DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Asıl dava evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma, birleşen dava evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması ve zina sebebiyle boşanmaya ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl boşanma davasının ve davalı birleşen davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma talebinin kabulüne karar verilmiş, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı verilmiş olduğundan zina nedeniyle açılan boşanma davasında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmiştir. Davalı birleşen davacı erkek, birleşen dava dilekçesinde hem evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma sebebine, hem de zina nedeniyle boşanma sebebine dayanmış, talebini kademelendirmemiştir....
Davacı-davalı kadın vekili, zina sebebiyle boşanma davasının reddi, maddi-manevi tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının miktarı ve yıllık artırım oranı belirlenmesi yönünden katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı (koca) tarafından açılan boşanma davası, hem Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan "zina" ya, hem de aynı Yasanın 166/1. maddesinde düzenlenen "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanmaktadır. Mahkemece deliller Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde değerlendirilmiş, 161. maddede yer alan sebep yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır....
Ceza Dairesi'nin 2021/33 E. 2021/2367K. sayılı dosyası ile kesinleştiği, bu anlamda erkek tarafından sunulan video kaydının lehe ve zina iddiasının ispatına yönelik olarak delil olarak değerlendirilebileceği, davalı kadının 2017 yılı kasım ayında gebe kaldığı ve gebeliğin sonlandırıldığı, davalı erkeğin dosyaya sunduğu fotoğraf, yazışma vs. kayıtların zina iddiasını ispatladığı kanaatine varılmıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/5943 E- 2015/19941K sayılı ilamında "davalı zina yaptığı gerekçesiyle ağır kusurlu bulunmuş, davacı ise birlik görevlerinde ihmalkarlık yaptığı ve eşine hakaret ettiği gerekçesiyle az kusurlu kabul edilmiştir. Zina özel ve mutlak boşanma sebebidir. Mahkemece davacının zina olgusunu ispatladığı kabul olunur ve karşı tarafında açılmış bir boşanma davası yok ise artık kusur kıyaslaması yapılamaz....
HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesinde belirtilen zinaya boşanma sebebin, zina boşanma sebebinin kabul edilmemesi halinde Türk Medenin Kanunu 163. maddesinde düzenlenen eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işleyip veya haysiyetsiz bir yaşam sürmesi boşanma sebebine , bu özel boşanma sebeplerinin mahkemece uygun görülmediği takdirde Türk Medeni Kanunu 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'isi niteliğindeki taleplere dair, karşı dava; Türk Medeni Kanunu 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'isi niteliğindeki talebe dairdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın terditli olarak açıldığı, Mahkemece ilk talep hakkında karar verildiği, dolayısıyla diğer taleplerle ilgili bir karar verilmesi gerekmediği, davacı vekilinin diğer taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karara ve yine boşanma ve ferilerine ilişkin davada maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünden yaptığı itirazın yersiz olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin zina eylemini gerçekleştirdiği sabit olup, davanın kabulü ile tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı...
Zina, evli kişisinin farklı cinsten bir başka kişiyle cinsel ilişkiye girmesi olduğuna göre; zina gerçekleşmemiştir. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi reddedilmelidir. Ne var ki; davacının talebi aynı zamanda genel boşanma sebebini oluşturan "evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. md. 166/1-2) " sebebini de içerdiğinden; kadının zina oluşturmayan ancak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekir. Boşanma hükmü, hüküm sonucu olarak doğrudur.Ancak, karar gerekçesi yerinde değildir. Bu nedenle, hükmün boşanmaya ilişkin karar gerekçesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu 438/son maddesi uyarınca değiştirilerek ve düzeltilerek boşanma kararının onanması gerektiğini düşünüyorum. Değerli çoğunluğun onama düşüncesine katılmakla birlikte onama gerekçesine katılmıyorum....
İncelemeye konu dosyada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi kapsamında değerlendirilip, sonuca bağlandığından, davalı-birleşen davalı vekilinin duruşmalı inceleme talebinin reddi cihetine gidilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) sebebiyle boşanma davası ve fer'ilerine, birleşen dava ise zina (TMK md. 161) sebebiyle boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. Anayasanın 141/3. maddesi "Bütün mahkemelerin hür türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/ davacı erkek vekili hükmün; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, birleşen davanın ve taleplerinin reddi ile aleyhine hükmolunan ziynet alacağı olmak üzere hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı/ davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağı istemine ilişkindir....
İlk derece mahkemesince davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olmuştur. Kabule göre davalının zina nedenine dayalı boşanması yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Davacı vekili 15/10/2020 tarihli ıslah dilekçesinde; davalı erkeğin başka bir kadınla karı-koca gibi fiilen birlikte yaşadığını, erkeğin zina yaptığını ileri sürmüş, ayrıca davalının, dava dilekçesinde ileri sürdükleri kusurlu eylemlerini tekrarla dava dilekçesini ıslah ettiklerini beyan ederek tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davacının zina sebebine dayalı boşanma davasını sabit olduğunu, davadaki hak düşürücü süre yönünden ise de dava tarihi gözetildiğinde hak düşürücü sürenin dolmadığını kabul ederek tarafların zina nedeniyle boşanmalarına hükmetmiştir....