Davacı vekili dilekçesinde , müvekkili olan davacının eski eşi olan davalıya 450 TL. yoksulluk nafakası bağlandığını , ancak davalının sigortalı olarak çalışmaya başladığını ifade ederek , yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davalı kadının çalışmaya başladığı ve davacının da aşırı refah seviyesinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Medeni Kanunun 176. maddesine göre "sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irat tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akdi olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irat kesilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kaldığına ve karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını ve boşanma kararında davalı lehine aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin hasta olduğunu, çalışamadığını belirterek nafakanın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili; davacının çalışmasına engel hastalığı olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....
Türk Medeni Kanunun 176/3. maddesine göre; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Somut olayda; davalının, boşanma kararından sonra çalışmaya başladığı, düzenli ve sürekli olmasa da ortalama asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi). Bu nedenle davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Somut olayda, tarafların 08.04.2014 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davacının emekli olduğu, aylık 1.000,00 TL emekli maaşı aldığı, kendine ait evde oturduğu ve davalı kadının boşanmadan sonra aylık 397,00 TL yetim aylığı almaya başladığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
TMK.nun 176/3.maddesine göre: “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden ...; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır”. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları ... kabul etmek gerekir....
kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma, karşı dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK madde 162) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK 163. madde) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1. madde) hukuki sebeplerine dayalı boşanma ve ferîlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - karşı davalı tarafça asıl davanın reddi, kadın ve müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, "İncelemenin Kapsamı" başlığını taşıyan 355. maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re'sen gözetir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1500 KARAR NO : 2023/1395 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇAYIRALAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/27 ESAS DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Karşılıklı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı - karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı - karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 2017 yılında evlendiklerini, müşterek 1 çocuklarının bulunduğunu, davalının müvekkiline karşı karşı hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranışları ve ayrıca suç işleme ve devamlılık gösteren ahlak dışı tutum ve davranışlarla haysiyetsiz bir yaşam sürme nedenleriyle resmiyette...
TMK'nın 176/3. maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Diğer taraftan; her dava, açıldığı tarihteki şartlara göre incelenir ve karara bağlanır. Somut olayda; davacı, eldeki davayı 03.10.2013 tarihinde, davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle açmıştır. Eldeki davanın açıldığı tarihte nafaka alacaklısı davalı, evli değildir. Davalı, davanın açılmasından yaklaşık 9 ay sonra 03.07.2014 tarihinde evlenmiştir. Davalının evlenmesiyle birlikte davacının, nafaka ödeme yükümlülüğü TMK'nın 176/3. maddesi gereğince kendiliğinden ortadan kalkmıştır....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebepleriyle de boşanma kararı verilmesi gerektiğini, davalı tarafın boşanmada tam kusurlu taraf olduğunu, hükmedilen miktarların da yetersiz olduğunu beyanla kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2.Davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenen kusurları kabul etmediklerini, davanın reddi gerektiğini, hükmedilen miktarları ödeme gücünün bulunmadığını beyanla, kabul edilen davanın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....