Boşanma dosyasında dinlenen davacı ve davalı tanıklarının beyanlarından, davacı kadının düğünde 2 adet 22 ayar altın bilezik, 1 adet 14 ayar altın kolye, 1 adet 14 ayar altın tek taş yüzük ve 1 çift 14 ayar altın küpenin takıldığının sabit olduğu, ancak davacı kadının evden ayrılırken takılarını alamadığını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafça takıların davalı tarafından elinden alınıp motosiklet alımında kullanıldığı iddia edilmiş ise de, ziynet eşyalarının rızası dışında elinden alınıp bozdurulduğunun ispat külfetinin davacı kadında olmasına rağmen, davacı tanıklarının beyanlarının soyut beyanlar olduğu ve görgüye dayanmayan davacıdan duyuma dayanan aktarım niteliğinde olduğu göz önüne alındığında davacı kadının ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınıp bozdurulup, harcandığı iddiasının ispat edemediği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı erkek vekilinin ziynet...
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; ziynet eşyalarının değerinin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Kişisel malların, bu nitelikte oldukları kanıtlanması koşuluyla geri istenebilmesi için, mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Başka bir ifade ile ziynet eşyası davasının görülebilmesi için boşanma davasının kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. "Davalının bunları iade edilmemek üzere davacının rızası ile verdiğini kanıtlayamadığı, buna göre davacı tarafından varlığı ve bozdurularak harcandığı ispatlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur." (Yargıtay 3....
ait 14 adet çeyrek altın ve 6 adet bileziğinin kendisine verilmediğini beyanla, kişisel eşyalarının aynen iadesine veya karşılığı 1.000 TL'nin müvekkiline ödenmesine ve ziynet eşyalarının kendisine aynen iadesine veya karşılığının müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacı kadının boşanma davasının reddine, yargılama aşamasında kadın lehine taktir edilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının talep ettiği maddi ve manevi tazminat, nafaka ve velayet taleplerinin reddine, yine kadının talep ettiği ziynet alacağı davasının reddine, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne, müşterek çocuk Yusuf'un velayetinin davalı-davacı babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki tesisine, davalı davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin tespit ettiği kusurlar ve dağılımı: İlk Derece Mahkemesince kadın tam kusurlu kabul edilmiş, kadına; başka bir erkekle birlikte olma ve bu amaçla ortak konutu terk etme vakıası kusur olarak yüklenmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1852 KARAR NO : 2022/1711 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2022 NUMARASI : 2020/367 ESAS, 2022/376 KARAR DAVA KONUSU : ZİYNET ALACAĞI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline tarafların düğününde takılan 1 adet 14 gram, 2 adet 16 gram ve 1 adet 18 gram toplam 4 adet 22 ayar bileziğin ve 1 adet 14 gram künyenin davalı tarafından müvekkiline aynen iadesine ya da söz konusu takıların bedelinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE : Asıl dava, TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası, karşı dava ve birleşen dava TMK 166/1.maddesi uyarınca açılan boşanma davası olduğu, ayrıca birleşen davada, ziynet ve çeyiz alacağı talebinde bulunulduğu görülmüştür. Dairemizin 2019/1634 E.- 2020/766 K.sayılı ilamı ile, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden, yetersiz gerekçe ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı/k.davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davalı/k.davacı lehine aylık 400 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, davalı/k.davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde: davacı kadının talebi TMK.nun 226/1.maddesine dayalı kişisel eşya (ziynet eşyası) alacağı olup, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6. Hukuk Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333- 3494, 3. Hukuk Dairesi 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289) Bu halde, kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır....
Her ne kadar davalı erkek vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı dava ehliyeti ve taraf ehliyetinin dava şartlarından olduğunu, boşanma davasında davacıya vasi atandığını, davanın kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ispatlanamayan davanın reddi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; ziynetlerin kural olarak kadına ait olduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre, davacıya düğünde takılan takıların, davacının görümcesi tarafından düğünden 3 gün sonra alındığı ve kasaya koyulacağının beyan edildiği, takıların bir daha davacıya iade edilmediği, davanın haklı olduğu anlaşıldığı, tanık beyanlarına ve düğün CD'lerine göre tanzim edilen ve yerel mahkemece gerekçeli ve denetime elverişli bulunan 24/12/2020 tarihli bilirkişi raporundaki altın ve para tespitleri ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir...
Davalı koca tarafından dava konusu ziynet eşyalarının herhangi bir sebep ile bozdurulduğunun iddia edilmesi halinde, bu defa ispat yükü yer değiştirir ve davalı koca ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek üzere kendisine verildiğini eş söyleyiş ile kendisine bağışlandığını, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup kanıtlanması halinde, ancak bu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, davacı kadın düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının büyük kısmının davalı tarafından alındığını iddia etmiştir. Bu durumda ispat yükü davacı taraftadır. Dinlenilen tanıklarının beyanlarına ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmı davacı kadının isteği dışında alınmış olduğunun kabulü gerekmiştir....