Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı kadının izni ve iradesi ile ziynet eşyalarının bir kısmının düğünde yapılan borçlara kullanıldığını, dava dilekçesinde sayılan ve bahsedilen ziynet eşyalarının bir geçerliliği ve gerçekliliği bulunmayıp, söylenenin çok altında tarafların düğünde ziynet eşyası olduğunu, hiçbir gerçek gerekçe olmayarak bu davayı açtığını, arz ve izah etmeye çalıştıkları ve re’sen göz önüne alınacak sebeplerle; Öncelikle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı-karşı davalı erkek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi, kadının kabul edilen ziynet alacağı davası, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden, davalı- karşı davacı kadın ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ziynet alacağı davası hakkında ıslah için süre verilmemesi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf kanun yolu değerlendirmesi, kusur belirlemesi ve tazminatlar bakımından yapılmış, boşanma kararlarına ilişkin istinaf incelemesi yapılmadığı gibi ziynet alacağı davası hakkında verilen kararın kesinleştiği ifade edilerek bu yönden de inceleme yapılmamıştır. İlk derece mahkemesi kararı karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile ziynet alacağı davasına ilişkin olarak taraflarca istinaf edilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın tanık beyanlarının görgüye dayalı olmayıp, duyuma dayalı olduğunu, mahkemece boşanma için yapılan gerekçelendirmede yazılan hususların tamamının tanık anlatımlarına dayalı soyut iddialardan oluşturduğunu, davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazimatların usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların görücü usulü ile evlendiğini, düğünde takı merasimi olmadığını, bilirkişi raporuna konu fotoğrafların gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle ziynet eşyaları yönünden verilen kararın da hatalı olduğunu, müşterek çocuk Mehmet Akif'in velayetinin anneye verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Davanın konusu, TMK'nun 162 ve 166/1 maddelerine dayalı boşanma ile ziynet eşya alacağı talebine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2022 NUMARASI : 2021/29 ESAS - 2022/13 KARAR DAVA KONUSU : MAL REJİMİNDEN KAYNAKLANAN DAVALAR (EŞYA ALACAĞI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/473 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası olduğunu, boşanma davasının kesinleşmediğini, davalının müvekkilini evden kovduğunu ve ziynet eşyalarını alamadığını, halen davalıda bulunan ziynet eşyaları; 5 tane çeyrek altın, 4 bilezik (22 ayar tanesi 25 gr.), 1 adet Osmanlı altını ile çeyiz eşyaları olan; yatak odası takımı, 82 parça yemek takımı, tencere takımı, fincan takımı, baharat takımı, 2 adet sandık, cam tabak pal, pilav tenceresi, 4 adet battaniye, uyku seti, bornoz takımı, 5 adet yün yorgan, 1 adet yün yatak...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ziynetlere ilişkin talebin yerinde olmadığını, ziynetlerin evliliğin devamı sırasında davacının çantasında taşıdığını, müşterek haneden giderken de çantasını götürdüğünü, zaten ziynetleri götürdüğü için de boşanma sırasında ziynet talebinde bulunmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar kendini haklı gösterse ise de iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilin hiç bir şekilde davacının rızası dışında ziynet eşyasını almadığını, davacının müvekkiline ziynet eşyalarının borç niteliğinde vermediğini, davacının isteyerek evi terk ettiğini her hangi bir zorlama olmadığını, davacının dava dilekçesinde somut bir şekilde açıkladığını, davacının kişisel eşyalarını, ziynet eşyalarını evi terk ettiğinde yanında götürdüğünü, davacının evde kalan bir kaç giysisini de halasına elden verdiğini, müvekkilinin davacı adına ev almasından kısa bir süre sonra davacının boşanma davası açtığı gibi evdeki bütün ziynet eşyalarını da kötü niyetli olarak yanında götürdüğünü, müvekkilinin rızaen aldığı ziynetleri özel günlerde davacıya misli ile hediye vasfı ile geri verdiğini, düğün bitiminde ziynet eşyalarının davacıya bizzat elden teslim edildiğini, davacıya dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının takılmadığını, bu sebeplerden...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/790 KARAR NO : 2021/1159 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÖLCÜK AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2019 NUMARASI : 2017/694 ESAS, 2019/747 KARAR DAVA KONUSU : ZİYNET ALACAĞI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında boşanma davası bulunduğunu, düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarının iade edilmediğini, davacı, 06/03/2019 havale tarihli açıklama dilekçesinde; kendisine iade edilmeyen 22 ayar her biri 40'ar gram iki adet bilezik, 22 ayar 7 gram bir adet tam altın, 22 ayar 15 gram bir adet bilezik, 22 ayar her biri 7...
Aile Mahkemesinin 2017/584 Esas sayılı dava dosyası ile boşanma davası açtığını, sonrasında kadının Sivas'ta boşanma davası açtığını, davacı kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle ziynet ve taşınabilir eşyalarını alarak evi terkettiğini, giderken evin anahtarını da götürdüğünü, davalı erkeğin yaşadıklarından sonra eve gitmediğini, eşyalarının evde durduğunu, anahtarı ile girip alabilecekken dava açmasında hukuki yarar olmadığını, düğün sonrası ziynet eşyalarının davacı kadında olduğunu, hazırlıklı olarak evi terk ederken götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asıl ve karşı dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Karşı davacı kadının ziynet eşyası davası da vardır. İlk derece mahkemesince, daha önce verilen karar istinaf incelemesinden geçmiş, karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına yıllık nafaka artışı talebi konusunda karar verilmemesi ve ziynet eşyası alacağı davası yönünden kararın kaldırılmasına dair karar verilmiş, yine boşanma ve ferilerine ilişkin diğer yönlerden verilen kararın temyiz edilmesi üzerine istinaf kararı onanmıştır. HMK 26/1.madde gereğince, "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." TMK 176/son madde gereğince, "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir."...
BİRLEŞEN ZİYNET ALACAĞI DAVASINDA (BİNGÖL 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİNİN 2018/408 ESAS SAYILI DOSYASI) İDDİA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; düğünden sonra ziynetlerin kadının annesinin evinde çelik kasaya konulduğunu, koca tarafından borçlarının ödeneceği ve sonra iade edileceği söylenerek alındığını ve geri verilmediğini ileri sürerek aynen iade, mümkün olmazsa şimdilik 20.000,00 TL ziynet bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA Davalı koca cevap dilekçesinde iddiaların asılsız olduğunu, kadının düğünden sonraki hafta kendi ihtiyaçları sebebiyle ziynetleri bozdurduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....