Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup, bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bir çok kararında da belirtildiği üzere, boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu, dosyaya istinaf aşamasında gönderilen dilekçeler, tanık beyanları, alınan sosyal inceleme raporu göz önüne alındığında; tarafların boşanmasından sonra çocuğun fiilen anne tarafından bakıldığı, davalı annenin çocuğun bakım ve ihtiyaçları ile ilgilendiği, çocuğun bu konuda menfaatlerinin ihlal ve mağdur edildiği konusunda delil bulunmadığı, çocuğun zaman zaman davalının anne- babasına bırakılmasının velayet görevinin ihmali olarak değerlendirilemeyeceği, çocuğun yaşı itibariyle velinin ihtiyari isteğine bağlı olarak okula gidebileceği, veli tarafından erken yaşta okula gönderilmesinin tercih edilmemesi çocuğun menfaatine aykırı bir durum olarak kabul edilemeyeceği, baba ile çocuk arasındaki şahsi ilişkinin davadan önce ve de dava sırasında engellendiğinin sübuta ermediği, daha önce verilen boşanma-velayet kararı ile çocuk ve baba arasında kurulan yatılı şahsi ilişki süresinin makul olduğu anlaşılmakla, mahkemenin kararda yazılı nedenlerle velayetin...
Davacı, boşanma kararı verilmesinden sonra ve fakat kesinleşmesinden önce 20.04.2010 tarihinde dünyaya gelen ortak çocuk ...’nin velayetinin kendisine verilmesini istemektedir O halde dava, ortak çocuk ...’nin velayetinin düzenlenmesi davasıdır.Velayetin düzenlenmesi davasında asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Mahkemece çocuğun üstün yararı doğrultusunda velayetin davacı annede bırakılmasına karar verilmesi doğru ise de, kararın gerekçe kısmında davanın, velayetin değiştirilmesi davası olduğunun yazılması ve hükümde velayetin davalı babada olduğunun belirtilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu kısmının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. (HUMK m. 438/7)....
Sulh Hukuk Mahkemesince, küçüklerin annelerinin sağ olduğu ve velayet düzenlenebilecekken vasi atanmasına yer olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ...3. Aile Mahkemesi ise, velayetin kaldırılmasına yönelik bir davanın ve daha önce bu yönde verilmiş bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından, davanın vasi atanmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dosya kapsamından, küçüklerin evlilik birliği içinde doğduğu, ancak anne ve babalarının boşandığı, velayet verilen babanın öldüğü ve annenin hayatta olduğu anlaşılmaktadır. Anne veya babanın hayatta olması halinde aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmaları olduğundan boşanma ile velayeti verilen babanın ölümü üzerine öncelikle anneye velayetin tevdi edilip edilmeyeceğinin tartışılması gerekir. Velayetin tevdii konusunda görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin anneye velayetin tevdiini uygun görmemesi halinde, çocuklara vasi tayini için vesayet makamına ihbar gerekecektir....
Asliye Ceza Mahkemesi) TARİHİ : 26.01.2012 NUMARASI : 2011/315 Esas, 2012/31 Karar SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan ile sanığın aşamalardaki anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkla katılan arasında boşanma davasının sürdüğü, çocuğun velayeti konusunda bir karar verilmediği, sanığın 27 Ağustos 2010 tarihinde Isparta'ya gittiği, annenin de rızasını alarak çocuğunu Antalya'ya İline tatile götürdüğü ve 01.09.2010 günü çocuğunu Düzce'ye yanına getirdiği, katılanın aynı gün boşanma davasının devam ettiği aile mahkemesinin başvurarak çocuğun velayetinin kendisine verilmesini istediği, aile mahkemenin boşanma davası sonuçlanıncaya kadar çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine karar verdiği, katılanın velayetin kendisine verildiğini sanığa bildirdiği, sanığın 07.09.2010 tarihinde boşanma davasının devam ettiği aile mahkemesine başvurarak velayetin anneye verilmesine ilişkin...
Davalı- davacı annenin davası velayetin değiştirilmesine ilişkin olup çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m.362/l-ç). Bu sebeple davacı-davalının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin değiştirilmesine dair ilk derece mahkemesi kararı yukarıda açıklanan sebeple kesinleştiğinden, davacı-davalı babanın velayet hakkı kendisinde iken istediği kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının konusu kalmadığından bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Bu hal velayetin değiştirilmesi sebebidir. Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, ahlaki ve fikri gelişimine engel olacağı yönünde bir sebep ve delil bulunmadığına göre velayet anneye verilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluğa katılmıyorum. KARŞI OY YAZISI Davacının talebi;boşanma kararıyla birlikte velayeti davalı babaya bırakılan,tarafların ortak çocuğu 27 Şubat 2007 doğumlu Duru Selin adındaki kız çocuğunun,babada olan velayetinin değiştirilerek, davacı anneye verilmesine ilişkindir.Mahkeme bu talebe ilişkin davanın reddine karar vermiştir.Taraflar... 2. Aile Mahkemesinin 12 Mayıs 2010 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararıyla boşanmış;ortak çocuğun velayeti anlaşma uyarınca davalı babaya bırakılmıştır.Temyiz incelemesine konu velayetin değiştirilmesi davası ise,07 Nisan 2011 tarihinde açılmıştır....
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. * Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar. (TMK. md. 183, 349) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine uygun düşer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. * Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK.md.183,349) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez....
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Nez'i Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. * Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar. (TMK.md.183,349) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine uygun düşer....