Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği’nin 27.09.2018 tarihli 37218 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden Doğan Hakların Devri Sözleşmesi" ile ... tarafından İzmir 21. Noterliği’nin 15.12.2017 tarihli 42568 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi"nden doğan haklarının 500.000,00 TL bedelle ... A.Ş.'ye devredildiği, devir ve temlik bedeli olan 500.000,00 TL’nin almayı kabul eden tarafından devredene nakden ve peşinen ödendiği, herhangi bir borcun kalmadığı belirtilmiştir....

    ile davalı ... arasındaki davadan dolayı ... 1.Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 28.09.2010 gün ve 2010/221-2010/470 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, satış vaadi sözleşmesinin bedelsiz kalması nedeniyle feshi istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmayıp, uyuşmazlık düzenleme şeklinde yapılan 15.11.1996 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığından ve sözleşmenin feshi talep edildiğinden temyiz incelemesi görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Dosyanın temyiz incelemesi ile görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda, dava tarihindeki taşınmaz zemin ve eklentiler değeri gözetilerek uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.03.2015 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.11.2015 günlü hükmün ve 17.02.2016 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin miktarı itibariyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacı ile davalıların murisi ... arasında 22.09.1997 tarihli re'sen düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedilerek eski 7070 ada 4 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı binanın altındaki ......

          Noterliğinden 21.07.1993 tarih Y.N. ile düzenlenmiş genel vekalet verdiğini ve Eyüp 4.Noterliğinin 16.01.2003 tarih ve 735 Y.No'lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, davalının 1993 yılından beri fiilen paya düşen kısmın zilyetliğini teslim etmesine rağmen hukuken taşınmaz payını vermeye yanaşmadığını belirterek 325 ada, l parsel nolu taşınmazda davacının kullandığı 2 nolu daireye düşen 20/100 payın veya bilirkişi tarafından saptanacak arsa payının davalının tapusundan iptal edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesçiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde belirtilen bedellerin fiilen müvekkiline ödenmediğini, davalının dava konusu yeri davacı tarafa kardeşi olduğu için kullanması amacıyla bıraktığını belirterek davanın reddini istemiştir....

          Yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmeleri imzalanmış olup, davacının sözleşmelerin vecibelerini yerine getirdiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri gereğince davacı adına tescilini istemiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve elbirliği ortaklığı çözülmeden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; düzenleme şeklinde yapılmış taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Türk Borçlar Kanunu'nun 207 nci maddesi; Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir. 2. Aynı Kanun'un 237 nci maddesi; "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi şarttır. Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmî şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz. " şeklindedir. 3....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/709 Esas KARAR NO : 2021/963 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/11/2021 KARAR TARİHİ : 02/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesinin... Esas sayılı dava dosyasının davalılardan ... işler tarafından Beyoğlu......

                KARAR Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı ile aralarında imzalanan ... 1.Noterliğinin 21/07/2005 tarih ve 17653 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile Büyükçkemece ilçesi hudutları dahilinde bulunan 422, 423, 424, 425, 426, 428 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı hissesinin tamamının satışının vaadedilerek satış bedelinin davalı-karşı davacıya tarafından ödendiğini, davalı-karşı davacı yanın taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar nedeni ile satış vaadi sözleşmesinden sonra ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/985 esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat istemi ile Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat davası açtığını ve bu dava neticesinde taşınmazların tapu kaydının Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescilinin yapıldığını, taraflar arasında satışı vaadedilen taşınmazlar yönünden ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu taşınmazlardaki...

                  Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akid ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

                  UYAP Entegrasyonu