Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İki boşanma davası kabul edilmiş, müşterek çocuğun velayeti anneye verilmiş, babayla kişisel ilişki tesis edilmiş, erkek için 2.500,00'er TL maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karar davalı-davacı kadın yönünden erkeğin kabul edilen boşanma davasının tamamı, kusur tespiti, reddedilen tazminat talepleri ve nafaka yönünden istinaf edilmiş, davacı-davalı erkek tarafından katılma yoluyla velayet, tedbir-iştirak nafakasının miktarı, lehine takdir edilen tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi sonucunda kadının boşanma davasının boşanma kısmı istinaf edilmediğinden, kadının kabul edilen boşanma davasındaki boşanma kısmı hariç, kadına kusur yüklemeden kocanın davasının kabulüne karar verildiği tespiti ile tarafların istinaf taleplerinin usulden kabulü ile mahkeme kararı kadının davasındaki boşanma kısmı hariç gerekçesizlikten kaldırılmıştır....

davalı kadın tarafından toplu yoksulluk nafakası, manevi tazminat talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise her iki boşanma davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    Sonuç olarak davalı vekilinin boşanma, kusur tespiti, davacı lehine maddi manevi tazminat, yoksulluk nafakası takdir edilmesi, yoksulluk nafakası miktarına ilişkin istinaf itirazlarının reddine, kadın için takdir edilen maddi manevi tazminat miktarları ile yoksulluk nafakasının süresine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Hukuk Dairesinin 02.11.2021 tarihli, 2021/1442 Esas, 2021/1723 Karar sayılı ilamı ile davalı-karşı davacı kadının reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve davacı-karşı davalı erkek yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, hükmün yeniden tesisine karar verilmiş, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına tedbir nafakasına, davacı-karşı davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, karar davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının zina eylemini kabul ettiği halde uzunca bir süre davalı ile aynı ortamda bulunduğunu, boşanma davasını uzun zaman sonra açtığını, mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma kararı verilmesi gerekirken zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmesinin, davacı lehine hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, öncelikle zina sebebiyle, olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece zina sebebiyle boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın davacı kadın olduğunu, bu nedenle davacı kadının şartları oluşmayan yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat taleplerinin reddine, müvekkilinin manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılarak davacının, maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, müvekkilinin manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Burak'ın velayetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 250 TL iştirak nafakası, davacı için aylık 300 TL yoksulluk nafakası, 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma ve velayete yönelik hükümleri kabul ettiklerini, ancak takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılması ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

      verilmiş, davalı- davacı kadının istinaf başvurusu sonucunda bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de davalı-davacı kadın erkeğin açtığı boşanma davasına süresi içinde cevap sunmamış, dilekçeler aşamasından sonra verdiği dilekçe ile yoksulluk ve tazminat talebinde bulunmuştur....

        Mahkemece her iki boşanma davasında, bu davaların esasını oluşturan boşanma talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması yerinde olmakla birlikte boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat ve nafaka talepleri hakkında her bir dava türü için ayrı ayrı hüküm kurulması doğru olmamamıştır. Mahkemece erkeğin boşanma davasında kadının tazminat ve nafaka talepleri reddedilip, kadının boşanma davasında ise kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmek suretiyle hüküm kendi içinde çelişkili hale gelmiştir. O halde evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında boşanmanın feri niteliğinde olan tazminatlar ile yoksulluk nafakası hakkında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde çelişkili hüküm kurulması doğru olmayıp münhasıran çelişki sebebiyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

          Davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile kadın yararına manevi tazminata hükmolunması doğru bulunmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 4-Yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesi halinde ödenebilir hale gelir. Bu bakımdan davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının başlangıç tarihinin boşanma hükmünün kesinleştiği tarih olması gerekirken, karar tarihi olarak belirlenmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            UYAP Entegrasyonu