Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca davacının davası, ariyet olarak verilen malların iadesi, cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili olup, bunlar hakkında mahkemece verilen önceki kararlar kısmen onanmadığı halde davacının ariyetlerin iadesi ve cezai şart talepleri hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmamış, bu nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir." denmiştir. 19/12/2022 tarihli duruşmada ; HMK 31 md gereği ariyet konusu mallara ilişkin davalı beyanları hakkında davacıdan beyanları alındı. " Davacı vekili: Ariyet konusu mallarla ilişkin mahkemenizin ( ... ATM ) 2006/... Esas, 2008/... Karar sayılı 14/10/2008 tarihli kararı ile malların tarafımıza iadesi şeklinde karar verilmiştir, bu karar sonrasında bozma dışında bırakıldı ve bu kararın icrası kapsamında ariyet konusu malların bedeli ve vekalet ücreti ve yargılama giderleri davalıdan ödendi, bu yöndeki talebimiz konusuz kalmıştır....

    K.YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacı vekili iddiasında özetle; Davalı ... ile dava dışı ... iş ortaklığı arasında 30.03.2016 tarihinde alacağın devri sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalının alacaklısı olduğu 3 adet senedin 6 ay süre ile icra takibine konu yapılmaması şartı ile iş ortaklığının vergi dairesinden alacağı vergi iadesi bedelinin davalıya devrinin kararlaştırıldığını, davalının bu süreyi beklemeden senetleri icra takibine konu yaparak sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile dava dışı ... iş ortaklığı lehine sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağının doğduğunu, cezai şart alacağının dava dışı iş ortaklığı tarafından müvekkili şirkete temlik edildiğini, müvekkili şirketin tüm taleplerine rağmen ödemenin yapılmaması üzerine davalı hakkında ... Müdürlüğünün ......

      KARAR Davacı; davalı kurum ile davacı özel hastane arasında özel ... kuruluşunda ... hizmeti satın alma sözleşmesi imzalandığını, davacı hastane tarafından bu sözleşmeye uygun olarak hizmet veriliyor olmasına rağmen, davalı kurumca haksız yere cezai işlem uygulandığını ileri sürerek, davalı kurum tarafından 22.12.2014 tarih ve 23728181-02/18951630 sayılı yazı ile müvekkil hastaneye uygulanan cezai şart ve ödeme iadesi işlemlerinin iptaline, kesinti işleminin uygulanması halinde haksız uygulanan 285.923,39 TL kesinti bedelinin kesintinin uygulandığı tarihten itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        a kiraya verdiğini ileri sürerek forkliftin iadesini, 01/10/2010 tarihinden iadesine kadar geçen süre için şimdilik 1000 TL kira bedeli, iadesi mümkün olmazsa bedeline mukabil 14000 TL'nin avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir Davalılar vekili, davacıların sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirmedikleri için müvekkillerinden edimlerini yerine getirmelerini isteyemeyeceklerini, cezai şartın ortaklık . ön protokolünde kararlaştırıldığını, daha sonra imzalanan hisse devri sözleşmesinde cezai şart konulmadığını, bu nedenle cezai şartın geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

          E.sayılı icra dosyasında 20.000 TL asıl alacağın (finansmaaş sözleşmesi ile kararlaştırılan bedelin iadesi-cezai şart) faizleriyle birlikte iadesinin istenildiği, davalı tarafça ödenmesi istenen bedelin cezai şart olduğu konusunda itirazının bulunmadığının görülmüş olduğu, davacı vekilinin istinaf talebinde davalının tacir olduğunu ve cezai şart miktarında tenkis istenemeyeceğini ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek ölçüde yüksek olduğunun saptanması durumunda 6098 Sayılı TBK 182/3 maddesi gereğince, cezai şarttan makul oranda indirim yapılabileceği, Yargıtay uygulamalarında da bu hususun kabul edildiği (emsal Yargıtay 11....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki malın iadesi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

              -YTL kar mahrumiyeti ile aynı miktarda cezai şartın ihtarname tarihinden itibaren faizi ile ayrıca iadesi gereken tüp bedelinden şimdilik 1.000.00.-YTL’nin temerrüt tarihi olan 21.4.2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin davacı tarafından değil müvekkilince 8.2.2005 tarihli ihtar ile feshedildiğini, noter tesbitinin geçerli olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                Davacı, davalı ile 01.04.2008 tarihli 5 yıl süreli bayilik anlaşması yapıldığını ve taahhütname düzenlendiğini, davalının sözleşmedeki taahhütname hükümlerine uymadığını belirterek kar mahrumiyeti, ariyetlerin iadesi ve cezai şart isteminde bulunmuş, davalı savunmasında sözleşme ve taahhütnamedeki imzaların kendisine ait olmadığını savunmuştur. Bilirkişi incelemesi sonucunda imzaların davalıya aidiyeti konusunda yeterli delil olmadığından bir sonuca varılamadığı bildirilmiştir. Sözleşme ve taahhütnamedeki imzaların davalıya aidiyeti konusundaki ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Taraflar arasında mal satış ilişkisi bulunsa dahi, geçerli bir sözleşme olmadan cezai şart ve ariyetlerin iadesi isteminde bulunulamaz....

                  Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle asgari alım taahhüdü ihlal edilen dönem sonrası mal verilmeye devam olunmuş ise önceki dönem yönünden asgari alım taahhüdünün ihlaline ilişkin cezai şart istenemez ise de süresi sonunda yenilenmeyen ve davacı tarafından feshedilen sözleşme nedeniyle son yıla ilişkin asgari alım taahhüdünün yerine getirilmemiş olması nedeniyle cezai şart istenebilecek olmasına, teminat mektubunun sözleşme ve taahhütlerden doğan doğacak cezai şart veya tazminat alacaklarını kapsaması ve davalının cezai şart alacağı bulunması nedeniyle teminat mektubunun iadesi şartları oluşmadığından yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek...

                  cezai şart ve 1.000-TL kar mahrumiyetinin davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu