Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş şekline göre talep, taraflar arasında boşanma davası devam ederken TMK 169 maddesi uyarınca geçici önlem niteliğinde olmak üzere ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için yapılan ilamsız icra takibinde, ödeme iddiası üzerine gerçekleştirilen memur işlemine karşı şikayet niteliğinde olup; icra hukuk mahkemesince İİK 16. vd maddesinde gösterilen usulde incelenmesi gerekir. Dava, icra hukuk mahkemesinden görevsizlik kararının kesinleşmesi ile Aile mahkemesinin esasına kaydolunmuş isede Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşen görevsizlik kararları bağlayıcı değildir. Diğer yandan, TMK'nın 169. maddesi gereğince mahkemenin ara kararıyla hükmedilen tedbir nafakası kendine özgü bir önlem niteliğinde olup; HMK 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirlerden değildir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2021 NUMARASI : 2020/109 ESAS 2021/447 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    Bu açıklamalar çerçevesinde; Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, açılan boşanma davası kapsamında alınan geçici nitelikteki bir önlem olarak, hakim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile sona erer. Oysa Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi uyarınca talep edilen nafaka bağımsız bir talep ve davanın konusu olarak, eşlerin ayrı yaşama durumunun devamı süresince geçerli olur. Bu bakımdan; boşanma davası için verilen tedbir nafakası, kadının bağımsız nafaka davası hakkında karar verilmesine engel teşkil etmez. Ancak, bağımsız tedbir nafakası davası sonucu hükmedilen nafaka ile TMK'nın 169. maddesi uyarınca takdir edilecek tedbir nafakasının aynı döneme denk gelen kısımları yönünden tahsilde tekerrür yaratmayacak şekilde tahsiline karar verilmesi gerekir....

    Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez.TMK'nun 169. maddesinde boşanma veya ayrılık davası açılması halinde hakim tarafından alınması gereken geçici önlemler hüküm altına alınmıştır. Boşanma davası içerisinde TMK'nun 169. maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar....

    İştirak nafakası boşanmanın çocuklarla ilgili mali sonuçlarından olup, boşanma hükmünün fer'îsi mahiyetindedir. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası çocuk yararına hükmedilip, çocuğun ihtiyaçlarına harcanması amacıyla, çocuk ergin olana kadar yanında bulunduğu velâyet sahibi eşe ödenmesi gereken bir nafakadır. İşte bu nedenle boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası hakkında; yargılama süresince tedbir (TMK md. 169), kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası (TMK md. 182/2) adı altında ödeme yapılmasına karar verilir. Zira henüz boşanma kararı verilip, buna bağlı olarak velâyet konusunda bir düzenleme yapılamayacağı için bunun doğal sonucunda iştirak nafakası talep edilemez. Aynı sebeple boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası talebi, boşanma davası reddedilmişse konusuz hâle gelmektedir. Burada üzerinde önemle vurgulanması gereken husus; asıl davanın boşanma davası olduğu hususudur....

      Somut olayda davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davası ile davalı-davacı kadın tarafından TMK’nın 197.maddesi kapsamında açılan tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece erkeğin davasının reddine, kadının birleşen nafaka davasının kabulü ile kadın lehine 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmolunmuş, karar davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz üzerine Dairemizin 12.03.2015 tarih ve 2014/19385 Esas ve 2015/4451 Karar sayılı kararı ile kadının kusurlu olduğu belirlenerek erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının tedbir nafakası davasının ise kusurlu kadın eş ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma sonrası mahkemece bozmaya uyularak verilen kararla erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadının birleşen tedbir nafakası davasının ise reddine karar verilmiştir....

        Somut olayda, davacı kadın tarafından açılan önlem nafakası davasında verilen Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 06/11/2013 tarih, 2013/91 esas ve 2013/465 karar sayılı kararı ile "Davanın kabulü ile aylık 400 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren karar kesinleşinceye karar davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verildiği, daha sonra davacı erkek tarafından açılan Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 16/04/2014 tarih, 2013/278 esas ve 2014/120 karar sayılı boşanma davasında "DAVANIN REDDİNE, Mahkememizin 2013/91 esas 2013/465 karar sayılı ilamı ile dosyamız davalısı yararına aylık 400 TL tedbir nafakası verilmesi yönünden daha önce hüküm kurulduğundan davalının tedbir nafakası talebi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA," karar verilmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2022 NUMARASI : 2022/80 ESAS 2022/435 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kusur değerlendirilmesini, iştirak - yoksulluk nafakası miktarını, tazminat taleplerinin reddini, karşı davanın kabulünü istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kusur değerlendirilmesini, yoksulluk - iştirak nafakasına hükmedilmesini, tazminat taleplerinin reddini, velayetin tarafına verilmemesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Asıl dava önlem nafakası, birleşen ve karşı dava TMK'nun 166/1. Maddesi uyarınca boşanma ve ferileri isteminden ibarettir. Davalı-davacı kadının maktu harç yatırarak açtığı karşı davasındaki talebinin boşanma talebini içermediği, münhasıran Türk Medeni Kanunu'nun 174/1- 2. maddesine dayalı maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki önlem nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 23,85 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu