Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davalarına ilişkin kurulacak hükümde tüm paydaşların paylarının ve paydasının gösterilmesi, paydaşlara verilen payların toplamı ile paydanın birbirine eşit olması gerekir. 5403 sayılı yasanın 8/b maddesinde;" Mirasa konu (…) tarımsal arazilerde mülkiyetin devri esastır. Mirasçılar arasında anlaşma sağlanması hâlinde, mülkiyeti devir işlemleri mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde tamamlanır. Devir işlemlerinin bir yıl içinde tamamlanmaması ve 8/C maddesinin ikinci fıkrasına göre dava açılmaması hâlinde, bu Kanunun 8/Ç maddesi hükümleri uygulanır. (Ek fıkra: 28/10/2020- 7255/18 md.) Tarım arazilerinde; ifraz, hisselendirme, pay temliki, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, elbirliği mülkiyetinin devri, paylı mülkiyet olarak intikal, taksim ve vasıf değişikliği işlemleri Bakanlığın izni ile yapılır." düzenlemesi bulunmaktadır....
Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun incelenmesinde; anataşınmaz üzerindeki yapının 4 bağımsız bölümden oluştuğu ve 2 paydaşı bulunduğu, Kat Mülkiyeti Yasası'nın 50/2 maddesine uygun nitelikte olduğu, her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düştüğü, bu haliyle kat mülkiyeti kurulmasına elverişli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece kat mülkiyetinin kurulmasını isteyen davalıya Kat Mülkiyeti Yasası'nın 12. maddesinde belirtilen diğer belgeleri hazırlaması için süre verildiği, bu süre içerisinde yapının mimari projesinin çizdirildiği, projede Belediye Başkanlığının onayının bulunmadığı, yapı kullanma izin belgesi için belediyece uygunluk yazısı verildiği, yönetim planının hazırlandığı ancak imzalanmadığı görülmektedir....
taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceği, muhdesatların mülkiyetinin tespitinin dava edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; anılan kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14.06.2021 tarihli ve 2020/889 Esas, 2021/5075 Karar sayılı kararıyla hüküm onanmış; davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir....
Dosyada toplanan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın üzerindeki yapının tamamı kagir olup, 5 bağımsız bölümden oluşmakta, her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmektedir. Anataşınmazın belediyeden onaylı mimari projesi, yapı kullanma izin belgesi ile yönetim planı ve bağımsız bölüm listesi dosyaya konulmuştur. Belediye Başkanlığından gelen 06.12.2006 ... 8228 sayılı yazıda, dava konusu parsel üzerindeki taşınmazda kat mülkiyeti kurulmasında bir sakınca olmadığı bildirilmiştir. Tüm bu kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde taşınmazın kat mülkiyetine konu olmaya elverişli olduğu anlaşılmaktadır....
TMK'nin 763. maddesine göre taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Yani, taraflar arasında menkul hükmünde olan taşınmazın mülkiyetinin devri için satış sözleşmesi yapıldığında ve taşınmazın zilyetliği alıcıya devredildiğinde alıcı mülkiyet hakkını kazanır. Tapusuz taşınmazlarda kadastro tespit tarihi ile tespitin kesinleşme tarihi arasında zilyetliğin devri ile ilgili yapılan anlaşmalar, diğer koşulların da varlığı halinde geçerli olacaktır (Hukuk Genel Kurulu 2009/8-405 Esas 2009/477 Karar). Satış ve devrin her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak, somut olayda Mahkemece, tapusuz olan dava konusu taşınmazın devrine ilişkin taraflar arasında yapılan harici satışın geçerli olup olmadığı irdelenmeden yazılı şekilde tapu iptal ve tescil talebinin hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
mülkiyetinin tespit ya da tescili yönünde bir uygulama olup olmadığı hususlarında ayrıntılı, gerekçeli denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde herhangi bir araştırma yapılmaksızın ve dava, kur'a ile yapılan tahsisin tespiti istemi olarak ele alınıp, buna göre oluşturulan yazılı gerekçelere dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davacının davalı kooperatife dava tarihi itibari ile parasal yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği ve davalı kooperatife borcunun bulunduğu, öte yandan diğer ortaklara tapu devri yapılmadığından bu yönde bir kooperatif uygulaması olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
. - 2017/6395 K. sayılı ilamı ile “…taşınmaz üzerinde 1 bodrum kat, zemin kat ve üzeri 5 normal kattan oluşan betonarme binanın 1 dükkan 11 daireden oluştuğu, hissedar sayısının 15 kişi olduğundan bağımsız bölüm sayısının tapu kaydındaki hissedar sayısından az olması, ilgili taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmaması sebebiyle ortaklığın satış suretiyle giderilebileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi davalarında her bir paydaşa bir bağımsız bölüm düşmesi asıl ise de, Dairemizin uygulamalarında mirastan elbirliği (iştirak) mülkiyetinin söz konusu olması halinde birden fazla elbirliği halindeki malike bir bağımsız bölümün tahsis edilmek suretiyle de ortaklığın giderilmesi mümkündür....
Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Asıl dava ve birleşen davada, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin tarafları arasındaki tapu iptali tescil, tazminat ve yine birleşen davada yükleniciden bağımsız bölüm satın alanların açtığı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, asıl uyuşmazlığın arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin tarafları arasındaki davaya ilişkin bulunması nedeniyle, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 25.05.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Genellikle de bu tür temlik sözleşmesi ile yüklenici şahsi hakkının bir kısmını olayımızda olduğu gibi bir bağımsız bölümün mülkiyetinin naklini taahhüt eder. Davalılar arasında biçimine uygun düzenlenen 14.05.2002 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesindeki yüklenicinin borcu diğer davalının sağladığı arsa üzerine fen kurallarına, sözleşme ve amacına uygun bir bina yapıp arsa sahiplerine teslim etmek, arsa sahiplerinin borcu ise bir bakıma yapılan binanın bedeli olan bağımsız bölümlere özgülenmiş arsa payının mülkiyetini yükleniciye geçirmekten ibarettir. Sözleşmenin yüklenici tarafı sözleşmede yasaklanmamış ise teslim borcunu yerine getirdiğinde arsa sahibine karşı kazanacağı kişisel hakkını (bağımsız bölüm tapusunun devrini) arsa sahibi ile mevcut sözleşmesine dayanarak doğrudan ondan isteyebileceği gibi Borçlar Kanununun 162. maddesi hükmünden yararlanarak arsa sahibinin rızası gerekmeden yukarıda sözü edilen yöntemle üçüncü kişilere devir ve temlik edebilir....
Mahkemece öncelikle, davalıya sözleşmedeki edimi ifa etmek amacıyla verilen ya da devri yapılan bağımsız bölüm olup olmadığı tespit edilmeli; var ise bu bağımsız bölüm ile sözleşmede devri taahüt edilen 40 numaralı bağımsız bölüm arasında değer farkı olup olmadığı hususları incelenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın taraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....