Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Kişisel Eşya Alacağı-Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, tazminatlar, nafakalar, ziynet ve kişisel eşyaların iadesi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise asıl davanın kabulü ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların boşanma ve fer'ilerine yönelik yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tarafların ziynet alacağı istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince hükmolunan ziynet alacağının miktarı 15.940,00 TL, reddedilen ziynet alacağı...
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3- Mahkemece verilen ilk hükümde tarafların her iki boşanma davası ile kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve ziynet alacağı kabul edildiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edildiğinden ziynet alacağının kabulüne dair karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonucu, kesinleşen yön nazara alınmadan, yeniden davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağının kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairece, 31.10.2018 tarihli, 2017/217 Esas, 2018/12153 Karar sayılı ilamı ile, davacı kadının, dava dilekçesinde boşanmanın yanında ziynet alacağı talebinde de bulunduğunu, başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığını, ziynet alacağı talebi, boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olmayıp nispi harca tabi ise de, davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar verildiğine göre, ziynet alacağına ilişkin davada işin esasına girilmesi gerekirken ziynet alacağının boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olduğu boşanma davasının reddedilmesi nedeniyle ziynet alacağı talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca davacı kadın, katılma alacağının tahsilini de istediği, katılma alacağına ilişkin talebin, mal rejiminin sona ermesi halinde görüleceği, rejim sona ermedikçe bu talebin incelenmesinin ve tasfiyeye...
Bu nedenle boşanma davaları ile ilgili yeniden hüküm kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 2-a- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının ziynet alacağı talebinin kısmen reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-b- Davalı-davacı kadın boşanma davası yanında, 87 adet çeyrek altın ve 5 bileziğin aynen, olmadığı taktirde bedelinin iadesi amacıyla ziynet alacağı talebinde bulunmuş, mahkemece ziynet talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı-davacı kadın tarafından işbu davadan önce 02.11.2011 tarihinde ... Aile Mahkemesinin 2011/878 esas, 2011/850 karar sayılı dosyada boşanma ile 87 adet çeyrek altın ve 5 bileziğin aynen, olmadığı taktirde bedelinin iadesi amacıyla ziynet alacağı davası açıldığı, tarafların barışmaları üzerine kadın tarafından 15.11.2011 tarihinde boşanma ve ziynet alacağı davasından feragat edildiği anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesinin 2018/1188 esas sırasına kayden görülmekte olan boşanma davasının bulunduğu, eldeki davanın ziynet alacağı talebi bakımından konu boşanma dosyasından tefrik edildiği, tefrik edilen eldeki dosyada kadının ziynet alacağına yönelik karar verilmesi gerekir iken dosya içeriğine uygun olmayacak biçimde boşanma ve ferilerine ilişkin hüküm kurulduğu, ziynet alacağı istemine dair olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, bu hususta hiçbir delilin değerlendirilmediği kurulan hükmün dosya içeriği ile ilgisiz olduğu anlaşılmakla, kadının ziynet talebi hakkında delilleri değerlendirmek ve karar vermek üzere ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın gereği için mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadının reddedilen ziynet alacağı ve davalı-davacı erkeğin ise ziynet alacağı davasında aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; Ziynet alacağı toplam miktarının 24,434 TL, reddedilen ziynet alacağı toplam miktarının ise 58.220 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar bağımsız olarak açılan ziynet alacağı davalarında HMK md. 9'da düzenlenen genel yetki kuralları gereği yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi ise de bunun kesin yetki kuralı olmayıp ziynet eşyası davasının boşanma ile birlikte açılması halinde boşanma davasında yetkili olarak belirlenen mahkemelerin ziynet eşyası davasında da yetkili sayıldıklarını, eldeki ziynet alacağı davasının da boşanma davası ile birlikte açılmış olup daha sonra yerel mahkemenin boşanma hususunda karar vererek ziynete ilişkin taleplerini boşanma dosyasından tefrik edip ayrı bir esas kaydedildiğini, eldeki davanın boşanma davası ile birlikte açılmış bir dava olduğundan, boşanma davasında yetkili mahkemenin işbu ziynet alacağı dosyasında yetkili olduğunu, yerel mahkemenin tefrik kararı vermesinin mahkemenin yetkisini kaldırmayacağını, boşanma davasında ise yetkili mahkemelerden birinin de eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu,...
davacı kadının boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulüne, kadının velayet davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davacı-k.davalı erkeğin boşanma davasının reddine karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ile "karşı boşanma ve ziynet alacağı" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm,davacı-davalı koca tarafından; 5.6.2012 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemenin taraflardan ...'un açtığı boşanma davasının reddine, taraflardan ...'un açtığı karşı boşama ve ziynet alacağı davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve ziynetlerin tahsiline ilişkin 10.3.2011 gün 2009/213 esas, 2011/169 karar sayılı kararı davacı-karşı davalı her üç dava yönünden temyiz etmiş; Dairemizce kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden eksik nispi peşin harcın tamamlanması için dosya mahkemesine iade edilmiş; diğer temyiz itirazları incelenmemiştir. İade üzerine makemece temyiz eden davacı-karşı davalı vekillerinden Av. ...'...
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Mahkemece verilen ilk hükümde, tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 23.11.2015 tarihli kararıyla ziynet alacağının reddine ilişkin hüküm onanmış, boşanma davaları yönünden ise hükmün bozulmasına karar verilmiş, tarafların karar düzeltme talebi ise reddedilmiştir. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonucu, ziynet alacağı davasının kesinleştiği nazara alınmadan, yeniden ziynet alacağı davasının reddine ve ziynet alacağı davasında davalı-karşı davacı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....