Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamasına göre dava; davalılardan T8 yönünden anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, davalılar T9 ve T12 yönünden ise şahsi hakka dayalı muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle tapuda T8 adına kayıtlı olmadığı sabittir. Davacılar vekili, davalı T8'ın dava konusu taşınmazı diğer davalı T12'ya, daha sonra davalı T9 muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davacının davalılar T12 ve T9 karşı açmış olduğu davanın yasal dayanağının Türk Borçlar Kanununun 19. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18.) maddesi olduğu ve bu dava açısından genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu açıktır....

Davaya konu edilen protokol, anlaşmalı boşanma aşamasında hakim tarafından tasdik edilip, hükme alınmadığından; protokolde belirtilen borçların da sonuç doğurması ve diğer taraftan edimin yerine getirilmesinin istenmesi söz konusu olamaz." (2.HD, 2012/3861- 2013/879) Yer verilen Yargıtay kararından da belirtildiği gibi davacının mahkemece tastik edilmeyen (bu nedenle de geçerlilik kazanmayan) Honaz Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 2009/147 E dosyasındaki protokolün 11. Maddesine dayalı olarak açtığı iş bu davanın REDDİNE"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı alacak istemine ilişkindir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/10/2019 NUMARASI : 2019/177 ESAS-2019/766 KARAR DAVA KONUSU : Anlaşmalı Boşanma protokolünden kaynaklı Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Denizli 1....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/09/2019 NUMARASI : 2018/707 ESAS 2019/703 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Arttırılması (Boşanma Protokolünden Kaynaklanan)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde boşanma kararının ve tarafların anlaşmasının taraflar için bağlayıcı olduğu, çocukların annede kaldıkları, kaldı ki hüküm fıkrasında açıkça "tarafların isteği ve çocukların annede geçirecekleri süreler göz önüne alınarak" ibaresine yer verildiği, annede kalma şartının yer almadığının kabulü gerektiği belirtilerek açılan davanın reddine karar verilmiş verilen karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Dava niteliği itibariyle boşanma protokolünden kaynaklı menfi tespit ve nafakanın kaldırılması davasıdır. Tarafların ... 5....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, davalının Ladik İcra Müdürlüğünün 2018/32 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 46.000,00- TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizine devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir....

    Mahkemece, davanın ticari şirket hisse devri protokolünden kaynaklanan taşınmaz devrinin hileli olduğu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak nitelendirilmesi sonucu görevsizlik nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Mahkemece her ne kadar dava, ticari şirket hisse devri protokolünden kaynaklanan taşınmaz devrinin hileli olduğu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak nitelendirilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, davacının, adına kayıtlı taşınmazın davalıya devrinin hileli olduğu iddiasına dayandığı, bu nedenle davanın genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği karşısında, asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, mülkiyet hakkı bulunmaksızın tahsis protokolünden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

        Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamasına göre dava; davalılardan Ceylan yönünden anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, davalılardan Kamil yönünden ise şahsi hakka dayalı muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Her ne kadar davalılardan Ceylan yönünden açılan dava Aile mahkemelerinin görevine girmekte ise de dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle tapuda Ceylan adına kayıtlı olmadığı sabittir. Davacı vekili, davalı eski eşin dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı babası Kamil'e anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı hakkını kullanmasını engelleyecek şekilde mal kaçırmak amacıyla devrettiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davacının davalılardan Kamil'e karşı açmış olduğu davanın yasal dayanağının Türk Borçlar Kanununun 19. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18.) maddesi olduğu anlaşılmaktadır....

        Taşınmazın ise, davacı tarafından dava dışı üçüncü şahsa dava açıldıktan sonra 14.8.2015 tarihinde imzalanan devir protokolü ile devredildiği dosya arasında bulunan devir protokolünden anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkin olmayıp sözleşmeden kaynaklandığından alacak istemleri tapu devredilse de devam eder. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye dava tarihinden önce devredildiğinden davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. (Muaf)...

          UYAP Entegrasyonu