Hal böyleyken, mahkemece davalı-davacı erkeğin kusurlu olarak kabul edilmesi ve şartları oluşmadığı halde TMK 174/1-2 maddeleri uyarınca davacı-davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-davalı kadın tarafından erkeğin akıl hastalığı sebebiyle mutlak butlan ile evliliğin iptali, olmazsa "Evlilik birliğinin sarsılması" (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı erkek tarafından ise birleşen evlilik birliğinin sarsılması" (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış olup, davaların yapılan yargılaması sonucunda ise mahkemece davacı-davalı kadının davasının kabulü ile evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptaline, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir. Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur....
Dosyanın incelenmesinde:Davalı-karşı davacı kadın vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde başlık ve netice kısımlarında TMK 166/son,içeriğinde ise TMK 166/1 ve TMK 166/son maddeleri gereğince boşanma isteklerini bildirdiği,09.05.2018 tarihli duruşmada"...boşanma hususunda dayandıkları maddenin TMK 166/son hükmü olduğunu ve tarafların zaten fiilen biraraya gelmediklerini"beyan ettiği,aşamalardaki tüm dilekçelerinde önceki davanın red kararından sonra tarafların biraraya gelmediklerinden ve diğer tarafın önceki davadaki red kararı ile kesinleşen kusurlarından bahsettiği,bu hali ile davalı-karşı davacı kadının karşı davasının TMK 166/son maddesine dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibaret olmasına rağmen mahkemece gerekçeli kararda TMK 166/1- 2.md.gereğince açılmış bir karşı dava olduğu nitelendirilmesi yapılarak ispatlanamadığından reddine karar verildiği,belirtilen hususun HMK 26 ncı maddesindeki "taleple bağlılık"ilkesine de aykırılık teşkil ettiği anlaşılmıştır....
Kanun Koyucu TMK. m. 168 değişikliği ile davacı gibi kadınlara kolaylık sağlamayı hedefleyerek boşanma veya ayrılık davasının eşlerden birinin yerleşim yerinde açılabileceğini kabul ettiğine göre seçimlik hak kullanılarak boşanma veya ayrılık davası kadının da yerleşim yerinde açılabilir. Davacı kadın baba evinin bulunduğu yerde boşanma davası açamayacaksa TMK. m. 168 değişikliğinin ne önemi kalacaktır? Bu değişiklik niye yapılmıştır? TMK. m. 168 değişikliği bu davada bile uygulanmayacaksa başka hangi davada uygulanacaktır? Aksi uygulama 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ile kadına getirilen hakkı/olanağı/kolaylığı bir şekilde ortadan kaldırır. Aslında Dairem bir kadının aralarında meydana gelen olaylardan sonra sürekli kalma niyetiyle ailesinin yanına dönerek o yer Aile Mahkemesinde boşanma davası açabileceği düşüncesini de sergilemiştir. (Y2HD, 20.04.2006, 21518-5959) Boşanma davası davacı kadın tarafından sürekli kalma niyetiyle oturduğu (TMK. m. 19 f....
O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren “temyiz davasının davacısı” eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, zina (TMK m. 161) mahkeme aksi kanaatte olursa evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davanın TMK 166/1. maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davalı erkeğin evlilik devam ederken, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ayrı ayrı zamanlarda ... isimli kadınlarla otellerde kaldığı, dosya arasına alınan telefon konuşma kayıtlarında da birden fazla kadınla mutad sayıdan fazla konuşma kayıtlarının bulunduğu ayrıca sosyal medya hesabından da erkeğin başka kadınlarla duygusal içerikli yazışmalar yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı kadının zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, boşanma davasının reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise, tedbir nafakası, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkeğin harcı ve kaydı bulunmayan temyiz talebinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Tüm dosya kapsamı ile; Mahkemece kadının TMK 162 nci maddesine dayalı davasının şartlarının gerçekleşmediği,erkeğin davası yönünden kadının M...N ismindeki kişi ile görüşüp birlikte ev kiraladıkları ve bu evde birlikte yaşadıkları,zina yaptığı,erkeğin kadına hakaret edip şiddet uyguladığı ,buna göre de kadının daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek belirtilen şekilde hüküm tesis edilmiştir. 1- )İlk Derece Mahkemesince daha önce verilen ilk karardaki kadının TMK 166/1(temelden sarsılmaya dayalı boşanma)nci maddesine dayalı boşanma hükmü ile velayet-kişisel ilişki ve bu davaya tekabül eden yargılama giderleri ile ücreti vekalet hükümleri kesinleşmiş, infaz edilmiş böylece kadının TMK 162 nci maddesine erkeğin ise karşı davasındaki TMK 161 nci maddesine ilişkin boşanma davalarının konusu kalmamıştır.Mahkemece bu yönde karar verilmesi yerindedir. 2- )Kadının TMK 162 nci maddesine dayalı boşanma talebi ile ilgili istinaf başvurusunda; Toplanan deliller,dinlenen tanık beyanları,taraflar arasında...
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK md.175). Somut olayda; davalı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği tespit edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmuştur. Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi nazara alınmak suretiyle, davalı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi cihetine gidilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, TMK 161 ve 163 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddine, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı koca istinafında, mahkemece TMK 169 maddesi uyarınca evin eş ve çocuklara yargılama boyunca tahsisi gerekirken talebin aşılarak karar verildiğini, TMK 161 ve 163 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının ret gerekçesinin gerekçeli kararda yer almadığını, idrak çağında olan çocuklar dinlenmeden SİR alınmadan velayetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca yargılama sırasında 350'şer TL tedbir nafakasına hükmedilmişken kararda fahiş nafakaya hükmedilerek dava tarihinden itibaren başlatılmasının hatalı olduğunu, boşanma yönünden kararı kabul etmekle birlikte diğer hükümlerin kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....