"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile bağımsız olarak açılan "nafaka" ve "aile konutu şerhi konulmasına" ilişkin davaların birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı (kadın) tarafından bağımsız olarak açılan "aile konutu şerhi konulmasına" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, kadın ve çocuklar yararına hükmedilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-davacı (kadın), 17.02.2014 tarihinde verdiği dilekçesi ile “kocasından herhangi bir nafaka talebinin bulunmadığını” bildirmiş, nafakalardan feragat ettiğini ifade etmiştir. Bu husus gözetilerek nafakalar hakkında yeniden bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı T2 cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki taşınmazın kızı T3 adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına tesciline ve tapu kaydına aile konutu şehri verilmesinin talep edildiğini, davacının bu iddialarının tamamen yasaya ayrıkı iddialar olduğunu, eşi olan davacı Fikriye Ailoğlu'nun daha önce müşterek olarak yıllarca yaşadıkları evlerinin üzerine aile konutu şerhi işlettiğini, tapu iptali ve aile konutu şerhi konulması istenilen evde müşterek olarak hiçbir zaman oturmadıklarını, aile konutu olmasının mümkün olmadığını, davacının iki yıldan beri müşterek aile konutunu terk ettiğini, eve dönmediğini ve boşanma davası açtığını, davacının tapu tescili isteme hakkının olmadığını, tamamen borçları ödemek için daireyi kızına sattığını, bu evin kızının olduğunu, davacının taleplerinin tamamen yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Aile Konutu Şerhi Konulması-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki "boşanma" ve "aile konutu şerhi konulması, tapu iptali ve tescil" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından, birleşen kendi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hüküm, davalı-davacı (koca) vekiline 14.06.2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı-davacı (koca)’nın tebligatı alan vekilini 15.06.2011 tarihinde azletmiş olmasının tebligatın geçerliliğine bir etkisi yoktur....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil - Aile Konutu Şerhi Konulması TEMYİZ EDEN : Taraflar Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; hükmün tamamı yönünden, davalılar tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürülebilir....
Ne var ki, her iki davanın tahkikatı birlikte yürütülmüş ve deliller birlikte toplanmıştır. Tefrik kararı verilmesi durumunda da, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması, dava ve karşı dava arasında bu sebeple bağlantının mevcut olması nazara alındığında birleştirilmelerine karar verilmesi gerekecektir. Bu sebeple karşı dava hakkında tefrik kararı da verilmeyip, tahkikatın birlikte yürütüldüğü ve delillerin her iki dava bakımından birlikte toplanmış olduğu gözetilerek, dava ve karşı davanın birlikte sonuca bağlanması hem davaların esası hem de boşanmanın fer'i sonuçları bakımından doğru ve isabetli olacaktır. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. b)Davalı-karşı davacı kadın, boşanma davasıyla birlikte aile konutu şerhi konulmasını da talep etmiştir. Aile konutu şerhi konulması davaları da müstakil davalardan olup, nihai hükümden sonra ek karar ile hakim tarafından bir hüküm kurulamaz....
Kat 5 nolu bağımsız bölümün Aile Konutu olduğunun tespitine, davacının dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin reddine ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile tapu kaydına aile konutu şerhi konulması isteminden ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve rızası alınmadan davalı erkek eş ... tarafından diğer davalıya satıldığını iddia ederek, taşınmazın davalı 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile, davalı erkek eş adına tapuya tescilini ve dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava konusu taşınmazın Türkiye'de kullandıkları aile konutu olduğunu ve rızası alınmadan davalı erkek eş ... tarafından diğer davalıya satıldığını iddia ederek, taşınmazın 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile davalı erkek eş adına tescilini ve aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, dava konusu taşınmazın kentsel dönüşüm alanı içerisinde kaldığı gerekçesiyle "aile konutu şerhi hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına" karar verilmiş ise de, tarafların 2.2.2012 tarihinde boşandıkları, evlilik birliğinin boşanma ile sona erdiği, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinden kaynaklı aile konutu şerhi konulmasına ilişkin taleplerin konusunun kalmadığı anlaşılmakla sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle (HUMK md. 438/son) onanmasına karar vermek gerekmiş ve davacının temyiz itirazları da bu sebeple yerinde görülmemiştir....