Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının (karşı davacı) karşı davaya yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davalının (karşı davacı) asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK’ nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkem........, boşanma davası sırasında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırılmasına göre davalı kadının kendisine ait evde oturduğu, aylık 780 TL maaş aldığı, ...... model ............ aracının bulunduğu, boşanma ilamından sonra sonra doğum borçlanması yatırılmak suretiyle emekliye ayrıldığı, davacının ise mühendis olduğu, aylık ....000 TL maaş aldığı, kira ödemediği ve yeniden evlendiği anlaşılmıştır . Türk Medeni Kanunun 176/....maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
Bu çerçevede; İlk derece mahkemesince davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, kadına yüklenmesi gerektirir ispatlanmış kusur bulunmadığı, kusur belirlemesinde hata yapılmadığı anlaşıl makla, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md:169) amir hükmü uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına TMK’nın 169. maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, Düşük miktardaki engelli maaşı dışında herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden...
Aile Mahkemesinde açmış olduğu 2012/866 esas sayılı davanın da red edildiğini ve kesinleştiğini, tarafların 3 yılı aşkın süredir ayrı yaşadıklarını, boşanma davası red edilmesine rağmen evlilik birliğini sürdürmeye isteği duymadığını ve bu amaçla hiç bir şekilde bir araya gelmediklerini, davacının sadece müşterek çocuk ile ilgilenmek ve hatta çocuğunun annesi davalı hasta olduğunda onu ziyaret etmek amacıyla eve gittiğini, müşterek bir hayat paylaşmadıklarını ve karı koca olmadıklarını, ortak hayat yeniden tesis edilmediğinden evlilik birliğinin sarsılmış olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesine karar verilmesi talebi ile dava açmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/122 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davalının anlaşmalı olarak boşanacağını vaat edip davacıyı kandırarak davadan feragat etmesini sağladığını, davacının davalıyı affetmesinin söz konusu olmadığını, vaadini yerine getirmediğini, bu konuyu dile getiren müvekkiline sinkaflı konuştuğunu ve onu tehdit ettiğini, davalının tehdit mesajlarını dört yaşındaki çocuğu aracılığı ile müvekkiline gönderdiğini, tarafların o zamandan bu yana ayrı yaşadıklarını, davalının evi ve ailesi ile ilgilenmediğini, sosyal medya hesapları üzerinden arkadaşları ile ahlaka aykırı konuşmalar yaptığını, karısı ile olan özel hayatını başkaları ile paylaştığını, daha önce açılan boşanma davasından sonra da taraflar arasında tartışmalar yaşandığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek haysiyetsiz yaşam sürme, onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerine dayalı olarak tarafların boşanmalarına,ortak çocuk 2014 d. d.lu Şevval...
ve kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine takdir edilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi tarihinden itibaren aylık 2.500,00 TL ye artırılmasına ve kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 45.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevi tazminata, davalının maddî ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacının birleştirilen davada suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmesi sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, birleştirilen davada velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevi tazminat talepleri hususunda asıl davada karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/10/2018 NUMARASI : 2017/261 ESAS, 2018/611 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-karşı davalı vekilinin dava dilekçesini özetle; tarafların 1985 tarihinde evlendiklerini, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, bir çok kez 3. kişilerle birlikte olduğunu, sadakat yükümlülüklerine aykırı davrandığını, müvekkilinin davalının 3. kişilerle duygusal yakınlık ve cinsel birliktelik yaşadığını Düzce 2....
DAVA 1.Davacı-karşı davalı vekili dosyada özetle; davalı-karşı davacı kadının fotoğraflarını başka erkekler ile paylaştığını, annesinin hastalığını koz olarak kullananak sık sık Türkiye'ye geldiğini ve gelişlerinde kendisi ve reşit olmayan kızı için otelde bir oda tuttuğunu, sevgilisi için de başka bir oda tuttuğunu, kızına uyuturucu vererek ve uyumasını sağlayarak sevgilisiyle gayri meşru hatayına devam ettiğini, bu gayri meşru eylemlerin bir çok kez başka kişiler ile tekrarladığını iddia ederek; tarafların zina, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve haysiyetsiz hayat sürme özel boşanma nedenleri ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, yararına 40.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini, ... olmayan ... ve ...'...