İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Huzurdaki dava velayetin değiştirilmesi davası olup davacının velayetin değiştirilmesi hususunda isteğinin asıl olarak davalının kendisini çocuklarla görüştürmediğini; çocukların yaşadığı ortamdan etkilendiklerini, davalının düzenli işi olmadığını ve çocukların ihtiyaçlarını karşılayamadığı, kendisinin yeniden bir evlilik yaptığını, düzenli bir işi olduğunu çocuklarına kendi imkanları doğrultusunda daha rahat bir ortam sunacağı iddiasına dayandığı,28/09/2020 tarihli Sir raporunda yer alan tüm tespitler ile 25/03/2021 tarihli baba yönünden alına SİR raporunda yer alan incelemeler de göz önüne alınarak raporda ve mahkememiz huzurunda alınan çocukların beyanlarında da anneleri ile birlikte kalmak istediklerini ve anne yanında mutlu olduklarını beyan ettikleri, alınan uzman raporunda da velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durumun tespit edilmediği görülmekle velayet hakkı sahibi davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği yahut ihmal ettiğine...
Velayetin anne babaya birlikte verilmesi Türk Hukuk tabikatına uygun olmadığından küçüğün velayet hakkının boş bırakıldığı dolayısıyla yabancı Mahkeme kararının velayette ilişkin hükmünün tenfiz edilmediği anlaşılmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 6/2-c maddesi ile aile mahkemesinin "Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya, karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda yabancı mahkeme kararı ğereğince küçüğün velayet hakkının anne ve baba tarafından birlikte yürütüldüğü,bu düzenlemenin Türk Hukuk tatbikatına aykırı olması velayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmemiş olması nedeniyle velayetin boş bırakıldığı ../......
Dava, velayeti boşanma davasında ortak velayet olarak düzenlenen çocuğun ortak velayet düzenlemesinin değiştirilerek velayetin davacı babaya verilmesi için açılan velayetin değiştirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın reddine, müşterek çocuğun velayet hususunun Tekirdağ Aile Mahkemesi'nin 2018/41 Esas, 2018/144 Karar sayılı ilamı doğrultusunda ortak velayet olarak devamına karar verilmiş, karara karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....
Ortak çocuklardan ....2007 doğumlu olup, karar tarihinde idrak çağında olduğuna göre; mahkemece, eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin belirlenmesi amacıyla bizzat dinlenmesi; bu yeterli olmadığı takdirde 4787 sayılı Kanunun 5. maddesinde gösterilen uzman veya uzmanlardan velayet konusunda yeniden rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayetin düzenlenmesi gerekir. Açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07.12.2016(Çrş.) .......
İştirak nafakası velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda bu davaların ferîsi niteliğindedir. Bilindiği üzere ferî talepler asıl talebin sonuca bağlıdır. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası eğer bir boşanma davasında velayete tabi çocuklar var ise, boşanma kararının varlığına, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda ise velayet talebinin kabulüne bağlı olup velayet hakkı kendisine verilen ana ya da baba yararına hükmedilecektir. Dolayısıyla velayet ve iştirak nafakası talebi arasında bir öncelik ya da sonralık ilişkisi bulunmayıp aslilik ve ferîlik ilişkisi söz konusudur. Ferî talebin asıl talepten bağımsız olarak istenmesi mümkün olmadığına göre velayetin değiştirilmesine konu bir davada da değiştirme talebinin reddi halinde çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmeyecektir. Yukarıda da açıklandığı üzere, ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir....
Uzman incelemesi yaptırılmadan ve tarafların gösterdikleri tanıklar dinlenilmeden velayet hakkında karar verilmiştir. Velayette asıl olan çocuğun üstün yararıdır. O halde, velayetin anne veya babadan hangisine verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı konusunda 4787 sayılı Kanunun 5. maddesinde gösterilen uzman veya uzmanlardan velayet konusunda rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayetin düzenlenmesi gerekir. Açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, davalı ile ... Aile Mahkemesinin ilamı ile boşandıklarını, bu ilamın ... 4. Aile Mahkemesinde tanınmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, .. ... Aile Mahkemesinin kararında velayetin ortak kullanımına karar verildiğini belirterek ortak çocuklar... ve...'in velayet hakkının kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece çocukların Türkiye sınırları içerisinde bulundukları süre içerisinde velayet haklarının davacı anne tarafından kullanılmasına karar verilmiştir. Toplanan delillerle; tarafların yabancı mahkeme ilamı ile boşandıkları, yabancı mahkeme ilamının ... 4....
(HMK.m.l) Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK.m.21) Dava, velayet altında bulunan küçüğün velayetinin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Velayet altına alınması dava edilen küçük halen velayet altındadır. Dolayısı ile küçüğün velayetinin değiştirilmesi için Aile Mahkemesince öncelikle velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir; ki, küçüğe yeni velayet veya vasi tayin edilmesinin gerekip gerekmediği velayetin kaldırılması davasının sonucuna bağlıdır. Somut olayda; davacı, yaş küçüklüğü nedeniyle anne şefkatine muhtaç olan müşterek çocuğu uzak yerlerde yaşamaları nedeniyle göremediği ve davalının çalışmadığı iddiasıyla müşterek çocuğun velayetinin eşinden alınarak kendisine verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır....
Davalı davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; çocuklar ile baba arasında boşanma sırasında kurulan şahsi ilişkinin kaldırılarak, talepleri doğrultusunda yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; her iki davanın da reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı-b. davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup Davalı-b. davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendi açtıkları, kisisel ilişkinin yeniden düzenlenmesineilişkin, birleşen davanın kabulü ile şahsi ilişkinin talepleri doğrultusunda yeniden düzenlenmesine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl dava velayetin değiştirilmesi, birleşen dava ise, şahsi münasebetin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Velayetin düzenlenmesi istemine ilişkin olarak açılan davada Pertek Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ile Ankara 19. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, velayetin düzenlenmesi istemine ilişkindir....