Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gerektiği, dava tarihi itibariyle davacı tarafından yapılan bir ödemenin bulunmadığı ve talebin de borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu, bu davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, kanunda İİK'nın 89/3....

    "İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... Gen. Müd. Aralarındaki menfi tespit - istirdat davasına dair Ankara 1. Tüketici Mahkemesinden verilen 12/11/2015 tarihli ve 2012/2672 E - 2015/1131 K sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 13/06/2019 tarihli ve 2019/2578 E - 2019/5393 K sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....

      "İçtihat Metni"Davacı ... ile davalılar 1-..., 2-... Hizmetleri A.Ş. aralarındaki menfi tespit-istirdat davalarına dair Çerkezköy 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinden verilen 24/02/2016 tarihli ve 2013/577 E. - 2016/252 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 19/09/2018 tarihli ve 2016/21593 E. - 2018/8722 K. sayılı ilama karşı davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK’nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, 450.00 TL para cezası ile 20,80 TL bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 13/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Menfi Tespit ve İstirdat Davaları 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlemiş olup: "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....

        Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır....

          Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” düzenlemesini içermekte olup, bu madde hükmünde de menfi tespit ve istirdat davaları özel olarak düzenlenmiştir. Davalı-alacaklı tarafından var olduğu savunulan bir hukukî ilişkinin var olmadığının tespiti için davacı-borçlu tarafından açılan davaya, menfi tespit davası denilmektedir. Borçlu, icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilir. Borçlu açtığı davada, maddi hukuk temelli çeşitli nedenlere dayanarak borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. 6036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3. Maddesi; ”Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır....

          Menfi tespit davası HMK'da düzenlenen yetkili mahkemelerde de açılabilir. HMK.6 madde gereği, "Genel yetkili mahkeme, davalı veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir." hükmünü içermektedir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, HMK.6. Madde gereği genel mahkemede veya İİK'nın 72/8. maddesi gereği, takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi veya davalının ikametgah mahkemesinde açılabilir. İİK.72/8. madde gereğince, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, yetkili mahkemeyi seçim hakkı davacı-borçludadır, ancak davacı-borçlunun, menfi tespit davasını bu mahkemelerden birisinde açmayıp yetkisiz mahkemede dava açması durumunda, seçim hakkı davalı/alacaklıya geçmektedir....

            İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803)....

            Menfi tespit davasının ise 29.04.2010 tarihinde açıldığı görülmekle, İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Ödemeye rağmen davacı, uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde ise; mahkemenin kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam edeceğini taraflara açıklaması, buna rağmen davacının talebinde ısrar etmesi halinde, menfi tespit talebinin “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Asıl ve Birleşen davalar, 4077 sayılı Yasadan kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkin olup, uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. Ancak, anılan Dairece de gönderme kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu