Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve alacak ... ile ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Mihalgazi Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.06.2011 gün ve 27/26 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, evliliğin boşanma ile sona ermesi nedeniyle mal rejiminin tasfiye edilerek öncelikle dava dilekçesinde gösterilen tapulu taşınmazın tapu kaydının ½ oranında iptali ile vekil edeni adına tesciline bu talebin uygun görülmemesi halinde ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile taşınmazın ½ hissesine karşılık olarak 3000 TL'nin boşanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı eşten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuştur....

    Mahkemece; davacının mal rejiminin tasfiyesi davasında elde etmesi muhtemel alacak hakkının tahsil kabiliyetini güçlendirmek amacıyla eldeki davada tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu, ancak davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava açmadığı, öte yandan davanın açılabileceği böyle bir davada aynî değil şahsî sonuç doğuran bir alacak hakkı elde edilebileceği ve üçüncü kişi konumundaki davalı ...’e karşı ayni hak değil, alacak hakkı isteminde bulunabileceği gerekçesiyle, davacının eldeki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Dava, 6098 sayılı Kanun’un 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 12.7.2002 tarihli maden sahasına ait İR 3864 nolu işletme ruhsatının davacıya devrine ait satış protokolünün 2.maddesi gereği davalıya ödenen paranın, devrin gerçekleşmemesi nedeniyle iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının dava açtığı tarihte dahi, müvekkiline ait ruhsatın geçerliliğinin devam ettiğini davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği için devrin yapılamadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, taraflar arasında düzenlenen ve hükme esas alınan "boşanma protokolünün" beşinci ve yedinci maddesindeki "davacının karşılamayı taahhüt ettiği giderler" le ilgili, eda hükmü kurmaya elverişli olacak şekilde ifa edilecek borç miktarının belirlenmemiş olmasına ve bu maddelerdeki taahhüte ilişkin borcun kapsamı konusunda mahkemece (hükmün altıncı ve sekizinci maddelerinde) tespit kararı verilmekle yetinilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yersiz bulunmuştur. 2-Anlaşmalı boşanmaya esas alınan protokolün...

          Dosyanın yapılan incelemesinde, davacı erkek tarafından dosyaya sunulan anlaşmalı boşanma protokolünün altında davalı kadının da imzasının bulunduğu, 03.09.2019 tarihli duruşmada davalı kadının kirada bulunan daireden alınan kira parasını nafaka olarak kullanacağını, dosyaya sunulan protokolün altındaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, mahkemece tarafların dosyaya sunduğu protokolün uygun görüldüğü ve tarafların iradeleri doğrultusunda boşanma ve feri hükümlerine karar verildiği, onaylanan protokoldeki müşterek çocuk yararına hükmedilen nafakaya ilişkin maddenin de ilama yazıldığı anlaşılmaktadır. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. İştirak nafakası çocuğun hakkı olup, taraflar ileriye dönük olarak bu haktan feragat edemeyecekleri gibi, iştirak nafakasına ilişkin verilen karar kesin hüküm teşkil etmez....

            Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; davalının boşanma protokolü gereği davacıya ait olan elbise dolabı ve şifonyeri müşterek konutta bıraktığı ve anılan protokol gereği müşterek konutun mütemmim cüzünden sayılmayacak daire ile birlikte kullanılan dava konusu eşyalar üzerinde davacının hak iddia edemeyeceği davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; davacının, davalının akdettiği başanma protokolünün tarafı olmadığı, bu nedenle anılan protokolün davacı açısından bağlayıcılığı bulunmadığından davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; protokol şartlarının zorla kabul ettirildiğini, çocuğunun yüzünü aylardır göremediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

              Her iki davanın birleştirilerek görülmesi doğru ise de; mahkemece karar gerekçesinde geçen “Her iki davada, çözümü gereken ana unsur satış protokolünün banka tarafından haklı olarak fesih olup olunmadığı öncelikle belirlenerek, tarafların istemlerine ilişkin karar oluşturulması noktasındadır." cümlesinde geçen satış protokolünün banka tarafından haklı olarak fesholunduğu, davacı tarafça 04.11.2015 tarihinde açılan haksız feshin iptali ve ferağa icbar davasının taraflar arasında görülen ve daha önce derecaattan geçen Bodrum 1.Asliye Hukuk(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 08.03.2019 tarih,.... sayılı kararı ile belirlendiğinden karar gerekçesinden bu ibarenin çıkartılması gerekmiş olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1.b.2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir....

                Ceza dosyasında ve SGK Müfettişi tarafından yapılan soruşturma sırasında bir kısım hastaların ilaç almadıklarını, belgelerdeki imzaların kendilerine ait olmadığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Diğer yandan dava devam ederken 2016 yılı protokolünün yürürlüğe girdiği, söz konusu protokolün 6.12. Maddesinde; " bu protokolden önce protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar sözleşme feshi ve / veya cezai şart uygulanmış işlemler konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz....

                Anlaşmalı boşanmaya ilişkin mahkeme kararında tapu iptali ve tescile ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, tahsisin tapuya şerhine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle taşınmaz mülkiyetinin boşanma kararıyla davacıya geçtiği ve tahsisin tapuya şerh verildiği kabul edilemez. Davacının, malik olan davalıdan mülkiyetin kendi adına tescilini ve tahsis şerhi konulmasını isteme hususunda kişisel hakkı bulunmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu