Sayılı ilamı incelendiğinde , anılan davada ipoteğin fekki, olmadığı takdirde tazminata hükmedilmesi ve menfi tespit taleplerinin değerlendirildiği, ipoteğin fekki isteminin reddi kararının da taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ipoteğin fekki isteminin reddine ilişkin şikayetin süreye tabi olmadığı, diğer taraftan Y.12. HD.nin 2020/6520 E. 2021/2798 K. Sayılı emsal içtihadı dikkate alındığında, takip alacaklısı lehine vekalet ücretine hükmedilirken menfi tespit talebinin reddi için ayrı , ipoteğin fekki olmadığı takdirde tazminat isteminin reddi için ayrı vekalet ücretine hükmedilmediği , bu nedenle vekalet ücretinin bütünü bakımından ilamın infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ...’ın davalı şirketle 03.12.2002 tarihinde bayilik sözleşmesi imzaladığını ve sözleşmenin teminatı olarak da babası diğer müvekkili davacı ...’a ait taşınmazı ipotek verdiğini ancak müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle ticarethanesini açamadığını ve bayilik ilişkisinin başlamadan sona erdiğini bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Madde dava şartlarını sıra ile vermiş olmakla Görevsiz mahkemece bu husus atlanarak kendisinden sonra gelen diğer dava şartlarının incelenmesi yasaya aykırı olacaktır. Bu durumda kesin yetkiye ilişkin dava şartı varsa bunu inceleme ve değerlendirme yetkisi görevli mahkemeye ait olacağından İDM tarafından görevsizlik kararı verilirken aynı anda yetkisizlik kararı verilmesi hususundaki itirazı yerinde değildir. Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davacı ile davalı T5 Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davacı ile T5 Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedi ve tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davacı ile davalı T6 Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedi ve tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, menfi tespit ve ipoteğin fekki (kaldırılması) istemine ilişkindir. Mahkemece, ipoteğin fekki isteminin, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu, taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği, bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin olduğu gerekçesiyle, yetki yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, eldeki davada Diyarbakır mahkemelerinin yetkili olup olmadığı hususundadır. 4721 sayılı TMK.nın 850.maddesine göre; taşınmaz rehni ipotek,ipotekli borç senedi veya irad senedi şeklinde kurulabilir. Taşınmaz rehni TMK'nın sınırlı ayni haklar başlıklı 2. kısmının 2.bölümünde düzenlenmiştir....
ın muvafakatının alınması gerektiğini, kanuna rağmen bu şart yerine getirilmeden alınan ipoteğin usule ve kanuna aykırı alınmış olması nedeniyle geçerli olmadığını, belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili tarafından, ipotek alınan taşınmazın ... ilinde inşaatı devam eden tamamlanmamış halde olduğunu, aile konutu olmayan taşınmaz için eş rızasının aranmayacağını, teminat alınan ipoteğin kefaletle ilgisi olmadığını, davacı ...'ın açılan bu davada hukuki menfaati bulunmadığını, davacıların ikametgahlarının... olduğunu savunarak davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ...'a ait dava konusu taşınmaz tapu kayıtlarında aile konut şerhinin işlenmediği, MK.'...
Şti.’nin asaleten ve kefaleten borçlarının teminatı olarak tesis edildiğini, müvekkilinin ipoteğe konu taşınmazı 19/02/2009 tarih ve 1193 yevmiye no ile dava dışı ...dan satın alarak tapuya tescilini yaptırdığını, herhangi bir borç ve riskin kalmadığını ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasına (fekkine) karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava dışı... tarafından dava dışı ... Ltd. Şti’nin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak tesis edildiğini, dava dışı şirketin müvekkili nezdinde başkaca borcu ve riskinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan ipoteğin kaldırılmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/632 Esas KARAR NO : 2022/240 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 06/01/2017 KARAR TARİHİ : 12/04/2022 YAZIM TARİH : 15/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı banka şubesinden Dava dışı ...’ın kullanmış olduğu 150.000,00 TL kredi borcu için,... nolu gayrimenkulu üzerine 18.11.2015 tarih 65146 yevmiye nolu 1. Derecede 400.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, Müvekkilinin asıl borçlu ... ile birlikte 20.01.2016 tarihinde ipotekli kredi borcunun 131.000,00 TL kısmını ödedikleri, kalan borç ile ilgili ...'...
Mahkemece, dava tarihi itibariyle ipoteğin fekki için yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Her ne kadar davalı tarafında cevap dilekçesi ile davanın reddine dair istemde bulunulmuş ise de davalı vekilinin 31.10.2013 tarihli celsede, "12.09.2011 tarihi itibariyle davacı tarafından borcun ödendiğini, bu tarih itibariyle herhangi bir alacaklarının bulunmadığını, ipoteğin fekkine itirazları olmadığını ancak dava açıldığı tarihte borç mevcut olduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini" beyan ettiği anlaşılmakla, mahkemece davalının sözkonusu beyanı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik değerlendirme ile dava tarihi itibariyle yasal koşulların oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....