. - DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 05/11/2020 YAZIM TARİHİ : 05/11/2020 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesinin ......
Bu durumda yukarıda anılan kanun hükmü gereğince menfi tespit davası devam ederken takip konusu borcun icra tehdidi altında ödenmesi halinde menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü gözetilerek işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddinde isabet görülmemiştir." denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde,davalı ..., Şerafettin Özbek ve ... tarafından bono düzenlendiği ve bononun teminat altına aldığı kredinin ... tarafından ödendiği, bononun banka tarafından davalı ... Akyürek'e verildiği, davalı ...'in, diğer davalı ...'...
aleyhine açılan istirdat davasının reddine karar verildiği, alacaklı ... tarafından 17.559,75 TL asıl alacak, ve tüm davalarda lehine hükmedilen vekalet ücreti ile menfi tespit davasındaki yargılama gideri ve bunların işlemiş faizinin tahsili amacıyla toplam 62.492,89 TL için takip başlatıldığı, borçlunun ise şikayetinde ilamın kesinleşmemesi nedeniyle asıl dava da hükmedilen ve takibe konulan 6.130,24 TL vekalet ücreti ve 99,98 TL yargılama giderinin, birleşen 2005/570 Esas sayılı dosyanın menfi tespit davasından dönüşen istirdat davası olması nedeniyle hükmedilen 3.000,00 TL vekalet ücreti ile bu alacak kalemlerine işletilen 130,57 TL faiz olmak üzere toplam 9.364,57 TL'nin iptalini istediği anlaşılmaktadır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak toplam 2.687,77 TL borçlu olduğunun tespitine dair verilen karar; davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 13/11/2017 tarihli ve 2016/5225 E. 2017/15696 K. sayılı kararla; "...Somut olayda, davacı dava dilekçesinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, yargılama sürerken davalının talep ettiği bedelleri ödemiş, sunduğu dilekçe ile de yaptığı ödemenin faizi ile kendisine iade edilmesini istemiştir. Diğer bir anlatım ile açılan borçlu olmadığının tespiti davası, yargılama sürerken yapılan ödeme nedeni ile istirdat davasına dönüşmüştür. Mahkemece, istirdat davasına yönelik hüküm kurulması gerekirken ödeme yapılmamış gibi borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir...” gerekçesi ile bozulmuştur....
Mahkemece, yargılama esnasında davacının borcu ödeyerek ibraname almasına istinaden davanın davanın konusuz kaldığından bahisle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İİK 72/6 maddesindeki "borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borçta ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir" hükmü uyarınca menfi tespit davasının açılmasından sonra davacının cebri icra tehdidi altında yapacağı ödemeler tutarında dava, kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Somut olayda; eldeki menfi tespit davasının açılmasından sonra davacının davalı alacaklı vekiline ödeme yaptığı ve alacaklı vekilince tarafına tüm borcunun ödendiği yönünde ibraname verildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacının icra dosyası borcunu ödemiş olması sebebiyle menfi tespit davası açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, İİK'nın 72/7. md. uyarınca açılan istirdat davasında ise son ödemeden sonra dava tarihi itibariyle 1 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davacının menfi tespit isteminin dava açmakta hukuki yararı olmadığından ve dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının istirdat isteminin ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davalıların tazminat istemlerinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Tüketici Mahkemesince dosya yetkisizlik kararı ile gönderilmiş ise de, davaya konu uyuşmazlığa ilişkin kesin yetkinin bulunmadığı ve tüketici davalarının, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabileceği, davacının tüketici olduğu ve dava açıldığı sırada adresinin Antalya olduğu, davalının 10.10.2023 tarihli cevap dilekçesi incelendiğinde davalının usulüne uygun bir yetki itirazı olmadan dosyanın yetkisizlik kararı ile gönderildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, alacak iddiası ile davalının İstanbul 18....
Esas sayılı dava dosyasında menfi tespit davasının davacı ... tarafından değil, dava dışı ......
e" ait olduğu, davacının çekin haksız olarak elinden çıktığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle menfi tespit ve istirdat davalarının reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı tarafından açılan ve birleşen menfi tespit ve istirdat davası yönünden ise; davacı dava dilekçesinde "diğer yasal deliller" diyerek delillerini bildirdiğine göre mahkemece ispat yükü üzerinde bulunan davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağı sorulup hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....