Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : CİHANBEYLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/04/2015 NUMARASI : 2011/339-2015/177 Uyuşmazlık; gayriresmi birliktelik (evlilik) sebebiyle verilen ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi talebine ilişkindir. Karı-koca (resmi evlilik) arasında açılmış olan çeyiz eşyasının iadesi talebi bulunmadığından talep; menkul eşyalara ilişkin alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
marifeti ile belirlenecek değerinden şimdilik 1.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, kadın vekili 26/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile ziynet eşyasının iadesi dava değerini 18.715,60 TL, çeyiz eşyası dava değerini 4.500 TL olarak artırmıştır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı karşı davalı koca; kusur belirlemesi, kadının boşanma davası ve ferileri, ziynet eşyası yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı karşı davacı kadın; kusur belirlemesi, kocanın davası, nafaka ve tazminatların miktarları ile ziynet eşyasının reddedilen kısmı yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf isteminin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİ gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İstinaf Sebepleri 1-Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; çeyiz eşyalarının iadesinin talep edildiğini, davalı-karşı davacının müvekkili tarafından dava açılınca çeyiz eşyalarını iade ettiğini, çeyiz eşyasının iadesi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken feragat nedeniyle reddi ile davalı-karşı davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, boşanma davası açılırken nafaka ve tazminat talepleri bulunmasa dahi boşanma kesinleşene kadar yoksulluk nafakası ve tazminat isteyebileceklerini, dava dilekçesinde her ne kadar maddî ve manevî tazminat taleplerine yer verilmemiş ise de cevaba cevap dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talep edildiğini, müvekkilinin dava dilekçesinde psikolojik durumu ve bir an evvel boşanma arzusu taşımasına istinaden yer vermediklerini, cevaba cevap dilekçesinde talep ettiklerini, davalı-karşı davacının müvekkilini aşağıladığını, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, fiziksel şiddet...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı - karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Reddedilen asıl boşanma davası ile maddi ve manevi tazminat talepleri, kusur, kabul edilen karşı boşanma davası, aleyhine hükmedilen tazminatlar kabul edilen ziynet alacağı yönünden verilen kararı istinaf etmiştir. Davalı - karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tedbir, Yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük oluşu, tazminat miktarının düşük oluşu, ziynet eşyalarında aynen iadesi yada fiili ödeme gününde ki değerine karar verilmemesine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava ve karşı dava evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nişan eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, davalıya nişan hediyesi olarak takılan ziynet eşyalarının nişanın bozulması nedeniyle aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili, davalıya takılan ziynet eşyalarının davacıya iade edildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
B)Ziynet eşyalarının iadesi davasının reddine ilişkin yapılan istinaf itirazlarının incelenmesinde; İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Usulüne uygun olarak dava veya karşı dava şeklinde harcı yatırılarak açılmış ziynet eşyasının iadesi isteği bulunmadığı halde; "davalının ziynet eşya isteğinin reddine" şeklinde hüküm kurulması doğru değilse de; davalının temyizi bulunmadığından bozma sebebi sayılmayarak yanlışlığa işaret olunmakla yetinilmiştir. 2-Hükmün temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılan incelemesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * terk hukuki nedenine dayalı bir dava bulunmadığı gibi eşya iadesi hakkında usulüne uygun bir dava olmadığından, buna yönelik vekalet ücreti de sözkonusu olamaycağına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Diğer bir deyimle bunların davalının zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....