Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, Kadastro Müdürlüğünün 18.10.2012 tarihli düzeltme işleminin iptali ile dava konusu 1034 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 27.140,00 metrekare olarak tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi çerçevesinde Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenn'i hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası düzeltilebilir. Düzeltme işlemi ile kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamaz. Mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm, açılacak olan tapu iptal ve tescil davasıdır....
Somut olayda, dava konusu 17 parsel sayılı taşınmazın 174/6031 payı davacı ..., 627/42217 payı davalı ... ve 16057/42217 payı davalı ... adına kayıtlıdır. ...nün 05.01.2015 günlü ve 54 sayılı yazısında dava konusu 17 sayılı parselin 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiği belirtilmiş, yeni oluşan tapu kayıtları getirtilmemiştir. Davalı, ifraz ile oluşan taşınmazlarda davacı ile paydaşlığının sona erdiğini gerekçesini de ileri sürerek hükmü temyiz etmiştir. Önalım hakkı paya bağlı bir hak olup, önalım davasına konu taşınmazda önalım hakkını kullanan paydaşın hüküm kesinleşinceye kadar paydaşlığını koruması gerekir. Başka bir deyişle, önalım hakkını kullanan paydaşın yargılama sırasında payını yitirmesi halinde önalım hakkını kullanamayacaktır. Somut uyuşmazlıkta, ifraz ile oluşan 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları getirtilerek davacı ile davalının aynı taşınmazlarda paydaş olup olmadığı belirlenmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 33 (136) ada 14 parsel sayılı 141 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı hibe ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...; 33 (136) ada 15 parsel sayılı 173 m2 yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenlerle ... adına tespit ve 29.05.1989 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı ..., 21.11.2007 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazlarda muris ... ’dan gelen payı olduğunu öne sürerek hatalı kadastro işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Eldeki davada, davacının çekişme konusu taşınmazın geldisi olan 215 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü bedelini de ödemek suretiyle satın aldığı anlaşılarak tapu iptal ve tescile karar verilmesi kural olarak doğrudur. Ne var ki; davacının, 215 parsel sayılı taşınmazdan satın aldığı kısım 3195 m² olmasına rağmen iptal ve tesciline karar verilen 470 parsel sayılı taşınmaz 3453 m² büyüklüğündedir. Hal böyle olunca, davacının satın aldığı 3195m²'lik kısmın, ifraz sonucu oluşan dava konusu 470 parsel sayılı taşınmazın 3453 m²'lik alanına oranlanması sonucu tespit edilecek payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi geriye kalan payın davalı ...'si üzerinde bırakılması gerekirken tüm taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 5 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ... Belediye 29.11.1984 tarih, 2117 sayılı kararı ile 5 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucunda davalı adına tescil edildiğini, imar planında yol ve yeşil alana ayrılan taşınmazın hatalı ifraz sonucu tescilinin yapıldığının anlaşılması üzerine bu defa 28.10.2009 tarih, 1515 sayılı encümen kararı ile anılan işlemin iptaline karar verildiğini ileri sürerek yolsuz tescil nedeniyle tapu kaydının iptali ile ... Belediyesi adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın ifraz öncesi ve sonrasında maliki olduğunu, ifraz işleminin hukuka uygun yapıldığını, ifraz işleminin iptaline dair kararın iptali için idari yargı yerinde dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur....
-KARAR- İlgisi yönünden ifrazen oluştuğu anlaşılan çekişme konusu 1308 ve 1310 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar ... ve ... adına pay tesciline ilişkin işlemin dayanak belge suretleri ile, anılan payların ifraz öncesi hangi taşınmazlardan geldiğine ilişkin kayıt ve belgelerin merciinden temini, ifraz öncesi taşınmazların tüm tedavüllerini gösterir tapu kütük sayfa suretleri ile davalılar adına temliki işlem var ise bu işlemlere ilişkin dayanak belge suretlerinin merciinde temini ile evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 24.09.2013 gün ve 327-95 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-a)Dava konusu 914 ve 915 parsel sayılı taşınmazların imar veya ifraz uygulaması ile oluşup oluşmadıklarının merciinden sorulması, imar veya ifraz suretiyle oluşmuş ise imar veya ifraz öncesini teşkil eden geldisi olan parsellerin mülkiyet durumunu gösterir tapu kütük suretlerinin, imar ve ifraz uygulamasına ilişkin tüm belgelerin, imar dağıtım cetvelinin, b)Davalı ...'...
Mevcut halde, davacı ... ...’ın miras payına kavuşmak için daha önce açılan dava ile fazla pay alan davalı ...’a husumet yöneltmesi doğrudur. Ancak, davalı ...’ın Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.11.2011 tarihli ve 2010/401 Esas 2011/609 Karar sayılı dosyasında hükme esas alınan hatalı veraset ilamı nedeniyle çekişmeli taşınmazlarda ne miktarda fazla pay aldığı saptanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Öte yandan, mirasbırakan tarafından temlik edilen kök 1 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarda yapılan ifraz, kamulaştırma, toplulaştırma çalışmaları ile çok sayıda yeni parsel oluşmuştur. Yeni oluşan dava konusu taşınmazlarda davalı ...’ın tevhit edilmeden duran birden fazla payı mevcut olup, hangi pay ya da payları daha önce açtığı dava neticesinde ve ne miktarda edindiği de ortaya konulmadan çekişmeli taşınmazlardaki davalı ...’ın tüm payları iptale konu edilmiştir....
Ne var ki, davalı ... yargılama sırasında vesayet altına alındığı ve kendisine vasi tayin edildiği halde, vasiye tebligat yapılarak davada yer alması sağlanmamış, mirasbırakanın davaya konu taşınmazlarda davalılara pay temlikinde bulunduğu, ayrıca dava konusu taşınmazların bir kısmının ifraz ve imar işlemlerine tabi tutulduğu da gözetilmemiştir. Hal böyle olunca, öncelikle davalı ......
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince öncelikle, dava konusu taşınmazlarda yapılan imar uygulamasına ilişkin belge ve haritalar ilgili kurumdan getirtilerek dosya içerisine alınmalı, bundan sonra harita mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazlarda 1993 yılında yapılan ifraz işlemi ile oluşan pafta, 2003 yılında yapılan ifraz işlemi ile oluşan pafta, kesinleşen imar paftası ve uygulama kadastro paftasının çekişmeli taşınmazlar ve çevresini gösterir şekilde çakıştırmaları istenmeli, ortaya çıkacak sonuca göre, dava konusu taşınmazların sınırının, kesinleşen imar sınırı esas alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiği göz önünde bulundurularak karar verilmelidir....