Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, mahkemece araştırma yapılarak kadının çalışıp çalışmadığı, işten ayrılmış ise kendi isteği ile ayrılıp ayrılmadığı, çalışıyor ise gelirinin sürekli, düzenli ve boşanma halinde kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olup olmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre yoksulluk nafakası (TMK m.175) hakkında hüküm tesisi gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. 4- Davalı - karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 30.000 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalı- karşı davacı kadının ziynet alacağı talebi boşanma davasının ferisi niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından her iki dava yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla tazminatların ve nafakaların miktarı ile reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadın, hükmü katılma yoluyla temyiz etmiştir (HMK m. 344). Davacı-davalı erkek ise her iki boşanma davasını temyize getirmiştir. Katılma yoluyla temyiz dilekçesi asıl temyiz dilekçesine tabi olacaktır. Diğer bir anlatımla katılma yoluyla temyiz hakkı ancak temyiz dilekçesine karşı kullanılabilecek bir yoldur....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından iştirak nafakalarının ve tazminatların miktarı ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Ziynet alacağının miktarı 45.375 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 47.530 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı ... tarafından, yoksulluk nafakası yönünden; davalı-karşı davacı ... ile diğer davalı-karşı davacılar tarafından ise, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı karşı davacı ...'in yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, davacı-karşı davalı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu kabul edilerek boşanma davasının reddi ile davalı-karşı davacı erkeğin karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilerek kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

          Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

            Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m.231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması, bundan ayrı ziynet eşyaları bakımından TMK.nun 227. maddesi hükümleri uyarınca; eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi, bunun için ziynet eşyalarının sayısı, gramları ve nitelikleri itibariyle satıldıkları tarihlerdeki gerçek (sürüm) değerlerinin toplamının saptanması, saptanan bu miktarın, taşınmazın satın alındığı tarihteki toplam değeri karşısındaki katkı oranının bulunması ve bu oranın 18 nolu bağımsız bölümün...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kendi boşanma davasının reddi, ziynet alacağı davasının kabulü ve ziynet alacağı davasındaki vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile "boşanma ve ziynet alacağına" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm,davacı-karşı davalı (koca) tarafından, hüküm altına alınan ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı (koca)'nın tüm, davalı-karşı davacı (kadın)'ın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, "boşanmaya sebep olan olaylarda her iki taraf aynı oranda kusurlu" kabul edilmişlerdir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; reddedilen davası, kusur belirlemesi ve ziynet alacağı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kendi reddedilen davası, kusur belirlemesi, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddi yönünden temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde; a-Mahkemece, davacı-karşı davalı kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1 maddesi) hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında...

                    Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3- Toplanan delillerden, ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından davacı kadından alınarak bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı erkek de ziynet eşyalarının bozdurulup halen kullandıkları ortak konut için harcandığını kabul etmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda ise; kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının davalı erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu