Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "TMK'nın 175 ve devamı maddelerindeki düzenlemeye göre boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan yoksulluk nafakası davalarında yerleşim yeri mahkemesinin yetkisinin kesin olup, dava şartı olması sebebiyle, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceğinden; kesin yetki kuralı gereği mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiştir, gerekçesiyle" açılan davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 177. maddesinde, "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" düzenlemesi ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bu-lunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır....

    Türk Medeni Kanununun 178. maddesine göre açılan yoksulluk nafakası talebi için yeni vakıa ve delillere dayanılması, yeniden kusur belirlemesi mümkün değildir. Hakim kesinleşen boşanma davasındaki tarafların kusur dağılım ve derecesine bakıp, nafaka isteğini buna göre karara bağlayacaktır. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda, tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Yoksulluk Nafakası-Maddi ve : Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davalıdan maddi ve manevi tazminata yönelik 65.46 TL. nispi temyiz peşin harcının alınmadığı görülmektedir....

      Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasanın 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir. Davanın açılması ile ilgili 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 178.maddesinde 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. ./.. -2- Somut olayda, tarafların .... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin manevi tazminat dışında kalan hususlar yönünden kısmi olarak 15.03.2013 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, eldeki davanın 29.01.2015 tarihinde açıldığı ve TMK 178/son maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gözönünde bulundurularak yoksulluk nafakasına ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        Boşanmadan sonra açılan maddi manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talepli davalar boşanmanın ferii'si niteliğinde bulunmadıklarından, nispi harca tabi olup, yargılama sonunda dava değeri dikkate alınmak suretiyle kabul/ red oranına göre yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen vekalet ücreti takdir edilir. Belirtilen nedenle, davalı vekilinin reddedilen miktar yönünden, taraflarına lehine vekalet ücreti takdir edilmemesine yönelik istinaf isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Taraflar yabancı mahkeme kararı ile TMK 166 maddesi gereğince boşanmışlar, kararda davacı kadına kusur yüklenmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanmadan Sonra Açılan Nafaka ve Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kısmen kabul edilen nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava tarihinden itibaren davacı kadın lehine hükmedilen nafakanın yoksulluk ve çocuklar için hükmedilen nafakaların iştirak nafakası niteliğinde olduğunun ve ortak çocuk ...'...

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; 11.11.2008 tarihli kararda tarafların boşanmasına hükmedildiği belirtilerek, önce tedbir olmak üzere, davacı kadın ve müşterek çocuk için 500'er TL yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 350 TL davacıya, 400 TL çocuğa yardım nafakasına hükmedilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin bu davadaki talebi, yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin bulunmaktadır. Boşanmaya ilişkin karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmadan sonra hüküm ifade edeceğinden, boşanma davasının sonucu (kesinleşmesi) beklenmeli, bundan sonra taleple ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir....

            İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk 2008 doğumlu Hümeyre Nur için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL iştirak nafakası takdiri ile, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen iştirak nafakası yetersiz olduğu gibi yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılması talebiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK 355.maddeye göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK'nın 178 maddesi uyarınca boşanmadan sonra açılan tazminat ve nafaka talebine ilişkindir....

            Diğer yandan davacının emekli maaşı göz önüne alındığında ise yararına hükmedilen yoksulluk nafakası (TMK md. 175) ise fazla/orantısız olmuştur. Hükmün temyize konu diğer bölümleri onanmakla birlikte; manevi tazminat miktarı yönünde davacı, yoksulluk nafakası miktarı bakımından ise davalı yararına bozulması gerektiğini düşünüyorum....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece, kadının kabul edilen boşanma davasında boşanma sebebi olarak gösterilen olaylar kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı ve bu nedenle Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları oluşmadığı halde; davacı kadının manevi tazminat isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadının yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebi bulunmadığı gibi, talep ettiği tedbir nafakasının boşanmadan sonra devam etmesi yönünde veya yoksulluk nafakası talebi anlamına gelebilecek başka bir beyanı da mevcut değildir....

                UYAP Entegrasyonu