Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalının temyizi üzerine Özel Daire boşanma davasından sonra da tarafların aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu halin evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, ortak hayatın sürdürülmesinin fiilen mümkün olduğunu gösterdiğini, davanın reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur.Aşağıda açıklanan nedenlerle bozma kararına katılamıyorum: Aralarında çıkan olaylar nedeni ile davacı kadın eldeki boşanma davasını açmıştır.Boşanma davasının açılması ile birlikte tarafların birlikte oturdukları konut ortak konut olmaktan,diğer bir anlatımla aile konutu olmaktan çıkmamaktadır.Taraflar boşanma davasına karşın bu konutu birlikte kullanmaya devam edebilirler.Aile konutunun boşanma davasının varlığına rağmen birlikte kullanılması davacının boşanmaya neden olan ve evlilik birliğini temelinden sarsan olaylara onay verdiği ve evlilik birliğini devam ettirmek niyetinde olduğunun kanıtı değildir.Bu düşünce kabul edildiği taktirde...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, Türk Medeni Kanununun 166/4.maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmaktadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın 25.2.2005 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten başlayarak üç yıl geçtiği, bu süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu itibarıyla doğrudur. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, ortak hayatı kurmaktan kaçınan ve bir başka kadınla fiilen evliymiş gibi yaşayan eşine şiddet uygulayan davacı tamamen kusurlu olup, davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır....

      Dairemizce; dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın ve yanındaki 2003 doğumlu ortak çocuk .... yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği yönünden bozma kararı verilmiş, boşanma davasının reddi bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmakla, bozma gereğince sadece tedbir nafakalarına hükmedilmesi gerekirken, temyizin kapsamı dışında bırakılarak kesinleşmiş bulunan erkeğin boşanma davası yönünden yeniden feragat nedeniyle reddine karar verilmesi Kanunun ağır ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.02.2017 (Çrş.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, kişisel ilişki yönünen temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, bölge adliye mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş; ortak çocukların velayeti anneye verilerek baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir....

          un velayeti ile ilgili olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması yönünden bozulmuş diğer yönlerden onanmış olup, mahkemece bozma sonrası kesinleşen boşanma, tazminatlar ve kadın lehine hükmedilen nafakalar ve boşanma davasına ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik yeniden hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Aile Mahkemesinde açtığı boşanma davasının Tarsus 1....

            DAVA TARİHİ : 12.01.2018 KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi SAYISI : 2018/48 E., 2018/1082 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesinin 07.06.2017 tarihli, 2017/565 esas, 2017/653 sayılı kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin asıl boşanma davasına ilişkin kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velayetinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine, davalı-karşı davacı kadın için aylık 1.500 TL, çocuk için aylık 750 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk için aylık 750 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

                Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların 16/08/1993 tarihinde evlendikleri, iki müşterek reşit çocuklarının bulunduğu; davacı erkeğin iddialarının ileri sürülüş biçiminden anlaşıldığı üzere davacı erkeğin davasının, TMK'nın 166/4 maddesinde düzenlenen fiili ayrılık- ortak hayatın yeniden tesis edilememesi nedenine dayalı boşanma davası olduğu, TMK'nın 166/4 maddesine göre "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayıllacağı ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verileceği"; davalı kadının iddialarının ileri sürülüş biçiminden anlaşıldığı üzere ise boşanma davasının reddine karar verilmesi, mahkeme aksi kanaatte olursa, kusurun davacı erkekte olması nedeniyle maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin olduğu anlaşılmaktadır...

                olduğu ve bakımının annesi tarafından karşılandığı, annenin bakım ve eğitiminde sakıncalı bir durumun bulunmadığı yönünde yapılan değerlendirmeler ile kadının boşanma davasında verilen hükmün istinaf edilmeden kesinleşmiş olması nedeniyle boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 100,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, boşanma davası hakkında yeniden karar verilmediğinden asıl davada vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, karşı davada kendisini vekille temsil ettiren erkek lehine yürürlükte olan Avukatlık asgari Ücret Tarifesindeki maktu vekâlet ücretinin kadından alınarak erkeğe verilmesine, davalı-karşı davacı erkeğin adli yardımdan yararlanması...

                  UYAP Entegrasyonu