a satıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile yeniden davalı eş adına tesciline ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalılar ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARI Mahkemenin 10.06.2015 tarih ve 2014/414 Esas, 2015/763 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın aile konutu olduğu sabit bulunmamakla birlikte taşınmaz aile konutu olsa bile taşınmazın tapuda devri sırasında taşınmazın kaydında aile konutu şerhi olmadığı, davalı ... tapuya güven ilkesine uygun olarak taşınmazı devralmış olup bunun da ötesinde kötüniyetli olduğu dosyaya yansıyan deliller ışığında ispatlanamadığından davacının tapu iptali ve tescil davasının ve bu sonuca göre taşınmazın davalı eş adına kayıtlı bulunmadığı nazara alınarak taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması davasının reddine karar verilmiştir. IV....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki boşanma davası ve fer'ileri, kadının kabul edilen ziynet alacağı talebi ve vekalet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise nafakaların ve tazminatların miktarı ile ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen...Aile Mahkemesinin 2011/878 esas, 2011/850 karar sayılı dosyasının eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 28.06.2016 (Salı)...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; evlilik birliğinin, kadının müşterek konutu terk etmesi ve uzun zamandan beri müşterek konuta dönmemesi nedeniyle sağlanamadığı, davalı-k.davacı kadının meydana gelen olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının karşı boşanma davasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle kocanın asıl boşanma davasının kabulüne, kadının karşı boşanma davasının reddine, kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının emaneten alındığı, düğünden sonra iade edileceği hususunun davalı-k.davacı tarafça bilindiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının, eşya alacağı davasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; manevi tazminatın miktarı ve ziynet alacağı yönünden, davalı (koca) tarafından ise; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve ziynet alacağı davasındaki vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı kocanın eşine ve müşterek çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, davacı kadının da güven sarsıcı davranışta bulunduğu, boşanmaya neden olaylarda davacı kadının az kusurlu olduğu, davacı kadının Çan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/68 esas, 2008/113 karar sayılı dosyası ile 03.04.2008 boşanma ve ziynet...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194/1). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ileri sürebilir. Davacı ile aile konutunu satış yoluyla devreden eşi Murat'ın evliliği, yargılama devam ederken 30.10.2014 tarihinde boşanma ile sona ermiştir. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....
Dava dilekçesi ile istinaf dilekçesindeki anlatımlar dikkate alındığında, birleşen boşanma davası yönünden davalı/b.davacı tarafın boşanma davasının dayanağının ne olduğu hakkında TMK.nun 162, 163 ve 166. maddeleri kapsamında açıklama alınarak buna göre değerlendirmesi yapılması gerekirken, doğrudan TMK 166.maddesi uyarınca değerlendirme yapılması hatalı olmuştur. 2- Ziynet eşyası alacak davası yönünden ise; a-Birleşen davadaki kadının ziynet alacağı talebi hakkında mahkemece, "davalı-birleşen davacı kadının, talebine konu ettiği ziynet eşyalarının, davacı-birleşen davalı koca tarafından zorla elinden alındığını veya bozdurulduğunu kanıtlayamadığı, kaldı ki dinlenen bir kısım tanıkların anlatımlarından ve gerekse birleşen dava dilekçesi kapsamından, ziynet eşyalarının ev alımında kullanıldığının beyan edildiği ve dolayısıyla anılan talebin açılacak olan katılma alacağı davasında gündeme getirilebileceğinden cihetle kadının ziynet eşyası alacağına yönelik talebinin reddine karar" verildiği...
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Dava, anlaşmalı boşanma davası (TMK m.166/3) olarak açılmış, anlaşma sağlanamaması üzerine dava çekişmeli boşanma davasına (TMK m.166/1-2) dönüşmüştür. Davacı kadın çekişmeli boşanma dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında ziynet ve çeyiz alacağı talebinde de bulunmuştur. Ziynet ve çeyiz alacağı boşanmanın feri (eki) niteliğinde değildir. Davacı kadının bu talepleri yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ziynet ve çeyiz alacağı talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesine temyiz kanun yolu açık olmak üzere, Ziynet Alacağı davası yönünden HMK 353/1a-6 maddesi uyarınca Kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası, manevi tazminat ve ziynet eşyası yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise vekalet ücreti, ziynet eşyalarının bedeli yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hükmü katılma yoluyla temyiz eden davacı vekilinin, temyiz dilekçesinde imzası bulunmamaktadır. dilekçenin, güvenli elektronik imza ile imzalandığına ilişkin de bir açıklama yoktur. Temyiz dilekçesinin UYAP işletim sistemi kullanılarak verilmesi mümkün ise de; elektronik ortamda yapılan işlemlerin geçerli kabul edilebilmesi için güvenli elektronik imza ibaresini taşıması şarttır....
nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasına ve ziynet alacağı davasına, birleşen dava; davalı-birleşen davacı erkek tarafından TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasına ilişkindir. TMK.'nun 166/1- 2 maddesi gereğince "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." hükmü düzenlenmiştir. Ziynet eşyası alacağı bakımından, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür....