Davalı, mirasçılar arasında rıza-i taksim yapılmış olduğundan davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından öncelikle davanın bu nedenle reddini, aksi takdirde; murisin 1998 yılında tüm mirasçılarını toplayarak mal varlığının bir kısmını satış yoluyla paylaştırdığını, bir kısım mal varlığını ise uhdesinde bıraktığını, murisin ölümü ile uhdesinde kalan mal varlığının da tüm mirasçılar tarafından paylaşıldığını, paylaşım gereği çekişmeli taşınmazın bakiye 132/332 payının da diğer mirasçılar tarafından kendisine devredildiğini, muvazaa ve saklı paya tecavüzün söz konusu olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü. I. DAVA Davacılar, kök mirasbırakan dedeleri ...’in 4950, 4951, 4952 parsel sayılı taşınmazlarını oğulları ... (bir kısım davalıların mirasbırakanı) ve davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, ...’in 4952 parsel sayılı taşınmazı çocukları olan davalılar ... ve ...’ye devrettiğini, temliklerin mirasbırakan anneleri ...’den mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. II....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2017/60 Esas - 2020/31 Karar sayılı kararıyla, taraflarca içeriği ve imzaları inkar edilmeyen 04/06/2010 tarihli ibranamede davacıların mirasbırakanın terekesinden hak ve alacaklarının kalmadığını beyan ettikleri, mirasbırakan tarafından mal paylaşımı yapıldığı, temliklerde mal kaçırma amacının varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2. İstinaf Nedenleri 2.1....
Aile Mahkemesi'nin 2022/869 Esasına kayıtlı olarak derdest olduğunu, boşanma ve mal paylaşım davaları açılmadan 1 gün önce yani 20.06.2022 tarihinde ise davalı T6 tarafından dava konusu taşınmazların çok yakın arkadaşları olan ve işbu davada diğer davalılar olan T4 ve T3 muvazaalı bir şekilde alelacele devredildiğini, davalı T6'un, dava konusu taşınmazları danışıklı olarak devrederek davacı müvekkilinden mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini, davacı müvekkilinin boşanma ve mal paylaşım davalarında talep ettiği alacak haklarını azalmak ve/veya karşılıksız bırakmak amacıyla zarara uğratmak istediğini bu nedenler ile TBK madde 19 muvazaa hükümleri gereğince satış işleminin geçersizliğinin tespit edilerek tapu iptal ve davalı eski malik adına tesciline, olmaması halinde iddianın alacağın tahsiline yönelik olması sebebiyle tasarrufun iptali hükümleri İİK.m. 283/1 ve devamı kıyasen uygulanarak satışlara konu Alibeyli Mahallesi 2457 Ada, 1 Parsel, 1....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4,90 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22/09/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk ve ... 3. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, uyuşmazlığın mal rejimine ilişkin olup, kapsamında aile hukundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... 3. Aile Mahkemesi ise; ... 2....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, murisleri ...’ın 11 adet taşınmazda bulunan hisselerini davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı ve bedelsiz olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların miras payları oranında tapularının iptali ile adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ...'ın hak ve alacaklarını aralarındaki paylaşım neticesinde kardeşi ...ya devrettiği, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...in raporu okundu, düşüncesi alındı....
ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİMİRAS PAYLAŞIM SÖZLEŞMESİPAYLI MÜLKİYETTAPU İPTALİ VE TESCİL 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 676 ] "İçtihat Metni" Veli ve Emine ile Münevver aralarındaki tapu iptali, tescil ve tazminat davasının reddine dair (Beyşehir Asliye Hukuk Hakimliği) nden verilen 04.10.2006 gün ve 190/178 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar, miras paylaşım sözleşmesine dayanarak dava konusu 1822 parselin tapu kaydının iptaliyle 1/2'şer oranda adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı Münevver, geçerli miras paylaşımının yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dayanak paylaşım sözleşmesinde dava konusu taşınmazdan söz edilmediği, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı asiller tarafından temyiz edilmiştir....
Tüm dosya kapsamından, davalının, 26/07/2016 tarihinde Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde, "Ka mal ak" şeklinde paylaşımda bulunduğu ve bu paylaşımın davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalı aşamalardaki savunmasında, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası davacının PKK ve darbe girişiminde bulunan askerlere yönelik sözlerinden daha sonra yanıldım diyerek özür dilemesi üzerine tepki olarak paylaşımda bulunduğunu savunduğu, davacının bir siyasi partinin eski genel başkanı olması sebebiyle açıklamalarını eleştirdiği, tahkir kastı ile söylenmediği kabul edilmiştir. İlk derece mahkemesince de paylaşım içeriğinin doğrudan hakaret niteliğinde olmadığı, davacının siyasetçi kimliği nazara alındığında eleştirilere daha fazla katlanması gerektiği, paylaşımın kaba ve nezaket dışı olduğu ancak eleştiri sınırlarının aşılmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
varlığı üzerinde bir takım tasarruflarda bulunduğu ve mal kaçırdığının belirlendiği bunun üzerine İstanbul 9.İcra Müdürlüğü'nün 2009/5843 Esas sayılı dosyasından alınan geçici aciz vesikasına dayanılarak takip borçlusu Vecihi Altay ile borçlunun mal varlığını devir ettiği kişilere karşı tasarrufun iptali davası açıldığı, davalı T6 tarafından davaların takipsiz bırakıldığı, davalı vekilin vekalet görevini gereği gibi yerine getirmediğini, müvekkilin zararının her iki iptal davasına konu icra dosyasında borçlu Vecihi Altay'ın mal kaçırmak amacıyla Muharrem Atıcı'ya devir ve temlik ettiği SS Sibel Yapı Kooperatifindeki üyelik hakkının bedeli olduğu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile asgari değerinin 10.000,00 TL olarak tespit ettiği alacağın tespiti ile müvekkilin uğramış olduğu maddi zararın temerrüt tarihi olan 28/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....