Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.” hükmü mevcuttur. 16. 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 2. ve 4. maddelerinde ayrımcılık türleri belirlenmiş ve tanımlanmış iken, 3. maddesinde konuya ilişkin temel ilkeler ve yükümlülükler hükme bağlanmıştır. 3. maddeye göre; “(1) Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir. (2) Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır. (3) Ayrımcılık yasağının ihlali hâlinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ihlalin sona erdirilmesi, sonuçlarının giderilmesi, tekrarlanmasının önlenmesi, adli ve idari yoldan takibinin sağlanması amacıyla gerekli...

    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir Dayanağını Türk Medeni Kanununun 1027. maddesinden alan tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkin davalarda, tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunduğundan mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının yöntemince araştırılarak şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanması gerekir. Eldeki davada, nüfus müdürlüğünden getirtilen kayıtlarda, davacının kardeşi olduğu görülen ve tapu sicilindeki kayıt ile kimlik bilgileri uyuşan bir kişinin daha bulunduğu tespit edildiğinden uyuşmazlığın bu kişi hasım gösterilerek açılan bir tapu iptali ve tescil davası ile çözümü gerekirken, Tapu Sicil Müdürlüğü hasım gösterilerek açılan tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi davası ile mülkiyet nakli oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 21.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, murisine ait 1387 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "... mirasçıları" şeklindeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun olarak "... oğlu ..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı idare, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.07.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.02.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 116 parselde davacının miras bırakanı ... ....'ın tapu kaydında ..... olan baba adının ....., ... olan ana adının ...... olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, murisin baba ve anne adının tapu kaydında ve tapu kaydına dayanak oluşturulan akit tablosu ile diğer kayıtlarda düzeltilmesine karar verilmiş, hükmü davalı hazine vekili temyiz etmiştir....

          in mirasçısı olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Gerek dosya arasındaki 08.03.2012 günlü mirasçılık belgesi, gerekse de aile nüfus tablolarına göre; davacı ...'in kayıt maliki ... ...'in mirasçısı olmayıp, kayıt maliki ...'in, davacı ...'nin babası ...'ın üvey babası olduğu, davacı ile kayıt maliki arasında ırsiyet bağı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, davacı ...'nin kayıt maliki ... bakımından tapu kaydında isim tashihi davası açmaya aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Davacının talebinin bu kayıt maliki yönünden aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2).bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, 28.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.02.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 2912 parselin ölü ... mirasçıları adına tespit edildiği, ...'nin dedeleri olan ... 'in babası ... olduğu, halk arasında ... olarak bilindiği, taşınmazın tapu kaydındaki ... mirasçıları şeklindeki kaydın ... mirasçısı ... mirasçıları olarak tashihi ile veraset ilamındaki mirasçılar adına tapuya tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir. Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, ...'...

              Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır....

              TC kimlik numaralı ... ve Sabriye'den olma 1.7.1912 doğumlu Adil Ortak'ın kaydının bulunduğu ve veraset ilamının bu kayıt esas alınarak verildiği, ...TC kimlik numaralı kaydın bulunamadığının yazıldığı görülmüştür. Ayrıca bu kayıtta ... Ortak'ın anne adının "Sabriye" değil "..." olduğu yazılıdır. Davacı "Adil Ortak" baba adının ... olarak yanlış yazıldığını belirterek baba adının "..." olarak düzeltilmesini talep etmiş ve mahkemece bu istem de hüküm altına alınmış ise de karar dayanağı veraset ilamında ve nüfus kaydında baba adı "..." olarak yazılıdır. Diğer bulunamayan kayıtta hem TC kimlik numarası farklı hem de anne adı farklıdır. Tapu kayıtlarında yanlış yazılan kimlik bilgileri nüfus kaydına göre düzeltilmektedir. Adil Ortak'ın nüfus sicilinde ve veraset ilamında yazılı olduğu şekilde tapu kaydında da baba adının "..." olarak yazılı bulunması nedeniyle artık tapu kaydında hata olduğu ileri sürülemez....

                Nüfus kayıtlarına ilişkin her türlü düzeltme ve tespit davalarında görevli mahkeme anılan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre asliye hukuk mahkemesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.11.2010 gün ve 2010/18-563 E., 2010/554 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde herhangi bir ayrım yapılmadan kayıt düzeltme davaları düzenlenmiş olup, madde uyarınca ad ve soyadı değişikliği davaları da nüfus davalarının bir türüdür. Buna göre isim değişikliğine ilişkin davalar 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus davalarından olup, anılan madde uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.12.2013 gün ve 2013/18-464 E., 2013/1698 K.; 30.09.2015 gün ve 2014/18-210 E., 2015/2028 K. sayılı kararlarında da aynı hususlar kabul görmüştür....

                  Bununla birlikte tapuda isim düzeltilmesi davalarında yalnızca tapu kaydında yer alan kimliğe ilişkin bilgiler düzeltilebilir. Yardımcı kayıtlar üzerindeki bilgilerin düzeltilmesine karar verilemez. Bu nedenle dayanak kadastro tutanağındaki kayıtların düzeltilmesine karar verme olanağı bulunmamaktadır. Ancak tapu kaydında isim, soyisim ve baba adı doğru bir şekilde yer alsa dahi somut olayda Tapu Müdürlüğünün tapu kaydında açık kimlik bilgilerinin yer almaması nedeniyle yardımcı kayıtlar olan kadastro tutanağına müracaat ettiği ve kadastro tutanağındaki kimlik bilgileri ile kayıttaki kimlik bilgileri birbirini tutmadığından talebi reddettiği görülmektedir. Buna göre talebi reddedilen ve tapuda gerekli intikal işlemini yaptıramayan davacı tarafın mahkemeye müracaat etmekte hukuki yararı vardır. Üstte açıklandığı üzere tapu kaydı ile nüfus kaydı zaten uyuşuyor ise tapudaki kaydın düzeltilmesi davasının konusu yoktur....

                  UYAP Entegrasyonu