun kusuru nedeni ile görme fonksiyonunun kaybettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 YTl maddi , 100.000,00 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı, kasıt ve ihmalinin söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Bir davada dayanılan maddi olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini bulmak ve uygulamak HUMK.76. maddesi gereği doğrudan hakimin görevidir. Dava, davacının tedavisini üstlenen davalı doktorun tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır....
Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1 maddesin hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Somut uyuşmazlığa ilişkin yapılan yargılama kapsamında mahkemece Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporunda; davacı hastanın yapılan ameliyattan bir gün sonra mevcut şikayetleri ile davalı doktor Seckin'e başvurduğu, davalı doktorun erken dönemde yapılan bu başvuruyu değerlendirip USG yapmadığı ve patolojiyi tespit etmediği, bu nedenle tedavide gecikmeye neden olan davalının 4/8 oranında kusurlu olduğu, diğer davalı doktorun ise bir kusurunun olmadığının tespit edildiği, bu rapor sonrasında Sağlık Şurasından alınan bilirkişi raporunda davacıda meydana gelen organ kaybının kavernöz hemangiomdan kaynaklandığı ancak komplikasyona yönelik tetkik ve tedavilerin tam olarak yapılmadığı, komplikasyonun iyi idare edilemediği, genel cerrahi uzmanı Davalı ...'...
Mahkemece, Adli Tıp Raporu gereğince davalılara atfı kabil bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, davacı ...’ün, davalı ... Merkezinde diğer davalı doktor ... tarafından yapılan endoskopik biyopsi sonucunda konulan hatalı teşhis nedeniyle ameliyat olmak zorunda kaldığını ve midesinin ¾’ünü kaybettiğini ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Uyuşmazlık, davacı ...’e uygulanan tıbbi müdahale ve sonrasında konulan tanıda davalıların herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre davanın temelini vekalet sözleşmesi oluşturmaktadır. Eş deyişle dava, davalının vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (BK:386, 390 md) Vekil, ... görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur....