Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- KARAR - Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 2009 yılında ipotekli konut finansman sözleşmesi imzalandığını, kredi borcunun yeniden yapılandırılması için davalı ile bu kez genel kredi sözleşmesi imzalandığını, Tüketici Hakem heyetince konut kredisi nedeniyle kesilen 18.425,00-TL'nin iadesine karar verildiğini, davalı bankanın ticari kredi kullandırılmış gibi gösterip borçlandırdığını ve haksız olarak icra takibi başlattığını belirterek Tüketici Hakem Heyetinin iadesine karar verdiği 18.425,00TL'nin davalıdan istirdadına ve genel kredi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının konut kredisi dışında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereği doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak ipotek alındığını, krediden kaynaklı borcun ödenmediğini ve buna dayanarak haklı icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    Davalı vekili 25/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafın taleplerinin yerinde olmadığını, dava dışı Turgut Aras Ülgen ile davalı banka arasında yapılan Kredi Kartı Sözleşmesi uyarınca dava dışı Turgut Aras Ülgen'e kredi kartı verildiğini, bununla birlikte asıl borçlu Turgut Aras Ülgen tarafından davalı bankaya verilen talimat üzerine davalı T1 adına 5549 6068 0981 6037 numaralı ek kredi kartı tanımlandığını, borcunu ödemesine ilişkin ihbarnamenin tebliğ edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı hakkında takip başlatıldığını, daha sonra da takibin kesinleştiğini, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin ek kart ile sınırlı olduğunu, icra dosyası kapsamında tarafımızca ek kart hamilinin sorumlu olduğu borç ile sınırlı olarak maaş haczi talep edildiğini, ancak icra müdürlüğü tarafından tüm borç tutarını kapsayacak şekilde maaş haczi müzekkeresi düzenlediğini, davacı tarafça ileri sürülen talepler yönünden tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, hatalı memur muamelesi...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dosyadaki delillere göre, davacı davalı aleyhine Çaykara İcra Dairesi'nin 2018/10 Esas sayılı dosyası ile genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 54.016,38 TL asıl alacak ve 12.697,55 TL faiz olmak üzere toplam 66.720,28 TL'nin tahsili için icra takibine girişmiştir. Davalının itirazı üzerine takip durduğundan yasal süresi içinde eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı ise icra takibine konu alacağa dayanak olan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 59.000,00 TL yönünden Çaykara Asliye Hukuk Mahkemesinde 2017/194 esas sayılı menfi tespit davası açmış; anılan dava sonunda davalı (menfi tespit davasında davacı)nın 59.000,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilip karar 10/01/2020 tarihinde kesinleşmiştir....

    Yine anılan yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya dönersek; ihtiyati haciz istemi, 29.12.2014 tarihinde yapılmıştır. İhtiyati haciz istemi, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece, tüketici işlemi niteliğindeki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz istemiyle ilgili olarak talep tarihi itibariyle Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; kredi kartı sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diyarbakır 1. Tüketici Mahkemesi “…dava konusu olayda da taraflar arasındaki ihtilafın davacı banka ile dava dışı 3. şahıs arasında düzenlendiği iddia edilen kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacak tutarlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, ancak taraflar arasında akdedilen kredi kartı sözleşmesinde davalının imzasının olmadığı iddiası karşısında davacının 6502 sayılı Yasa kapsamında taraflar arasında tüketici işleminin olmadığı” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi; “…taraflar arasındaki ilişki; kredi kartı kullanımından kaynaklı alacak talebi olduğu, bu işlemin tüketici işlemi olduğu” gerekçesiyle, karşı görevsizlik kararı vererek, dosyayı Diyarbakır 1. Tüketici Mahkemesine göndermiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili müvekkili ile davalı arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalanmadığı halde müvekkilinin nüfus kağıdını ele geçiren dava dışı kişinin müvekkilinin nüfus cüzdanını kullanarak davacıyla sözleşme yapıp kredi kartını kullanarak müvekkili aleyhine davalı tarafından icra takibi yapılmasını sağladığını ileri sürerek icra takibi sonucu davalı bankaya ödenen 4.714.41 YTL’nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece, davacının yasanın emredici hükmüne rağmen haczedilen paranın iadesini istediği,işbu davanın 2004 sayılı İİK'nun 72. maddesinde düzenlenen anlamda bir istirdat davası olduğunun söylenemeyeceği,dava niteliği itibariyle istirdat davası olarak değerlendirilmiş olsaydı dahi, icra dosyasına yapılan son kesintinin 13.09.2013 tarihinde yapıldığı, davanın da 01.08.2014 tarihinde açıldığından hak düşürücü sürenin de dolmadığı, davacı tarafın emekli maaşından yapılan kesintinin 5510 sayılı yasanın 93.maddesi uyarınca yasaya aykırı olduğu, davacı tarafça itiraz edilmemekle davalının hesabına aktarılmış olan meblağın geri istenmesinin iyiniyet kuralına aykırı olmakla beraber, henüz davalı hesabına aktarılmayıp, icra dosyasında bakiye olarak bulunduğu anlaşılan meblağın talep eden davacı tarafa iade edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı vekili tarafından ödeme dekontları, hesap hareketi, bankanın yazdığı yazı davalı tarafından da konut kredisi ve genel kredi sözleşmeleri, ipotek akit tablosu ve asıl borçlu şirketin hesap hareketleri delil olarak sunulmuş, Tüketici Mahkemesince tapu kaydı ve ipotek belgesi celp edilmiş, davalı bankadan konut kredi sözleşmesi ile ilgili bilgi ve belgeler getirtilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tüm deliller toplanmıştır. Dava, ipoteğin fekki için haksız tahsil edildiği iddia edilen ödemenin iadesine ilişkin istirdat davasıdır. 17/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı ile dava dışı ......

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın kredi kartı alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, bankaya olan borcun 05.03.2010 tarihinde 36 ay vade ile yapılandırıldığını, davacının erken ödeme yaparak hiçbir borcu kalmamasına rağmen davalı bankanın icra takibine geçerek taşınmazını satışa çıkardığını, satışı durdurmak için bankaya 12.000 TL ödenmek zorunda kalındığını belirterek, davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 12.000,00 TL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı ile davalı banka arasında düzenlenen taksitli bireysel kredi sözleşmesinden kaynaklanan istirdat talebine ilişkindir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir....

                UYAP Entegrasyonu