Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı/ karşı davacı erkek vekili; 31/10/2022 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde Bölge Adliye Mahkemesince, duruşma yapılmaksızın ve kesin olarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir (HMK m.353/1- a.6)....

tarafından açılmış olan boşanma davası 15.10.2001 tarihinde kesinleşmiş olup, bu dava 22.3 2002 tarihinde açılmıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava, anlaşmalı boşanma talebine, birleşen dava; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ileri ile kişisel eşyanın iadesine, birleşen davadaki karşı dava; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

    Davalı - karşı davacı tarafça karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusu yönünden istinaf harçları yatırıldığı, ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf harçları yatırılmadığı halde, sadece ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf isteminin HMK'nın 344. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf isteminin de reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. O halde, ilk derece mahkemesinin davalının karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair 17/05/2021 tarihli Ek Kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden verilen Ek Kararın isabetli olduğu anlaşılmış, bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, boşanma, manevi tazminat, nafaka, ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde çeyiz eşyalarının aynen iadesini istemiştir. Davacı kadının çeyiz eşyalarının iadesi talebi boşanma davasının fer'isi niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar....

      Dava, ziynet eşyalarının ve kişisel eşyaların aynen, olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, boşanma, ziynet alacağı davasıyla birlikte açılan davada, boşanma yönünden davanın ayrılmasına, kişisel eşyaların ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden dosyanın yeni esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve bu dava yönünden yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan İzmir Aile Mahkemeleri olduğunu savunmuştur. Mahkemece, kişisel eşyaların iadesi davalarının adi alacak niteliğinde olduğu ve genel yetkili mahkemelerin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. HMK.nun 167. maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar veren mahkeme HMK.nun 167/son uyarınca davalara bakmaya devam eder....

        Dava, ziynet eşyaların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların Uşak Aile Mahkemesinin 2008/...Esas, 2010/... Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını,düğünde davacıya takılan 8 adet bilezik, 25 gramlık 1 adet künye, 22 adet küçük altın ve yarım metre de altın zincirden oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından alınıp iade edilmediğini belirterek,ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddedilmiş olmasını, kadının boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabul edilmiş olmasını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Asıl dava boşanma ve fer'ilerine ilişkin, karşı dava ise boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....

          Mahkemece; "Açılan asıl dava; boşanma ve ferileri, ziynet eşyalarının iadesi ve davacının kızına aldığı 4.000,00- tl değerindeki çeyiz setinin iadesi istemine ilişkindir. Karşı dava ise, boşanma istemine ilişkindir. Kaldırma kararı sonrasında, davacı tarafa açıklama yapmak üzere süre verilmiş, verilen süre içerisinde ziynetlere yönelik açıklama yapmıştır. Açıklama dilekçesi sonrasında ziynet alacağına dayalı bilirkişi ek raporu alınmıştır. Önceki kararımızın tümüyle kaldırılması ve davalının sair itirazlarının incelenmemesi nedeniyle tüm talepler hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada iki talebin havi olduğunu, taleplerden birinin ziynet eşyalarına diğerinin ise mal rejimi tasfiyesine ilişkin olduğunu, işbu dosyadaki düğün takılarının aynen iadesi veya iadesi mümkün değilse bedelinin ödenmesi talebinin boşanmanın eki niteliğinde olmayan bağımsız bir talep olduğunu, diğer taraftan ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar olduğunu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesinin de mümkün olacağını, bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerektiğini, dolayısıyla kadının ziynet eşyalarının varlığını ve bunların zorla elinden alındığını veya evde kaldığını ispatlamakla yükümlü olduğunu, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının dosya kapsamında iddiasını ispata yarar belge ve bilgi yer almadığını ve buna ilişkin delil de sunulmadığını belirterek...

          UYAP Entegrasyonu