WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu halde, mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı tarih doktrine göre zamanaşımı başlangıç tarihi olarak kabul edilse dahi az önce açıklanan TBK'nun 153/1-3. bendi uyarınca alacaklar konusunda eşler arasında zamanaşımının işlemeyeceği, işlemeye başlamış ise duracağı hükmü gereğince boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren zamanaşımının duracağı ve boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam edeceği ve ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı hususu gözetildiğinde kural olarak 10 yıllık zamanaşımının boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başladığını kabulü uygun olacaktır....

    durumunun, kadın tarafından TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddine ilişkin karar ve karar gerekçesinin, erkek tarafından TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin karar ve karar gerekçesinin, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, boşanmaya neden olan olaylardaki belirlenen kusur durumunun, erkek lehine, kadın aleyhine boşanma nedeni ile TMK'nun 174/1- 2 maddesi uyarınca takdir edilen maddi ve manevi tazminat ve miktarlarının toplanan delillere, usul ve yasaya, tarafların ekonomik durumuna uygun olduğu anlaşılmıştır....

    Taraflar 18.06.1993 tarihinde evlenmiş, 23.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 24.03.2010 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK’nun 225/2.m.). Eşler arasında evlendikleri tarihten 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar, 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçmediklerinden bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202, 4722 s.Yasa'nın 10.m.). Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. 743 sayılı TKM'nin yürürlükte bulunduğu dönemde mal ayrılığı rejimi söz konusu idi. Mal ayrılığı rejimi için 743 sayılı TKM'de mal rejimi konusunda herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemişti....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın da belirttiği üzere müvekkil ile davacı eş 20/09/1999 tarihinde evlendiğini, evlilik birliğinde müşterek çocukları Zülfikar (2000 yılı), Özlem (2003 yılı) ve Esra (2010 yılı) doğduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilin 2013 yılında açıp feragat ettiği boşanma davasında dürüstlük ilkesine aykırı davrandığı iddia edilmişse de gerçeği yansıtmadığını, taraflar açısından boşanma sebebi ortadan kalktığından, aile bütünlüğünün korunmasını ve müşterek çocukların da üstün yararını düşünerek müvekkilinin davasından feragat ettiğini, davacının, bahse konu boşanma davasının 08/09/2017 tarihinde kesinleşmesinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen ortak hayatın kurulamamasına dayanarak evlilik birliğinin temelden sarsıldığını belirterek boşanma talep ettiğini, ancak müvekkilinin eşi ile boşanmak istemediğini, 20 yılı aşkın süredir evli bulunan taraflar arasında her evlilikte olabilecek küçük tartışmalar yaşandığını, davacı yan, genel boşanma...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın da belirttiği üzere müvekkil ile davacı eş 20/09/1999 tarihinde evlendiğini, evlilik birliğinde müşterek çocukları Zülfikar (2000 yılı), Özlem (2003 yılı) ve Esra (2010 yılı) doğduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilin 2013 yılında açıp feragat ettiği boşanma davasında dürüstlük ilkesine aykırı davrandığı iddia edilmişse de gerçeği yansıtmadığını, taraflar açısından boşanma sebebi ortadan kalktığından, aile bütünlüğünün korunmasını ve müşterek çocukların da üstün yararını düşünerek müvekkilinin davasından feragat ettiğini, davacının, bahse konu boşanma davasının 08/09/2017 tarihinde kesinleşmesinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen ortak hayatın kurulamamasına dayanarak evlilik birliğinin temelden sarsıldığını belirterek boşanma talep ettiğini, ancak müvekkilinin eşi ile boşanmak istemediğini, 20 yılı aşkın süredir evli bulunan taraflar arasında her evlilikte olabilecek küçük tartışmalar yaşandığını, davacı yan, genel boşanma...

      Anlaşmamız doğrultusunda boşanma kararı verilmesini istiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, boşanma kararının 3.bendinde “Tarafların karşılıklı olarak hazırlayıp mahkememize ibraz ettikleri protokolün onaylanmasına” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacının boşanma dava dosyasındaki beyanları, boşanmanın ferisi niteliğindeki nafaka ve maddi ve manevi tazminat ile ev eşyalarına yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi ve dava konusu 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin bir açıklama ve istek bulunmamaktadır. Mal rejiminin tasfiyesi davası boşanma davasının eki niteliğindeki davalardan değildir. O halde Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        -TL bakım aylığını davacıdan zorla aldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı taraf müvekkilinden ziynet eşyalarının iadesini talep ettiğini, bu talebini ise davalının davacının ziynet eşyalarını bozdurup harcadığı iddiasına dayandırdığını, davalının davacının ziynet eşyalarına dokunmadığını belirterek, boşanma talebinin reddine, mahkeme aksi kanaatte olup kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte boşanma talebinin kabulüne karar verilse dahi, tam/ağır kusurlu davacı tarafın, şartları oluşmayan, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun maddi ve manevi tazminat, nafaka ve ziynet alacağına ilişkin ve sair tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Dava, boşanma, nafaka, velayet, maddi ve manevi tazminat ve ziynet eşyası talebine ilişkindir....

        ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2019/185 ESAS 2020/123 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, erkek tarafından, kadının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ferilerine ilişkindir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17.11.2021 NUMARASI : 2019/784 ESAS, 2021/788 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 07.10.1987 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten reşit 3 çocukları olduğunu, evliliğin başından beri davalı erkeğin öfke kontrol problemi, saldırgan tavırları olduğunu, davacı kadın ve çocuklara yönelik fiziksel şiddeti olduğunu, aile içinde ve toplumda bağırma, aşağılama ve onur kırıcı davranışlar sergilediğini, üzerine yürüdüğünü, hakaretleri olduğunu, davacı kadını ihmal ettiğini, aşırı servetinden dolayı kibir ve negatif davranışları...

        Ne var ki, usul ekonomisi gözetilerek henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde mal rejimi davasının boşanma davasının sonucunun beklenmesi bakımından bekletici mesele yapılması öteden beri Dairenin uyguladığı bir ilkedir. Direnme kararı üzerine Hukuk Genel Kurulu'na intikal eden bir dava nedeniyle, Hukuk Genel Kurulu'nca 27.06.2012 tarih ve 2012/8-268 Esas, 2012/420 sayılı karar ile mal rejimi davasında, boşanma davasının sonucunun beklenmesi gerektiğine karar verilmiştir. Eldeki mal rejimi davası 04.08.2011 tarihinde açılmış, boşanma davası ise bu tarihten önce 29.03.2011 tarihinde açılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu