Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Davalı baba tarafından açılan boşanma davası nedeniyle annenin ayrı yaşama hakkı bulunduğu, davacı ...'in kısıtlanmasına karar verilerek anne ve babanın velayeti altına alındığı, daha önce açılan nafaka davası sonucunda anneye tedbir nafakası verilmesine, ... hakkında ise vesayet kararı bulunmadığından istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; boşanma davasının kesinleşmediği, ...'in velayetinin anne ve babada bulunduğu ve adı geçen için önceden nafaka takdir edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

    (HMK md.188) İstisnalardan biri olarak, Aile Hukukuna ilişkin anlaşmalı boşanma kapsamında tarafların boşanma, velayet ve mali sonuçlar yönünden yaptıkları anlaşma hakim tarafından onaylanmadıkça mahkemeyi bağlayıcı bir sonuç doğurmaz ( TMK md. 166/3 ).Somut olayda ise, boşanma davası açılmaksızın tedbir nafakası isteminde bulunulmuştur. Ayrıca açılmış işbu davada, nafaka miktarı kamu düzenine ilişkin bir husus olmayıp, hakimin takdir yetkisinin bulunması da anlaşma ile nafaka miktarını belirlemelerine engel değildir. Ayrıca davacının anlaşmaya rağmen bu davayı açıp sürdürmesinde de hukuki yararı vardır. Nitekim davalının kabulünde olan nafakayı ödememesi halinde, elinde mahkemece ilam bulunmayan davacının alacağını tahsil etme imkanı olmayacaktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, daha evvel boşanma ve velayetin tevdii davalarında lehine iştirak nafakasına hükmedilmeyen müşterek çocuk için aylık 500 TL iştirak nafakası talep edilmiştir. Davalı, boşanma davasında kabul edilen protokole göre tarafların birbirlerinden nafaka talep edemeyeceklerini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 250 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı ... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          Mahkemece; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile davalının küçüğün eğitim ve öğretim masrafları için davacıya 156.000 TL tutarında para bıraktığı ,boşanma dosyasında düzenlenen protokol gereğince tarafların birbirlerinden her ne suretle olursa olsun nafaka talebinde bulunmayacaklarının kararlaştırıldığı, aradan geçen sürede davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir kötüleşme ve davalının ekonomik durumunda olağanüstü bir artış da olmadığı , boşanma dosyasında düzenlenen protokolün 4.maddesinin iştirak nafakasının toplu ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafından protokolün 4.maddesi gereğince toplu olarak yatırılan nafaka miktarının faiz getirisinin enflasyon götürüsünü karşılayabilecek miktarda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir....

            Borçlu babanın takip dayanağı boşanma ilamından sonra tarafların 31.10.2006 tarihinde tekrar evlendiklerini ve 13.04.2007 de ikinci kez boşanmalarına kadar beraber yaşadıklarından bu süre için nafaka talep edilemeyeceği gibi evlenme ile ilam hükmünün sona ermiş olması nedeniyle ilk boşanma ilamı tarihi ile tekrar evlenme tarihi 31.10.2006 ya kadar ki, dönem dışında nafaka istenemeyeceğinden bu dönem için yapılan takibin iptali istenilmiş, icra mahkemesince 24.2.2005 boşanma tarihinden tekrar evlenme tarihi 31.10.2006 arası dönem için nafaka istenemeyeceği ancak tarafların ikinci kez boşanmalarına ilişkin Karşıyaka 1....

              Oysa, fiili ayrılığı başlatan reddedilen boşanma davasının davacı erkek tarafından açıldığı, davacı erkeğin 20.01.2012 tarihinde davadan feragat etmesi sebebiyle reddedildiği, bundan sonra davalı kadın tarafından 09.03.2012 tarihinde davacıya karşı bağımsız tedbir nafakası davası açıldığı, "Ayrı yaşamakta haklı görülerek" nafaka isteğinin kabul edildiği görülmektedir. Davacı erkeğin boşanma davasından feragati, sözü edilen davaya kadar ki olaylardan dolayı davalının kusurlu kabul edilmesine mani olur. Feragatin hasıl ettiği kesin hüküm etkisi karşısında, artık önceki olaylardan dolayı davalı kusurlu addedilemez. Reddedilen boşanma davasından sonra da davalı kadının herhangi bir kusuru ispatlanamamış, aksine bu dönemde açtığı nafaka davasında davalı kadın haklı bulunmuştur. Bu durumda reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebep olan davacı erkek boşanmada tam kusurludur. Davalı kadına atfedilebilecek bir kusur gerçekleşmemiştir....

                Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; boşanma sırasında davacının çocuk için nafaka talep etmediğini, zamanla davacının gelirinin de çocuğun giderini karşılayamadığını belirterek 400 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; boşanma sırasında düzenlenen protokolde davacının "Çocuk için nafaka istemiyorum" beyanının bulunduğu, boşanma kararının 05/07/2011'de kesinleştiği, bu davanın 20/07/2011'de açıldığı, arada 15 günlük kısa bir sürenin bulunduğu, bu sürede davacının ekonomik durumunun bozulmasının mümkün olmadığı, protokol hükümlerinin yerine getirilmediği, davanın iyiniyetle açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın 16.04.2012 tarihinde nafaka davası açmıştır. Davalı-davacı erkek 24.04.2012 tarihinde ... Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 2014/491 esas sayılı dosyası ile boşanma davası açmış, davacı-davalı kadın ise erkeğin bu davasında karşı dava olarak boşanma ve ziynet alacağı davaları açmıştır. ... Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 2014/491 esas sayılı dosyası kadının açtığı nafaka dosyası ile birleştirilerek yargılamaya devam edilmiş ve davanın kısmen kabul kısmen reddi ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın lehine 300 TL tedbir ile 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedilerek tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

                    TMK'nın 175.maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda, tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir....

                    UYAP Entegrasyonu