Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma davası devam eden eşler arasında mahkemece ara kararla davacı ve müşterek çocuklar için hükmedilen tedbir nafakası alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilşkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, talebin aile mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın İİK 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davası olduğu ve genel mahkemelerde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma davası devam eden eşler arasında kişisel mal olduğu iddia edilen altın bileziklerin bedelinin davalıdan tahsili istemine ilşkindir. Aile Mahkemesince, talebin borç olarak verilen eşyanın bededlinin davalıdan tahsili istemine ilşkin olduğu ve uyuşmazlığın Borçlar Kanununa dayalı olması nedeniyle genel mahkemelerde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesin ise, talebin 4721 sayılı TMK 226/1 gereğince kişisel mal isteğine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....
e verdiğini ancak taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalılar arasında satış gördüğünü belirterek adı geçen taşınmazın 1/4 hissesinin tapu kaydının iptali ile ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiği ve eldeki davanın 12.10.2009 gününde açıldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....
Somut olayda uyuşmazlık konusu olan husus; söz konusu bu sözleşmenin geçmişe etkili olarak yapılıp yapılamayacağı ve eğer yapılmış ise hüküm ifade edip edemeyeceğine ilişkindir. 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 10/1 maddesinde aynen "Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten (1.1.2002) önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabii oldukları mal rejimi devam eder. Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde başka bir mal rejimini seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini (edinilmiş mallara katılma rejimi) seçmiş sayılırlar" denilmekte ve aynı kanunun 10/3 maddesinde de " Şu kadar ki eşler yukarıda öngörülen bir yıllık süre içerisinde mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejimini (edinilmiş mallara katılma rejimini) evlenme tarihinden (Yani geçmişe etkili olarak) geçerli olacağını kabul edebilirler." hükmüne yer verilmektedir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 28.11.2002 tarihinde 54 yaşında iken eşinden boşandığı, müşterek ve sağ 10 çocuğundan yaşı küçük 3 çocuğun velayetinin babaya verildiği, 10.08.1990 tarihinde vefat eden emekli sandığı iştirakçisi milletvekili babasından dolayı 19.12.2002 tarihli tahsis talebine istinaden 01.01.2003 tarihinde ölüm aylığı bağlandığı, davacının mernis adresi ile boşandığı eşin mernis adresi incelendiğinde sadece iç kapı numaralarının farklı olduğu, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen raporda muhtar ... ve akraba ...’in beyanlarının imzalı olduğu, rapora göre, mernis adreslerinin çevrede aileye ait olduğu bilinen sitede aynı binanın farklı daireleri olması, muhtar ve akraba tarafından boşanmış olduklarının bilinmemesi nedeniyle davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, ölüm aylığı tahsis dosyasında davacı ve anne-baba bir iki kız kardeşin boşanmış olduğu, baba bir anne ayrı kardeş ...’in şikayeti üzerine diğer kız kardeşler...
nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar." hükümleri yer almaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasaya 5133 sayılı Yasa ile ekleme yapılan 4/2. maddesinde "22.11.2001 tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabı, 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasaya göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin" aile mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır....
TMK’nın 185. maddesinde “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” hükmü amirdir. Davalı kadının, evlilikten kısa bir süre sonra yurt dışına çıkıp geri gelmediği, TMK m.185 gereğince eşlere yüklenen birlikte yaşamaktan kaçınma suretiyle birlik görevlerini ihlal ettiği ve bu nedenle kusurlu olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24.10.2022 (Pzt.)...
Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler (TMK. mad. 186/1). Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler (TMK. Mad. 195/1) Toplanan delillerden davacı-davalı kadının bu yönde bir isteminin bulunmadığı gibi eşler arasında davalı-davacı kocadan ve onun ailesinden kaynaklanan bir geçimsizliğin varlığı ve davacı-davalı kadının daha önce birlikte oturulan müşterek konuta dönmemekte haklı olduğuda kanıtlanmış değildir. O halde davacı-davalı kadının davasının reddine, davalı-davacı kocanın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu sebeple davalı-davacı kocanın temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu hükmün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin 24.12.2020 tarih ve E.2018/589, K.2020/484 sayılı kararı ile "22.10.2018 tarihli bozma ilamınından anlaşıldığı kadarıyla davacının yetim aylığının Kurumca kesilebilmesi için davacı ve boşanmış olduğu eşinin 18.09.2014 tarihine kadar birlikte yaşamalarının yeterli görülmediği, ayrıca 18.09.2014 ile dava tarihi 18.12.2014 arasında da davacı ve boşanmış olduğu eşinin birlikte yaşadıklarının ortaya konulması gerekmektedir, aksi takdirde davacının ve boşanmış olduğu eşinin 18.09.2014 tarihine kadar birlikte yaşadıkları konusundaki varmış olduğu kanaate göre Yargıtay'ın davanın reddine karar verilmesi gerekir şeklinde bozma yapması beklenirdi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık eşler arasında katkı payından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....