(HMK m. 31) Davalı-karşı davacı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde hem "terk" (TMK m. 164) hem de "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK m. 166/1) hukuki sebebine birlikte dayanarak tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiş, mahkemece de; karşı davanın her iki sebebe birlikte dayandığı" kabul edilerek "Davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, evi ile ilgilenmediği, yemek yapmadığı, tarafların sürekli tartıştıkları, davalı karşı davacının babasının davacıyı evden kovduğu, davalının müdahale etmediği, davacıyı eve kitleyip gittiğini evlilik birliğinin sonlanmasında her iki tarafın da kusurlu olduğu, terke dayalı boşanma davası koşulları oluşmadığı, geçimsizliğe dayalı boşanma koşulları oluştuğu" gerekçesiyle dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, terke dayalı boşanma davasının koşullarının oluşmadığına karar verilmiştir....
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma talebine ilişkindir. "Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. Dava, 14/10/2015 tarihinde açılmış olup, davalı kadın 07/12/2016 tarihli cevap dilekçesinde davacı erkeğin eve döndüğünü beyan etmiştir. Davalı tanıkları Ramazan Kartal’ın 17/02/2017 tarihli ve Narin Demir’in 14/04/2017 tarihli ifadelerinde davacı erkeğin ilk ayrılıktan sonra eve tekrar döndüğü ve en son ifade tarihlerinden yaklaşık bir yıl önce evi terk ettikleri beyan edildiğine göre dava açıldıktan sonra evlilik birliğinin devam etmiş olması, af niteliğindedir. Açıklanan sebeplerle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 24/03/2021 tarihli 2021/997 Esas sayılı ilamı) "Mahkemece davalı-karşı davacı kadın yararına 25/12/2014 tarihli duruşmada ara kararla 150,00....
DAVA TARİHİ : 20.01.2020 KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Aile Mahkemesi SAYISI : 2022/263 E., 2022/436 K. Taraflar arasındaki pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı asıl dava ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı karşı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir....
Bu belirlemeler delillerin takdiri/tanıkların inandırıcılığı açısından kenarda kalsa/değerlendirme dışı bırakılsa bile tarafların 2002 Mayıs ayında birlikte Antalya’ya gittikleri davacı kadının tanıklarının anlatımı ile bile sabittir. Tarafların 2002 yılı Eylül ayına kadar birlikte kaldıkları da sabittir. Dolayısıyla 2002 Mayıs öncesi bütün olaylar “varsa bile” kadın tarafından hoşgörü ile karşılanmıştır. 2002 Mayıs öncesini anlatan davacı tanıklarının anlatımının hiçbir değeri yoktur. Bu sebeplerle boşanmaya neden olarak gösterilen olaylardan sonra evlilik birliğinin makul süre başka şehirde de sürdürülmesi evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında af niteliğinde davranışlardan olduğundan böyle bir durum gerçekleşmişse daha sonrasında yeni bir olayın varlığı da kanıtlanmamışsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasının reddi gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/10/2022 NUMARASI : 2020/698 ESAS-2022/618 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı için aylık 2.000- TL, müşterek çocuk için aylık 2.000- TL nafaka takdir edilmesine, davacı müvekkil yararına 200.000- TL maddi ve 200.000- TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Dava TMK nun 166/1 maddesinde belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması talebine dayalı boşanma davasıdır.Tarafların 28/12/1987 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 15/04/1998 doğumlu Tolga isminde yaşı reşit müşterek bir çocuklarının olduğu anlaşılmıştır. Davacı dosyaya delil-tanık bildirmemiştir. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalıdan kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsan her hangi bir maddi hadisenin, kusurun varlığının ispat edilememesi nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis kılınmıştır.'' gerekçesiyle; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde, evlilik birliğinin sürdürülmesinde taraflar açısından bir yarar bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinafa cevap vermemiştir....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2019 NUMARASI : 2016/753 ESAS - 2019/196 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b,1- son cümlesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, gereği düşünüldü....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2020 NUMARASI : 2019/1152 ESAS 2020/395 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 21.07.2017 tarih ve sayılı 2017/714 Esas, 2019/451 Karar sayılı kararı ile, aralarında davalıdan kaynaklı geçimsizlik bulunduğu, davalı tarafından 2009 yılında açılan ve feragât edilen davadan sonra da davacının evlilik birliği içerisinde davalıya şiddet uyguladığı, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, tutarsız tutum ve davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinde başka bir bayan ile görüldüğü, bu nedenle sadakate aykırı davranışlarda bulunduğu, ayrı kalınan dönemde eşinin maddî ve ve manevî ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinin bozulmasında davacı kocanın ağır kusurlu olduğu, tarafların halen ayrı yaşadıkları, yeniden bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı, aile birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşılmakla, her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, davacı erkeğin...
Bu bakımdan sayın çoğunluğun, biri diğeriyle bağdaşmayan iki ayrı sebebe dayanılmış gibi, ya da biri özel, diğeri genel boşanma sebebi varmış gibi “karşı davacının, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesindeki fiili ayrılık sebebine dayanan boşanma talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği” şeklindeki görüşüne ve bu yönde tesis ettiği bozmaya katılmak mümkün olmamıştır. Sorun, davalı tarafından açılan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanan karşı boşanma davasının da kabulü gerekip gerekmediğindedir. Koca tarafından, daha önce boşanma sebeplerinden “terke” (TMK. m. 164) dayanılarak açılan ve reddedilen davadan önce, kocanın eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, açtığı davanın “haklı görülmeyerek” reddedilmesinden sonra da ortak hayatı kurmaktan kaçındığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu halde davalı (kadın) da boşanma davası açmakta haklıdır....