Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanma nedeniyle davacı en azından davalının maddi desteğini yitirmiştir. O halde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tarafların kusur oranları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı kadın yararına maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve 20.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, Manevi tazminat yönünden; TMK 174/2 maddesi boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğramış olan tarafın kusurlu taraftan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....

Eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminat verilmez (TMK m.174/1- 2). Yukarıda belirtildiği üzere boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edildiğinden davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalının reddedilen tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....

Boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2) amir hükmü gereğince, velayeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarı yerindedir. Ancak, Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir....

Davalı vekili istinaf dilekçesi ile kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma, maddi ve manevi tazminat yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını, davalı kadının dava ya da karşı davası olmadığı halde maddi ve manevi tazminat verildiğini, erkeğin delillerinin değerlendirilmediğini, velayetin anneye verilmesi ve erkeğin tazminat taleplerinin reddi kararının doğru olmadığını da belirterek davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne, çocuğun velayetinin anneye verilmesi, tedbir ve iştirak nafakalarına ilişkin kararın kaldırılmasına, velayetin babaya verilmesine, erkek için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle kadından alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır....

Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, tarafların M.K'nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu Rabia Dursun'un velayetinin davalı karşı davacı anneye verilmesine, velayeti davalı-davacı anneye verilen çocuk ile davacı-davalı baba arasındaki şahsi münasebet tesisine, davalı karşı davacının iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile, velayeti anneye verilen çocuk için aylık 400TL nafakanın hükmün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak davacı karşı davalıdan alınıp müşterek çocuğa harcanmak üzere davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı karşı davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, 20.000TL maddi, 20.000TL manevi tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı karşı davalının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir...

manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir....

Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların karşı tarafın kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına manevi tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen manevi tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilini istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Erkek lehine maddi- manevi tazminat verilmemesi açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu erkek lehine maddi- manevi tazminat verilmemesinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilini istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddini, karşı boşanma davasının kabulünü, kadın lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmesini, velayetin anneye verilmesini, kusur değerlendirmesini istinaf etmiştir. Davalı-davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; iştirak, yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat miktarını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Asıl ve karşı dava, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ferileri, birleşen dava, önlem nafakası istemine ilişkindir. İncelenen nüfus aile kayıt tablosundan; davacı-karşı davalı T1 14.11.2021 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Eşlerden birinin ölümü halinde boşanma davası konusuz kalır. Ancak ölen eşin mirasçıları kusur belirlemesi açısından davaya devam edebilirler....

O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK.m.4, TBK. 50,51,52,58) dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekir. İlk derece mahkemesince davacı-karşı davalı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi isabetli görülmüş, ancak tazminat miktarı az bulunmuştur. Bu nedenle kadın lehine 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Sonuç olarak; davacı-karşı davalı kadın vekilinin tedbir nafakasına hükmedilmemesi ile iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

UYAP Entegrasyonu